Düzenlenmeye başladığı günden beri hemen hemen her Gaming İstanbul etkinliğine katılmaya çalışıyorum. Türkiye’de az gerçekleşen, gerçekleşse bile bir parçası olmaktan utanmayacağız nadir oyun etkinliklerinden…
Harika bir visual novel ile karşınızdayız bugün, sevgili geek dostlarım. To The Moon’un ikinci oyunu olsa da onun kadar ünlü olamayan, adeta “sevilmeyen kardeş”…
Bugün burada, başından sonuna kadar beni şaşırtmayı başaran, inanılmaz keyifli birkaç saat sunan ve gerek hikâyesi gerekse de oynanışı ile beni kendine hayran bırakan…
Neon renkler! Ritim! Subway Surfers! Synth-pop! Tarot! Tanrıçalar! Gaspar Noé! Bütün bunların ortak noktası nedir? İlk Kayıt Noktası’nın bu bölümünde tatlı mı tatlı bir…
Başlarken neler vadettiğini bilmediğim ama oynarken feci zevk aldığım, kısacık bir oyunla geldim size bugün. Evan’s Remains, bilim kurgu, visual novel ve bulmaca sevenleri…
Playdead Studios’un ilk oyunu olan Limbo’yu ben oynamadım fakat ne kadar sevildiğinin farkındaydım. Haliyle önüme, aynı stüdyonun bir diğer oyunu olan INSIDE’ı oynamak için…
Oyunların birer sanat eseri olup olmadığını tartışırken içlerinde barındırdıkları minik sanat eserlerini unutup duruyoruz aslında. Video oyunu dediğimiz kavram teknolojinin gelişmesiyle hayatımıza girdiği için…