4. Az Daha Aragorn Olmuyordu

Stuart Townsend

Aragorn rolü esasında Stuart Townsend isimli bir aktöre teklif ediliyor. Hikayenin bundan sonraki kısmı, eğer sıradan bir hikaye olsaydı, şöyle devam ederdi: “Fakat Townsend’le anlaşılamıyor ve Viggo Mortensen dahil oluyor projeye“. Fakat hayır, baya Townsend’le anlaşılıyor, üstelik çekimlere falan da başlanıyor. Yalnız Peter Jackson’ın içinde bir kurt, bir şüphe. Olmuyor yani Townsend, biliyor, ama çekimler de başlamış. Bu saatten sonra boşa harcanan her dakika, bütçeden giden para demek. Apar topar Townsend‘le yollar ayrılıyor, teklif Mortensen’e gidiyor. Onun ise hiç niyeti yok aslında Yeni Zelanda’ya gidip aylarca kalmaya. Oğlu Henry, ağır Tolkien hayranı, onun ısrarıyla ikna oluyor.

 

5. Kendisi Beşiktaşlı!

Viggo Mortensen BJK 2

E yani, sadece Beşiktaşlı değil, ama cidden, öyle! Mortensen bir futbol hayranı. Arjantin’de büyümüş olmaktan geliyor elbette bu. Esas desteklediği takım San Lorenzo, onu da babadan miras almış. Hatta öyle tutkulu ki, ödül törenlerinden birine San Lorenzo’nun efsane oyuncusu Bambino Veira’dan aldığı bir takımla giymiş. Tabi kırmızı halıda gazeteciler “Takımınız kimden?” deyince, onun verdiği “Bambino Veira” cevabı da olay oluyor, bir süre Mortensen’i giydiren bu yeni modacı kim diye araştırma yapıyorlar. 2012 senesinde ülkemizde Two Faces of January filmini çekerken, futbol seven bir adam olduğu için, dur bir maça gideyim diyor. Beşiktaş maçını seçiyor. Baya İnönü’de, taraftarlarla birlikte -öyle Şeref Tribünü’nde falan değil- maçı izliyor, hatta sonlara doğru “Saldır Beşiktaş’ım Oley” tezahüratına falan eşlik ediyor. İzlediği maç da 3-3 biten bir Bursaspor maçı. İyi de maça denk gelmiş ha!

 

6. Ve Ekranlara Geri Döndü!

CFday25-580.jpg
CFday25-580.jpg

Mortensen Lord of the Rings’den sonra bir süperstar olabilirdi. Olmamayı, daha küçük ve anlamlı filmlerde oynamayı tercih etti. Hidalgo, A History of Violence, Eastern Promises, The Road ve A Dangerous Method, onun Orta Dünya sonrası kariyerinden öne çıkan satır başlıkları. Kendisi 2014’ten beri küçük bir inzivadaydı. O inzivasını yeni filmi Captain Fantastic ile deldi. Film, altı çocuğunu alıp dağlara çıkan Amerikalı bir babanın, on yıl kırsalda yaşadıktan sonra eski karısının cenazesine katılmak için tekrar topluma dönmesini konu alıyor. Sundance‘de gösterilmişi, övgü de almıştı film. Şimdi de Amerika’da vizyonda. Buralara gelir mi bilmiyoruz, ama biz notumuzu aldık, heyecan içinde de bekliyoruz!

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.