Xbox’a Özel Gelmiş Geçmiş En İyi 20 Oyun

Vakti zamanında üç adet baya kapsamlı, baya meşakkatli liste hazırlamıştık, hatırlar mısınız? Kapanan PS3-360-Wii neslinin anısına, üç konsolunda kendilerine münhasır (yabancı tabiriyle exclusive) oyunlarını listelemiş, şu an bu konsolları alsanız yanında sipariş etmeniz gereken 20 oyunu sırasıyla burada, şurada ve orada yazmıştık. Düşündük, taşındık. Madem böyle bir taşın altına girmişliğimiz, elimizi böyle bir projeye atmışlığımız var; hazır okuyucu tabanımız da o zamandan bu zamana katlanmış, neden bir de bu tip bir seriyi bir önceki nesil için yapmıyoruz? En nihayetinde tekrar daldık arşivlerimize, video oyunlarının 6. neslinin altını üstüne getirdik.

Bugün okuyacağınız yazılardan ilkini Xbox’a ayırdık. İki nesildir Sega-Sony-Nintendo şeklinde giden kapışmada, bayrağı Sega’nın aynı sene ölen konsolu Dreamcast’ten 2001 senesinde devralan Microsoft, 15 Kasım’da adını grafik teknolojisi DirectX’ten alan konsolu Xbox’ı Kuzey Amerika’da piyasaya sürmüştü. Rakiplerinden neredeyse birer ikişer sene geç başlamış olması, Microsoft’u caydırmadı. Bu listede de göreceğiniz pek çok klasikle, ama en çok da Xbox Live teknolojisiyle kendi yerini yaratan Xbox, en nihayetinde yarışı GameCube’un önünde ama PS2’nin bir hayli arkasında ikinci sırada bitirdi.

Birkaçı sonradan başka alt isimlerle (Special Edition, Lost Chapters, for Windows vb.) çıksa da, aslen Xbox’a münhasır olması için yapılmış; konsola kimliğini kazandıran oyunları nelerdir peki? Bizce şu 20’si. Buyurun!

20. Phantom Dust

Resmi Xbox dergisinin, “konsoldaki diğer hiçbir şeye benzemiyor” dediği oyunla listeyi açıyor olmamız, Xbox’ın münhasır oyun kalitesini kesinlikle gösteriyor. Fakat Phantom Dust’ın listedeki varlığının işaret ettiği daha kritik bir şey var. Oyunun yapımcısı, sonradan Microsoft’a pek çok oyun yapmış olan; Panzer Dragoon serisinin de babası Yukio Futatsugi’ydi ve oyun Microsoft Game Studios tarafından geliştirilmişti. Phantom Dust, bir anlamda Microsoft’un çeşitlilik konusunda ne kadar kararlı ve inançlı olduğunun da kanıtı gibiydi. Bugün hâlâ devamı beklenir.

19. Buffy the Vampire Slayer

Daha önce kendisini “en iyi dizi oyunları” arasında da göstermiştik. Buffy the Vampire Slayer’ın oyun uyarlaması, aslında başka platformlara da çıkacaktı. Fakat sonradan birkaç belirsiz sebepten dolayı sadece Xbox’ın portföyünde kaldı. Bu iyi de oldu, zira Buffy’nin oyunu, hakikaten de dizi oyunu beklentilerinizden de bağımsız olarak sizi şaşırtan, eğlendiren ve sağlam bir vakit geçirmenize sebep olacak denli kaliteli bir işti. Eleştirmenler de, oyuncular da aynı fikirdeydi.

18. Championship Manager: Season 02/03

Bunu burada gördüğünüze şaşırabilirsiniz. Hatta şaşırın da! Zira şöyle iki gerçek var, bir: Evet, Sports Interactive muhtemelen hiç bilmediğiniz, sadece Xbox’a çıkmış bir Championship Manager oyunu yaptı. Ve iki: Bu oyun hakikaten iyiydi! O kadar sağlam bir uyarlamaydı ki, bunu oynayan hemen hemen herkes sonradan SI Games’in neden başka platformlara çıkış yapmadığını bir hayli sorguladı. İsterseniz adına detaya takılmak deyin, fakat gol olunca kolun titremesini bile ayrı sevmiştim ben be!

17. Dead or Alive 3

Dead or Alive serisinin Xbox’a büyük faydası dokunmuştur. Dördüncü oyunu nasıl dövüş hayranlarını 360’a gelmeye ikna etme konusunda elinden geleni yaptıysa, konsolun çıkış oyunlarından biri olan Dead or Alive 3 de aynı şeyi ilk Xbox için yaptı. Hem satışları, hem de olumlu eleştirileri resmen çıtayı aşmış durumdaydı. Sanıyoruz biz dönüp baktığımızda, en çok spesifik bir özelliğiyle hatırlıyoruz kendisini: Grafikleri… DoA 3, o zaman diğer konsollarda görmediğimiz bir grafik kalitesine sahipti. Dibimiz düşmüştü resmen…

16. Conker: Live & Reloaded

Microsoft’un kağıt üzerinde en akıllıca gözüken hamlesi, sonraları çok saçma bir hâl alsa da Nintendo’ya yıllar boyu klasik üstüne klasik sağlamış olan Rare’i satın almaktı. Battletoads, Banjo & Kazooie, GoldenEye gibi oyunların arasında bir de Conker vardı Rare’in arka cebinde. Ağzı bozuk sincaba yaptıkları Xbox usulü yeniden yapım çok başarılıydı. Nintendo 64’ün o kutu kutu grafiklerinden, bir anda kıvrımlı ve ışıklandırmalı bir dünyaya geçmek kolay olmamıştır herhalde ama Rare gerçekten de çok basit bir işmiş gibi gösteriyordu.