The Forest, uzun bir süre boyunca erken erişimdeydi ve bu yüzden oyunun hikâyesi bir türlü tamamlanamamıştı. Nihayet erken erişime bir son getirildiği zaman eklenmiş olan detaylar ve ek sinematikler, belli bir olay örgüsüne ve sona ulaşılmasına yardımcı oldu. The Forest’ın çok derin bir hikâyesi olmasa da oyuncular tarafından üretilen teoriler ve olay örgüleri böylelikle gittikçe aydınlanmaya başladı. Oyuna eklenen bu sinematiklerin sonunda, işte şöyle bir The Forest lore’u bekliyordu bizi:
Sahara Therapeutics ve Deney Girişimleri
Konumunun muhtemelen Kanada’nın güney taraflarında bir yerde olduğu düşünülen Peninsula adası; ormanlara, çeşitli vahşi hayvanlara ve mağaralara sahip bir keşif alanıydı. Mağaralarda bulunabilen cesetlerden ve ormanın içindeki kamp çadırlarından, zaman zaman keşif için birçok insan grubunun burayı ziyaret etmiş olduğu anlaşılabiliyor. Böylesi bir ada, “ölüyü diriltme” ve “ebedi yaşam” gibi deneyler üzerinde çalışan Sahara Therapeutics‘in dikkatini çekmiş olmalı ki Peninsula’yı satın alıyor ve yerin oldukça derinlerine gizli bir araştırma laboratuvarı kuruyorlar.
Bilim adamları ve doktorlar; hastalıkları iyileştirmek adına Resurrection Obelisk isimli büyük ve içine konulan çocuğun parçalanarak ölümüne sebebiyet verebilecek bir aleti kullanarak denekler üzerinde çalışmaya, bu süreçte de Peninsula adasına konaklamaya gelen ailelerin çocuklarını kaçırmaya devam ediyordu. Kaçırılan bu çocuklar, aileleri tarafından “gönüllü” olarak yollanan ve Sahara’da konaklayan çocukları iyileştirmek, onlara ebedi yaşam sağlamak için kullanılacaklardı ve kullanılıyorlardı.
Obelisk Yapıları ve The Ancient Ones
Obelisk, içine diriltilmesi istenilen kişiyi koydukları obsidyen bir yapı. Yüksek dağlardan birinin üzerine kurulmuş, Araştırma Laboratuvarı’nın gözlemevi bölümünde, Resurrection Obelisk ve Power Obelisk ile karşılaşılıyor. Power Obelisk, uçakları düşürmek için kullanılan, mavi ışıklar saçan, obsidyenden yapılmış bir yumurtaya benziyor. Resurrection Obelisk ise anlattığım diriltme deneylerinde kullanılan, uzun, kapılı, içerisinde dikenler bulunan ve altında kurbanların kanlarını depolamak için bir deliğin yer aldığı yapıdır. Bu aletleri Sahara kullanıyor olsa da yaratıcıları çok daha ayrı bir grup insanı içeriyor.
Obelisk’in yapımcıları ile ilgili çok az şey bilinmekte ve “The Ancient Ones” tarafından yaratıldıklarına inanılıyor. The Ancient Ones grubunun efsanevi veya büyülü güçlerinin olabileceği düşünülüyor. Mağaralarda gizli tapınaklar inşa eden ve ruhların, bir bedenden başka bir bedene aktarılabileceğine inanan Druidler, The Ancient Ones üyelerinin faaliyetleriyle örtüştüğü için, onlara Peninsula’nın Druidleri de deniyor. Bu aletleri keşfettikten sonra yarımadadan kaçtıkları veya başarısız olup ilk yamyamları yarattıkları ile ilgili bir teori de mevcut.
Uçağın Peninsula’ya Düşüşü ve Timmy ile Bağlantısı
Sahara’da çalışan Dr. Mathew Cross, bulunduğu etik olmayan deney girişimleri sonrasında Sahara’dan atılıyor. Hemen sonrasında ise mutant isyanının çıktığı düşünülüyor. Peninsula mağaralarında bulunabilen kasetlerin birinde kayda alındığına göre Armsy, gözlem odasından kaçıyor ve insanlara saldırmaya başlıyor. Bu kaset, mutant isyanının başlangıcını göstermekte. Yani kısaca The Forest’ta karşılaştığımız bu ikiden fazla kola sahip olan agresif mutant Armsy, diğer mutantların öncüsü oluyor ve katliam başlatıyor. Ta ki Sahara Laboratuvarında bir tane bile insan kalmayana kadar.
Ancak Mathew bir şekilde kaçmayı başarıyor. Bir süre kırmızı boya ile vücudunu boyayarak mutantların ve kabilelerin arasında dolaşmaya devam ediyor. Yine tam bu sıralarda, tekerlekli sandalyesindeki kızı Megan, hastalığına yenik düşüyor. Dr. Mathew Cross, kızını hayata döndürmek amacıyla Power Obelisk’i kullanarak Eric ve oğlu Timmy’nin bulunduğu uçağı düşürüyor. Timmy’i kaçırdıktan sonra kızı Megan’ı Resurrection Obelisk canlandırmayı başarıyor.
Oyuncular, Peninsula’nın köşe bucaklarında bu kırmızı boyayı bulabilirler. Eğer kırmızı boyayı karakterinize sürerseniz yerliler size saldırmıyor hatta karşınızda size tapıyormuş gibi eğilip dualar ediyorlar.
Resurection Obelisk ve Timmy
Peninsula’daki büyük çukurun altında bulunan Sahara laboratuvarı girişine geldikten sonra Eric, içeride, Dr. Mathew Cross ve Timmy’nin bedenini buluyor. Dr. Mathew Cross’un bedenine saplanmış olan boya kalemleri ele alındığında onu öldüren kişinin kızı, yani Megan olabileceği düşünülüyor. Eric daha sonrasında Resurrection Obelisk’in yanındaki Timmy’nin bedenine ulaşıyor.
Laboratuvarın bu bölümlerinde ilerleyen ve Resurection Obelisk’in nasıl çalıştığını öğrenen Eric, Megan’ı aramaya başlıyor. Eric, Megan’a yaklaştığı zaman tıpkı Virginia ve Armsy gibi Megan’ın da bir çeşit mutant boss‘a dönüştüğünü görüyor. Megan’ın mutant hâlini alt ettikten sonra cesedini Obelisk’e yerleştiren Eric, yaşayan bir kurban gerektiğini fark ediyor. Tam burada Eric, gözlemevine çıkıp, tıpkı Dr. Mathew’ın yapmış olduğu gibi Power Obelisk ile bir uçak düşürüyor.
The Forest Finali
Birinci Sinematik: Eric, uçağı düşürdükten sonra ekrana başka bir sinematik giriyor. Bu sinematikte Timmy ile birlikte bir televizyon programına konuk olan ve Peninsula’dan kaçışı ile bir kitap yazdığı görülen Eric yer alıyor. Her şey güzel gidiyor diye düşünülürken Timmy, bir anda Megan’ın geçirdiği nöbeti geçirmeye başlıyor. Neyse ki mutanta dönüşmüyor ve bu sinematik de burada bitiyor.
İkinci Sinematik: Sonraki sinematikte, Timmy’nin gözünden dairesi gösteriliyor. Odasındaki duvara yapıştırılmış “Site 2” yazan bir harita ile bir sürü kağıt, Timmy’nin bu adayı ve deneyleri araştırıyor olabileceğini düşündürtüyor. Son olarak, Timmy’nin tekrardan geçirdiği nöbet ile sinematik bitiyor ve The Forest son buluyor.
Sons Of The Forest ve The Forest Bağlantısı: Puffton Industires
Site 2 ismindeki bu adanın Peninsula yakınlarında olup olmadığına dair de bir ipucu yok. Obelisk yapılarına bakıldığında, başka bir adada yine aynı olay örgülerinin döndüğü düşünülüyor. Bu sefer aranılan kişiler ise Mr. Puffton ve ailesi.
İlk oyuna verilen referanslardan birinde, Edward Puffton’ın notlarından yola çıkılarak Sahara Therapeutics ve Puffton Industries’in arasında bir rekabet olduğu ve Site 2 adasını Puff Corp’un satın aldığı görülüyor. Ada’da, Obelisk’e benzeyen ancak altın rengine sahip ve dünya dışı olduğuna inanılan bir mineralin bulunduğu biliniyor. The Artifact denilen dünya dışı güçlere sahip bir yapı, bu adadaki olayların nedeni olarak görülüyor.
Bütün bu ipuçlarından çıkarılan sonuçlara göre, tıpkı The Forest’ta olduğu gibi birtakım deneylerin veya dünya dışı minerallerin güçlerinin kötüye kullanıldığı ve bununla beraber bu adadaki sakinlerin mutanta dönüştükleri görülüyor. Adada bulunabilen kasetlerdeki görüntüler ile bunları teyit edebiliriz.
Eric, Timmy ve Virginia – Paralel Evren Teorisi
The Forest’ın ikinci sinematiğinden sonra, Sons Of The Forest’ın ana karakterinin Timmy olabileceği ve Site 2 yazılı haritayı araştırmasını konu alacağı tahmin ediliyordu. Fakat Timmy, çok daha farklı bir şekilde karşımıza çıktı. Yine başka bir teoriye gelelim. Oyun içindeki bir Bunker’a girildiğinde karşılaşılan bebek mutant ile bir genç adam ve hemen arkasından “Get down son!” diye bağıran yaşlı bir adam görülüyor. Bu iki kişinin Eric ve Timmy olabileceği düşünülüyor ama Site 2 adasına gelme nedenleri bilinmiyor. Tıpkı Site 1’de olduğu gibi Site 2’de de Virginia ismindeki bir mutant bulunuyor. Bu ve bunun gibi örtüşmeler, Sons Of The Forest’ın bir “paralel evren” olabileceğine dair teorilere yol açıyor.
Sons Of The Forest Finali
The Artifact’te yer alan final sahnesinde, fütüristtik bir şehrin halüsinasyonunu gören ana karakter daha sonrasında adayı terk edebiliyor ya da adada kalıp mutantlarla savaşmaya devam edebiliyor. Hikâyenin gidişatı merak uyandırıcı olsa da finali sönük kalmış denebilir ancak Sons Of The Forest erken erişimde olduğu için hikâyesine dair daha çok şey eklenileceğini düşünüyorum. Şimdilik, oyuncular tarafından bulunan ipuçları ve hikâye örüntüleri bu şekilde.