Yüzüklerin Efendisi üçlemesi, Peter Jackson’ın –o zamanlar daha güçle sarhoş olmamış– ellerinden çıkmış bir performans şovuydu. Oyuncularının hepsinden muhteşem performanslar çıkartmıştı Yeni Zelanda’lı yönetmen. Hobbit kadrosu komple harikaydı, Ian McKellen gerçeğiyle tüm dünya tanıştı, yan aktörler bile ayrı ayrı efsane oldular John Noble’ından, Karl Urban’ına kadar. Ancak bir de işte Viggo Mortensen var. Sizi temin ediyoruz Viggo Mortensen gibi bir Allah’ın kulu daha yok Hollywood’da. Gerçekten. Eğer inanmıyorsanız, sizi şöyle ikna etmek isteriz.

 

1. Tam Bir Dünya Vatandaşı

Viggo Mortensen

Viggo Mortensen, 1958 senesinde New York City‘de doğdu. Dünyanın en kozmopolit şehrinde doğmuş olması, onun için fena hâlde sembolik aslında. Zira Viggo Mortensen’in aynı adı taşıdığı babası Danimarkalı, annesi Grace Amerikalı. Grace ve Viggo Sr, Norveç’te taşınıyorlar, Viggo doğduktan sonra önce Venezuela’ya, sonra Danimarka’ya, sonra da Arjantin’e taşınıyorlar. Bu gezginliğin sebebi de babasının çiftçilik üzerinde çalışıyor olması. Viggo bu yüzden hem Danca, hem İngilizce, hem de İspanyolca’yı ana dili gibi konuşabiliyor. 11 yaşında annesi ve babası boşanınca, Viggo anasıyla birlikte New York City’ye dönüyor.

 

2. Oyunculuk Başarısı Öyle Kolay Gelmiyor

Viggo Mortensen 2

Mortensen’in ilk film rolü 1985 senesinde. Daha öncesinde Woody Allen’ın The Purple Rose of Cairo‘sunda da rol alıyor, ama performansı kesiliyor. 1985’teki Witness, onun ilk film rolü, yani 27’sinde başlıyor işe. Bunun sebebi, Mortensen’in üniversiteden mezun olduktan sonra Avrupa’da alakasız işler yapması. Dan-Amerikan oyuncu, kamyon şöförlüğü yapıyor, kurye olarak çalışıyor, limanlarda işçilik yapıyor… 1982 senesinde izlediği bir filmden sonra, “Ben de yaparım ulan bunu” deyip aktör olmaya karar veriyor. Ama tabii, başarı öyle kolay gelmiyor. 1985’ten sonra Lord of the Rings‘e kadar çok ciddi bir rolü yok.

 

3. Bir Kadın Uğruna Ülke Değiştiriyorsanız, Onu Düşünün!

Ariadna Gil

Viggo Mortensen duygusal adam. Sanatçı ruhlu insanlardan biri. Oyunculuğunun haricinde şiir yazıyor, resim yapıyor, fotoğraf çekiyor. Bunların hepsinde de hem kırsal alanda yetişmişliğinin, hem beynelmilel geçmişinin, hem de kalp kırıklıklarının izleri var. Onlardan da baya var. Kendisi Danimarka’ya gitti demiştik ya hani? New York’ta bir üniversiteden mezun olan adam niye gidip Danimarka’da kamyon şöförü olur? Bir kadın için elbette. Bu arada kendisi aynı haltı bir daha yemiş, 2009’dan beri Madrid’de yaşamasının sebebi de yukarıda gördüğünüz hayat arkadaşı, İspanyol aktris Ariadna Gil. Yarın öbür gün siz de yapmayı düşünürseniz, aklınıza Viggo’yu getirirsiniz.

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.