Ay, hatırlıyor musunuz ya da takip etmiş miydiniz bilmiyorum ama Netflix, The Witcher dizisinin ilk sezonu çıkmadan önce ağzı fazlaca sıkı bir tanıtım yürütmüştü. Bin tane röportaj vermelerine rağmen ana üçlü hakkında herhangi bir wiki sayfasının ilk cümlesine yazılacak kadar şey söylüyorlardı, onca basın turuna rağmen serinin, aynı zamanda Dandelion olarak da bilinen ozanı Jaskier’den bir tek minik görüntü alabilmek için son fragmanı beklemek zorunda kalmıştık, hatta dizinin hangi kitapları içereceğine dair net bir bilgiye bile son haftalara kadar sahip değildik.

İşte bu sebeplerden ötürü ikinci sezon için de süreç, benzer şekilde ilerler diye düşünüyordum. Tamam, ilk sezona göre daha çok şey vardı elimizde ama bu, daha ziyade salgın sebebiyle bir durup bir başlayan çekimler ve iki sezon arasındaki uzayan zamanda kendilerini hatırlatmak için gerekli bir şeydi. Yani, oyun ve dizinin birleştiği WitcherCon gibi bir etkinlikte elbette yeni görseller, çizimler, taslaklar, hiç olmadı Jaskier’in yeni şarkısından bir şeyler bekliyordum ama son gün kesenin ağzından hem oyundaki buglı Roach’ı içeren dizi görseli hem yeni posterler hem yayın tarihi hem bölüm isimleri hem de teaser dökülmesini beklemiyordum.

Bakın, bunların bir tanesini siteye yazmaya başladığım anda ikincisini duyurdular ve bu vesileyle canıma kast ettiklerinden de eminim. Çünkü tabiatım gereği yazdıkça yazasım geliyor ve Witcher da hususi olarak üzerine konuşmayı sevdiğim bir konu; hepsini asla bir günde yetiştiremeyeceğim. Netice olarak emin olup kanıtlayamadığım tüm çabalara karşın kendimi çok da kaybetmedim ve buradayız; The Witcher dizisinin ikinci sezonundan yayınlanan ilk genel tanıtım filmini konuşacağız. Buyurun, bu da söz konusu teaser:

İki dakika on iki saniye içerisine tüm sezonda hangi hikâyelere denk geleceğimizi sıkıştırmışlar, öncelikle bunun için tebrik ediyorum. Bunu başarmak için sonlara doğru çeşitli bölümleri, tıpkı bir ay kadar önce yayınladıkları karakter tanıtım videoları gibi minicik bir şekilde ve hızla göstermişler; artık alıştığımız bir şey çoğu yapımdan ama bunu tebrik etmek gerekir mi, emin değilim. Muhtemelen bu yazı bittikten üç gün sonrasına dek durdurup durdurup bakacağım ve yeni şeyler fark edeceğim. Artık yakaladığım kadarına değinmekten başka bir çare gelmiyor aklıma, sonrasına daha sonra bakarız.

Başlangıcı, birinci sezonda onları bıraktığımız yerden, Geralt ve Ciri ormanda geceyi geçirirlerken açıyoruz. Burada Ciri, beklenildiği gibi ikisi arasındaki bağı sorguluyor olacak ve muhabbet bir şekilde, ilk sezonda duymaktan sıkıldığımız “kader” meselesine bağlanacak. Sonrasında ise Ciri, tanıtımdaki ilk cümlesini kuruyor işte. Geralt da ona, sadece kaderi olmadığını, “Çok daha fazlası” olduğunu söylüyor. Bu diyaloğun normalde ilk sezonun son bölümünde yaşanması gerekiyordu fakat Geralt – Ciri – Yennefer üçlüsü arasındaki süper-organik bağı sezon kapanmadan vermek istedikleri için o kısımları bayağı bir kesmişler ve onun yerine Ciri’ye ilk olarak “Yennefer nerede?” dedirtmişlerdi. Ben de çoğunlukla şurada bundan epey bir şikayet etmiştim ve yalnız değildim. Zira Witcher evreninde ‘kader’in ne ifade ettiğini anlatmak için kelimeyi her bölümde üç kere tekrar etmenin yetmediği kanaatindeydim ve zaten son bölümün son sahnesinde gördüğümüz karşılaşmaya kadar geçen sürede, ikili arasında yaşanan pek çok ‘kaderin cilvesi‘ anını yok saymışlardı. Hâliyle genel itibariyle hayranlar bu duruma kızdılar ve burada da biraz bu telafi ediliyor diye anlıyorum.

Telafi demişken bence fragmanın bütününe bir telafi havası hâkim, siz ne dersiniz bilemiyorum. Açılışın ardından Geralt ve Ciri’yi yine Ciri’nin bazı sorularına cevap vermek üzere konuşurken görüyoruz, bunun normali de böyle olmalı zaten ama ilk sezonda bu açıklamaların hiçbirini yapmadıkları için, ilk tanıtıma hemencecik koymalarının arkasındaki motivasyon, telafi arayışının tez elden gösterimi olabilir.

Sonraki sahnede Roach’ın sırtında ikili karlı yollardan geçiyor, bunun ardına Kaer Morhen’in geleceğini anlıyoruz. Kalenin tasarımı oyundakinin hık demiş burnundan düşmüş, ben bile oturduğum yerden evime gelmiş gibi hissettim. Ciri, Kaer Morhen’e giriyor; kalenin yemek salonunda, oyunlarda bile görmediğimiz kadar witcher bir arada. Paul Bullion’un Lambert‘i ve Yasen Atour’un Coen‘i hemen göze çarpıyor. Onlar Geralt’ı kucakladıktan biraz sonra Cirilla’ya “Sen kimsin be?“, diye soran Basil Eidenbenz’in Eskel‘ini görüyoruz. Eskel’in Geralt’a benzemesini gerçekleştirmelerine ayrıca sevindim.

Buradan sonra Geralt’ın talim yaptığı bir sahneye geçiyoruz, birkaç güzel hareketin ardından, sahne yerini, Cirilla kabus görürken Geralt’ın onu izlediği kısa bir ana ve o esnada da prensesin ağzından, bununla bağlantılı olarak çok korktuğunu söylemesine şahit oluyoruz. Bu kabuslar Geralt ve Cirilla’nın beraber olduğu her an için fazlasıyla önem taşıyorlar, üçüncü oyunda da farklı ve ilerisini anlatan bir hikâye içerisinde kullanılmışlardı. Diziye taşımalarına sevindim, umarım kitaptaki gibi işlerler ve Ciri, dizideki kabuslarında da o yere batasıca siyah telekli miğferi ve yere batmayasıca sahibini görüyordur. Serimi ve düğümü böyle geçersek çözümü muhteşem olacak.

Cirilla dış sesten, tüm dünyayı ateşe verebileceğini hissetmesinden kaynaklanan korkusunu anlatmaya devam ederken bir yandan da bir odayı geziyor. Witcher kılıçları hem onun hem de bizim dikkatimizi çekiyor. Cirilla korkusunu açığa vurduğunda Geralt’ı da şaşkınlıkla karışık ürkme hâlinde görüyoruz. Bu ikisi dizide aynı anda gerçekleşmiyor olabilir tabii. Öyle olmasa da haklı bir korku bizim için, bu küçük kızın ağzından şimdiye kadar yalan çıkmadı, korkmak lazım.

Cirilla’ya korkuyla yüzleşmenin kolay olmadığına dair bir nutuk çekmekte olan Geralt, ona bir tahta kılıç uzatıyor. Zaten Kaer Morhen’e vardığımız için Ciri’nin burada neredeyse bir witcher gibi yetiştirileceğini biliyoruz. Sezonun ne kadarlık bir kısmında buraya yer verileceği apayrı bir konu, ben iki bölümü aşmayacağını düşünüyorum ama bunları başka bir zaman konuşuruz çünkü devam etmemiz lazım. Tahta talim kılıcını Ciri’ye verdikten sonra Geralt, “Senin için buradayım” diyor; ben duygulandım dostlar, sonraki paragrafa kadar biraz mola istiyorum.

Sana kaç dersem, kaç. Saklan dersem, saklan.” Bu cümleler, çok yanılmıyorsam kitaptan alıntı olsa gerek. Geralt, dış sesten bu cümleleri kurarken birçok farklı bölümden olduğunu düşündüğüm canavarlarla mücadele veya mücadeleye hazırlık sahneleri arka arkaya geçiyor. Bir tanesinde kılıçlı bir siluet yer alıyor, Ciri’yi bulmak için gönderilen ve Geralt başta olmak üzere pek çok karakterimizin başına musallat edilen Rience olabileceğinden şüpheleniyorum ama yeterince göremedim. Ciri, birilerini durdurmak için uyarıyor buralarda bir yerlerde, bir tanesi geçtiğimiz sezon gördüğümüz Danica olmak üzere birkaç kadın var ama henüz hikmetini çözebilmiş değilim. Neticede Geralt bu sefer anlık bir şekilde Cirilla’ya “Kaç!“, diyor. Burası da muhtemelen kitapta ikilinin, Ciri daha çok küçükken Brokilon’da karşılaştıkları ilk ana öykünme. Ah be, ilk sezonda Cirilla’nın yaşını bu kadar acele ettirmeseydiniz ne olurdu?

Geralt’ın kendisini de ormanda biraz koşarken gördükten sonra, dış ses bu sefer Kurt Okulu’nun manevi babası, Kim Bodnia’nın Vesemir‘inden bahsetmeye başlıyor. Arkası kameraya dönük bir şekilde, Geralt’ın sütunlar üstündeki talimini izliyor. Bu sahne, ta en başında yine Geralt’ı çalışırken gördüğümüz yerden. Geralt, Kaer Morhen’in duvarları dışındaki dünyanın ne kadar tehlikeli olduğuyla ilgili bir konuşmayı alıntılıyor Vesemir’den. “Tehlikeli ama bir amaç, bir güç bulabilirsin“, diye devam ediyor. Biz de dış dünyadan sahneler görüyoruz eşlik eden. Kılıçlarını çekip sırt sırta vermiş Geralt ve Ciri’yi üst plandan görüyoruz, sonra bir yakın çekim var aynı sahne. Peşinden Ciri, Roach’ın sırtında ve Geralt da onların önünden yürürken “O nerede?”, sorusu dökülüyor Geralt’ın ağzından; Yennefer için sorulduğunu düşünüyoruz bu sorunun çünkü hemen ardından, muhtemelen Sodden Muharebesi’ni müteakiben Yennefer’in adını çağıran, pardon çığıran Tissaia de Vries görünüyor, yaşasın.

Birisi Geralt’a, Ciri’nin başına tahmin ettiğinden daha fazla iş açabileceğini ima ederken yine ardı ardına sahneler giriyor. Bacağı yaralı Geralt, birçok iksirin etkisinde kalmış Geralt, dövüş hâlinde Geralt. Ormanlık alanda Ciri, başlığını indiren kızıl saçlı bir kadınla karşı karşıya. Bu da muhtemelen Kaer Morhen’e Ciri’nin kabusları ve potansiyel güç patlamaları için çağırılan Triss Merigold. Ama saçları ilk sezondakinden çok farklı görünüyor tabii, ön plandan çekim de göremediğim için yorum yapamıyorum. Kısa anlar silsilesi içerisinde geçtiğimiz sezondan tanıdığımız ama kitaplarda yer almayan, Ciri’nin Brokilon yolculuğunda tanıştığı ve benim adını unuttuğum genç elfi görüyoruz. İlk bölümde yer alacak olan Kristofer Hivju Hivju’nun canavar formuna kısa bir bakış atıyoruz.

Ve sonunda! Minicik de olsa Jaskier‘i de görüyoruz. Saçlarınnı uzatmış, kirli bir sakalı ve tüylü bir şapkası var kafasında, sanatını icra ediyor. Tam istediğimiz gibi sanırım ama Jaskier sevenlere garezleri var, geçen sezonda da doğru düzgün göstermemişlerdi dizi çıkana kadar, şimdi de deliler gibi saklıyorlar. Cirilla’nın güzel yüzüne yaklaşan ve biraz Geralt’a, biraz da bize yönlendirilen “Hazır mısın” minvalindeki soruyla tanıtımın bu kısmını da kapatmış oluyoruz.

Geralt ve Ciri’yi bolca gördük, ana üçlümüzün üçüncüsüne geldi sıra. Fringilla Vigo beliriyor bir sonraki sahnede, ağacın altında bir süredir baygın yatan Yennefer ile konuşuyor. Böylece de sonlanıyor zaten. Şu halde Sodden’in hemen sonrasındayız. Ancak dizi, ilk sezonunda bazı olayların sırasını değiştirdi ve bu sezonda da özellikle Yennefer için zamanı biraz ileri sarmış gibi gözüküyorlar. İnternete düşen bazı görseller Yennefer ile Cirilla’yı beraber gösteriyordu nitekim kitaplar açısından da olması gereken bu. Dolayısıyla Yennefer’in bu seferki esaretini çok kafamıza takmamıza gerek yok gibi görünüyor.

Mutlaka ki daha bir sürü şey var ve daha en baştan söylediğim gibi, ben de birkaç kere daha izleyince göreceğim. Mesela birkaç yerde düştü önüme, Vadili Papatya Francesca da varmış bir yerlerde, kaçırdım. Sonra witcher madalyonlarının sallandığı bir sahne ve Nifgaard güneşi vardı ama onların görselini daha önceden paylaşmışlardı, üzerlerinde duramadım. Şimdilik, yazı da 1400 kelimeyi geçmiş durumda, benden bu kadar diyorum. Genel itibariyle beğendiğim bir tanıtım filmi oldu, açıklanan ve bir başka yazıda da onlardan bahsetmek istediğim bölüm isimleriyle birlikte, bu sezondan ‘daha fazlasını’ bekliyorum. Hiç değilse şu tik-tok sahnelerini çıkarttılarsa bile yeterli.

Siz ne dersiniz? WitcherCon’u takip ettiğiniz mi? Yayınlanan tanıtım filmini nasıl buldunuz? Kaçırdığım ya da yanlış yorumladığım neler var? Yorumlarda buluşalım, evet daha beş ay var ama tadımızı kaçırmalayım; Witcher tam gaz geliyor, ben de ilk şoku attıktan sonra kendimi hazırladım!

Author

Editör-in-çiif. Hayvan dostu, çokça yalnız; ismiyle müsemma ama çoğunlukla zararsız. İyi tavsiye verir, geç olana dek ciddiye alınmaz. Her geçen gün bitkinliğine şaşırarak ‘takı taluy takı müren‘ arıyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.