Geçen senenin ödül yarışı son dakikaya kadar çok yakındı, ve en nihayetinde büyük ödüle, yani En İyi Film Oscar’ına Boyhood’un mu, yoksa Birdman’in mi ulaşacağı son saniyeye kadar kesin gözükmüyordu. Ama işte heyhat, tarih sadece kazananları yazar değil mi? Boyhood geniş çapına ve büyük vizyonuna rağmen zaman ilerledikçe Birdman’in yanında daha küçük kaldı, zira artık Birdman’in isminin sağında “En İyi Film, En İyi Senaryo, En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetmenliği” yazıyor.

revenant-gallery-02-gallery-image

İşte bu yukarıda saydığımız ödülleri kendi aralarında bölüşüp, Birdman’in 2014’ten muzaffer ayrılmasını sağlayan ikili, yani yönetmen Alejandro Inarritu ile görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki yeni bir projeye giriştiler. Ellerini de gayet çabuk tutmuşlar üstelik ki, film Birdman’den yaklaşık bir sene sonra, yani 2016’nın Ocak ayında vizyona girecek. Bu sefer başrolde Leonardo DiCaprio ve Tom Hardy var. Konu ise bambaşka.

Açıkçası Inarritu’nun filmlerini çok fazla sevebilmiş biri değilim, ondan mütevellit Revenant’ın arkasında onun olduğunu ilk duyduğumda da pek heyecanlanmadım. Fakat konu gerçekten de insanın içini bir hoş ediyor. En basit biçimiyle, sanıyoruz Dead Man ile Monte Kristo Kontu’nun birleşimi gibi anlatabiliriz hikayeyi. Amerika’da, 19. Yüzyıl başlarında tüm kıta keşfedilmeyi bekleyen bir vahşi doğadan ibaretken geçen filmimiz, Hugh Glass isimli bir kürk avcısını konu alıyor. Glass bir ayıyla cebelleşip, ölümcül bir şekilde yaralanıyor. Can dostu John Fitzgerald ise fırsat bu fırsat deyip, Glass’in pılını pırtısını alıp kaçıyor, ortağını da ölüme terk ediyor. Fakat Glass ölmüyor, vahşetin ortasında hayatta kalmayı öğreniyor ve Fitzgerald’dan intikamını almak için yola çıkıyor. Ha bir de, bu tümden gerçek bir hikaye!

Anlayacağınız tam klasik Monte Kristo tipi intikam hikayesinin, Dead Man ve Into the Wild’ın o “doğada kendini bulma” öyküsüne oturtmuşlar, mis gibi olmuş. Yalnız şimdiden söyleyelim, öyküyü böylesine övdük ama, fragmanında pek bir numara yok. Daha doğrusu bağlamdan çıkıp izlerseniz yok. Inarritu “ben yine marjinalliğimi yapacağım” diyerek tüm filmi doğal ışıkla çektiği için (niyeti vahşi doğanın gerçekliğini göstermekmiş) fragman biraz sönük duruyor. Ama konu ilginç, iki başrol meziyetli, yönetmen de tescilli. O yüzden bizi heyecanlılar hanesine yazın!

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.