Bundan yaklaşık bir hafta önce, dünyanın Avrupa kıtasına düşen bir kısmından çok sonra da olsa ülkemizde vizyona giren Dune filmi, kitapları okumuş olsunlar ya…
Kendimizi, yaşadıklarımızı ifade etmek için kelimelere sığınıyoruz. Onları uç uca bağlayarak içine kurulduğumuz dünyayı çevrelemeye çalışıyoruz. Oysa her ne kadar kelimelerin hâlâ en havalı…
Romanların olayları kadar, anlatım tarzları da mührüdür hikâyenin. Yazarın yaverliğini kabul edip etmeyeceğimizin ilk belirtisidir. Bazılarının dili, olanca hayalperestliğiyle zıplar, koşturur tepinir, ayaklarımızı yerden…
Açık açık konuşalım, bir filmin kitabını okumak için pek bir sebep yok. Bir filmin ya da oyunun kitabı üründen öteye geçemiyor. Koleksiyoncuysanız alır rafınıza…
Tanrı’ya inanır mısınız? Peki ya Şeytan’a? Doğru ya, birine inanınca öbürüne de inanmak gerekir. Ya iyilik ve kötülüğe? Sizce aydınlık nerede biter, karanlık nerede…
Binlerce değişik vakit geçirme imkânının olduğu bir zamandayız, biliyorum. Üzerine işler güçler, zorunlu etkinlikler falan derken vakit de bayağı kıymetli. Salgın derken eve kapananlarımız…
Alışkanlık, düzenli olarak tekrarlanan, bilinçaltında meydana gelme eğilimi gösteren bir davranış rutinini ifade ediyor ve hepimizin, haberdar olsak da olmasak da saymakla bitiremeyeceğimiz kadar…
Kitap ve kahve çiftini birbiriyle öylesine yakıştırıyoruz ki onları ayrı ayrı tüketsek de birbirlerinin yanında olduğunda tamamlanmış hissediyoruz. Bu ikilide ne varsa bize huzur…
Çok uzun yıllardır beklenen Mimesis’in çevirisi, yine çok uzun ve oldukça da sancılı olduğu konusunda akıl yürüttüğüm bir sürecin sonunda İthaki Yayınları’ndan çıktı! Tam…