10. Tim Schafer

Maniac Mansion

Kilit Oyun: Maniac Mansion

Neyi Değiştirdi: Size tek bir kelimem var. Sadece tek bir kelime: SCUMM.

Tim Schafer’ın oyun dünyasına hikaye anlatımı bakımından kattıkları inanılmaz. Gerçekten. Schafer belki de oyun dünyasının ilk gerçek ozanlarından biriydi. Herkes ciddiyet sıçma planları içerisinde birbirini yerken Schafer gerçekten de olgun komedilerle donattı soframızı. Onun oyunları hep zeka dolu mizah anlayışlarına sahip oldu. Hikaye anlatımı konusunda hep çığır açtı ve -itiraf etmek gerekirse listemizdeki pek çok kişinin aksine- Schafer güncele ayak uydurmayı, inovasyon yapmayı da bildi.

Fakat SCUMM bambaşka bir şeydi. Tim Schafer’ın Maniac Mansion ile başlattığı görsel, anlatımsal ve oynanışsal lisan bir dönemi tek başına domine etti. SCUMM ile yapılan onlarca klasik PC oyunculuğu için 80’ler sonu, 90’lar başını tanımlayan işlerdi. Maniac Mansion’ın kendisi, Secret of Monkey Island, Loom, Indiana Jones oyunları, Full Throttle, Sam & Max… O yüzden, Schafer dendi mi önce SCUMM’a, sonra da onun muhteşem zekası ve yaratıcılığına bir şapka çıkartmak farzdır.

 

9. Richard Garriott

Ultima Online

Kilit Oyun: Ultima Online

Neyi Değiştirdi: Yeni bir tür yaratmak herkese nasip olmaz. Hele ki oyun dünyasında. Bir alt-tür yaratabilirsiniz, belki bir oyun janrında öylesine başarılı olursunuz ki peşinizden gelenlere sizin oyununuzun adı verilir. Ama sıfırdan bir tür yaratmak? “Aksiyon”, “Spor”, “Yarış” gibi kafadan gelen janrlara sahip video oyunları dünyasında hiç de kolay bir iş değildir bu. Ama Garriott bunu yaptı. Hem de hiç hayal edilmeyecek bir şekilde.

Ultima Online’dan önce de “bir araya gelelim, herkes aynı oyunu oynasın” gibi bir fikir vardı elbette. Ama Garriott’ın Ultima Online’ını bambaşka bir şeydi. Burada insanlar sadece beraber bir oyun oynamıyorlardı; burada beraber bir dünya yaratıyorlardı. Olay sadece aynı düşmanı kesmekten ibaret değildi. Ultima Online’ın Britannia’sında bundan başka kurallar da vardı.

Garriott’ın şüphesiz en büyük izi, sonraları oyunculara dert olacak “PK”‘lerdi. Bunlar bildiğiniz eşkiyadan fazlası değillerdi. Garriott ve ekibi Ultima Online’ın beta sürecinde oyuncuların beraber düşmanlara saldırmaktansa, diğer oyunculara saldırmayı tercih ettiğini fark etmişlerdi. Garriott orada oyun tarihini değiştirecek kararını verdi işte: Bırakınız saldırsınlar. Böylelikle Ultima Online’daki diğer oyuncular, gerçekten bir insana dönüştü. Onlar bir Monopoly tahtasında dönen pullardan farklılardı. İnsan gibi hareket edebiliyor ve insan gibi günah işleyebiliyorlardı. Siz de insan gibi kaçmak, saklanmak ve dikkatli olmak zorundaydınız. MMO türü böyle doğdu. İnsanlarla oynadığınız ve kendinizi yansıtma imkanı tanıyan bir janr…

 

8. Shinji Mikami

resi 2

Kilit Oyunu: Resident Evil

Neyi Değiştirdi: Alone in the Dark, çoğunlukla oyun dünyasının ilk gerçek korku oyunu olarak kabul edilir. Bu benim de boyun eğdiğim bir tanım. Shinji Mikami’nin kendisi de Resident Evil serisinin aslen bir FPS olarak hayatına başladığını, fakat Alone in the Dark’ı gördükten sonra renk değitşirdiğini söylemiştir vaktinde. Fakat bu Mikami’nin başarısına halel getiren bir şey değil. Hatta hiçbir şey değilse, bu onu daha da yüceltiyor.

Sorun şu: Oyunlar çoğunlukla birer kaçış olarak görülüyor. Oyuncuyu bulunduğu koşullardan “daha iyi bir yere” götürmek, fantezi gerçekleştirmeye ciddi bir emek harcamak mecburi neredeyse. Mikami bunu kırdı. Eğer bugün The Banner Saga, This War of Mine gibi kaybetmenin de gerçek bir opsiyon olduğu, çaresiz kalmanın mümkün olduğu oyunlara sahipsek, bunun babası Mikami.

Çünkü kamerayı alıp, oyuncuya karşı bir engel olarak kullanan Mikami’ydi. Oyuncuyu kurşundan çok zombinin olduğu bir malikaneye kapatmak Mikami’nin fikriydi. Video oyunlarında bazen çaresizliğin de etkili bir duyu aracı olduğunu kanıtlayan Mikami oldu. Onun yarattığı “survival horror” janrının ismi bile buna delaletti. Siz bir şeyleri yenmeye çalışmıyordunuz. Derdiniz hayatta kalmaktı. Sadece bunun için bile Mikami tüm övgüleri hak ediyor.

 

7. Jonathan Blow

Braid

Kilit Oyunu: Braid

Neyi Değiştirdi: Braid’in kendisini konuşmayacağız burada. Gerçekten. Oyun şüphesiz ki efsaneler arasındaki yerini aldı oynanışıyla. Zamanda yolculuk konseptini kullanan muhtemelen en iyi oyundu kendisi. Harika puzzle mekanikleri, gerçekten çok güzel grafikleri ve dokunaklı bir hikayesi vardı. Braid’i tartışmaya gerek yok. Sadece kendi başına bile çağımızın en iyi oyunlarından biri.

Ama burada olmasının sebebi bu değil.

Jonathan Blow onca efsaneyi geçip, kendini yedi numaraya konuşlandırdı çünkü o tam anlamıyla bir devrim yarattı. Blow ve Braid olmasaydı indie devrimi yine yaşanır mıydı tespit etmek mümkün değil. Ama Blow vardı, Blow tek başına Braid’i yaptı ve onun bayraktarlığını yaptığı yolda çok fazla şey değişti. Büyük şirketlerin domine ettiği bir pazarda auteur’lara hâlâ yer olduğu ispat edildi. Dokunaklı ve anlamlı küçük oyunların pazarda bir payı oluştu birden. Ve insanlar bir sonraki Braid için ummadık taşların altına bakmaya, yaratıcılar da bir sonraki Blow olmak için canlarını ve terlerini ortaya koymaya başladılar. Devamı Limbo, Fez, Super Meat Boy gibi oyunlarla geldi. Sony, Microsoft, EA, Ubisoft, Activision gibileri repertuarlarında “küçük ama vurucu” oyunlara yer açmaya başladılar. Ve oyunlar tekrar, auteur’leriyle anılan şeyler oldular…

 

6. Hideo Kojima

MGS 3

Kilit Oyunu: Metal Gear Solid

Neyi Değiştirdi: Oyun dünyasında Kojima kadar kutuplaştırıcı bir figür daha var mıdır? Bir kişi daha söyleyebilir misiniz bana ki Kojima kadar hayrana sahip olsun ama bir o kadar da insan kendisini fazla abartılıyor bulsun? Yok. Peki bana Kojima kadar yaptığı işe hâkim bir oyun yapımcısı daha gösterebilir misiniz?

Metal Gear Solid, oyunların hikaye anlatımı tekniğinde bir devrimdi. Bugün kullanılan iki ana hikaye anlatım tekniğinden birini, diğeriyle birlikte 1998’de çıkarttı sundu önümüze. Kojima aynı zamanda bu listedeki pek çok isim gibi kendi oyun türünü kendi yaratanlardandı aynı zamanda. Stealth Action, onun bebeğiydi. Solid Snake, Big Boss, Raiden ve diğerlerinin hikayeleriyle oyun tarihinin ilk büyük mitolojilerinden birin de imza attı.

Kojima kadar kendi mitosuna hâkim bir yaratıcı daha yok. Metal Gear Solid onun ve o Metal Gear Solid’in bizzat kendisi. Sadece hikaye anlatımında çığır açması ya da kendi türünü yaratmasıyla değil, bununla da övgüleri hak ediyor kendisi. Zira 600 kişilik ekiplerin senede bir jenerik oyun çıkarttıkları şu iklimde, kendi yaratısına sahip olabilmek bile bir alkış sebebi.

1 2 3
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

4 Comments

  1. Yunus Sönmèz Reply

    wolfenstein 3d , doom’dan daha önce çıkmadı mı ?

  2. Ne güzel yazı olmuş, ne güzel yönden bakmışsın, eline sağlık.

    Yalnız bana Maniac Mansion deme…Ablam oynarken İngilizce bilmiyorum diye bit kadar halimle deliriyordum. İngilizce’yi sırf bunun için öğrenip yeterli seviyeye ulaşınca ilk indirip bitirdiğim oyun oldu!

  3. Murat Atay Reply

    O kadar efsane arasında jonathan blow kesin kaynamıştır diyerek tıklamıştım başlığa ama dumur oldum 😀 Bugün ana akım oyun medyasında indie yapımlar bu kadar yer buluyorsa braidin yarattığı sükse sayesindedir.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.