Nedendir bilmiyorum, ama memleketimizin tarihi daimi olarak iç karışıklıklar, korkutucu bir düzende gerçekleşen ya da kalkışılan askeri darbeler, tartışmalı seçimler ve genel bir öfke havası ile bezeli olmasına rağmen; spesifik olarak Eurovision‘a katıldığımız yılları çekip çıkarsak, ortada epey yaşanabilir bir ülke olacakmış gibi hissediyorum. Sanki Semiha Yankı ile Can Bonomo arasında geçen 37 sene içinde kalan Türkiye, 2012’den günümüze gelen memleketten daha bir yeşildi, suyu daha temizdi, havası daha ferahtı.
Artık pek değil. Bir süre önce sakallı kadınlar katılıyor, kadınlar öpüşüyor, bir de biz gurbetçi oylarıyla kazanamıyoruz diye çekildik Eurovision’dan. Bir süre sonra da yayınlamayı bıraktık. Bir sanat yarışmasına bakıp, “siz hep birbirinize oy veriyorsunuz biz hiç kazanamıyoruz” diye öfkelenmenin ne kadar bize has bir hareket olduğunu hiç düşünmeden, o eski günleri yâd etmek istiyoruz. Gelin birlikte 1975’den 2012’ye kadar yolladığımız 34 şarkının arasından en iyi 10’unu sayalım. Farklı bir sıralamanız varsa, Muhit’e berkleriz.
Ha bu arada, Eurovision geek’i misiniz? Yalnız değilsiniz, onu da söyleyelim!
Başlıyoruz!
MFÖ – Sufi
MFÖ iki kez katıldı Eurovision’a. Çok enteresan bir biçimde, iki şarkıyı da bugün MFÖ efsaneleri diye bir liste yapsak zirvenin yanına yaklaştırmayız. Diday Diday Day, çok normal bir şarkı. Sufi ise, ona göre, neredeyse bir film müziği destansılığında arka planıyla beş on gömlek yukarıda. Her halükarda, MFÖ’süz bir Eurovision listesi yapmak ayıp olurdu zaten. O yüzden, on numarada, Sufi.
Klips Ve Onlar – Halley
Türkiye Eurovision’a 1975 tarihinde katılıp, ilk seferde sonuncu olduktan sonra iki sene katılmamış; ardından girdiği bütün yarışmalarda da listenin diplerinde takılmıştı. Bu makus talihi Klips ve Onlar‘ın Halley’i bozdu. Listemizin dokuz numarasında da onların Türkiye Eurovision tarihinin top 10’a giren ilk şarkıları var. Bu arada şarkıyı dinleyeceksiniz, rica ediyorum, ikinci dakikaya kadar kapatmayın. O aralar çok enteresan şeyler oluyor zira…
Hadise – Düm Tek Tek
Şimdi burada bir şeyi netleştirmemiz lazım: Sıralamayı yaparken kesinlikle birinci dikkat ettiğimiz şey yarışma günü gösterilen performans. Şarkıların stüdyo kaydını değil, Eurovision vitrininde icra edilmiş hâllerini mukayese ediyoruz. Bu yüzden de Düm Tek Tek sekizinci sırada. Bunun da sebepleri olduğunu biliyoruz. Hadise eğer tam randımanlı verebilseydi kendini performansa, biz eminiz, ilk üçü temiz zorlardı Düm Tek Tek. Bu hâliyle, ancak buralarda.
Can Bonomo – Love Me Back
Yemin ediyorum arkadaşımız diye koymadık listeye. Love Me Back listemizin yedinci sırasında, ve bunun üç sebebi var. Birincisi, Bonomo’nun belli ki o sıralar stilistik olarak çok coştuğu “sakin başlayıp son çeyreğe doğru kopan şarkılar” keyfi gazla mevcut. İkincisi, gemi oluyorlar lan sahnede. Daha ne yani? Üçüncüsü ise 2:53 civarında atılan hayde. Vallahi ölüyü yerinden kaldırır, o ne be?
Mor Ve Ötesi – Deli
Listemizin altıncı sırasında Mor ve Ötesi var. Yani dönüp bakınca çok enteresan geliyor, yurtdışına kendimizi böyle anlatıyorduk arkadaşlar on yıl önce. “Buyurun” diyorduk, “biz bir sene karşınıza oryental dansla çıkarız, bir sene ska yaparız, belki sonraki sene alternatif rock çıkartırız, belli mi olur?“. Şuna bak. Taş gibi de şarkı gerçekten. Açık ara Eurovision tarihinin en hakkı yenmiş işlerinden.
Ki, hakkı yenmiş demişken…