Capaldi’nin son sezonuna doğru uçsuz bucaksız galaksilerde yol alırken, gelen bu haberle birlikte hayranların geleneksel “Yeni Doktor” goygoyları da aldı başını gitti. Tamı tamına on üç kez (Savaş Doktor’unu unutmayalım, özlemle anıyoruz John Hurt) beyaz ten rengine sahip ve erkek olan bir baş rol ile devam eden Doctor Who için yine değişim çanları çalarken akıllarda hala o soru var: “Neden başka türde olmasın?” Sahiden de, neden olmasın? Siyahi, kızıl saçlı ve hatta kadın! Sezonlardır bir kere bile “beyaz ırka mensup erkek” modelinden vazgeçmeyen Doctor Who yapımcılarını bu sefer hangi sebep yollarından saptırır bilemeyeceğim (aslında çok bariz; gün geçtikçe bakışı, anlayışı ve fikirleri değişen bir dünyanın kendini tekrara düşmekten geri tutmaya çalışarak sürekli ileriyi hedeflemesi desek mesela?) ama internet aleminin bu duvarları yıkacak sürüsüne bereket Doktor adayı var! Tabii bu adaylar her ne kadar 13. Doktor için radikal değişiklikler minvalinde gibi gözükse de, listelerde adı geçen bu yıldızların çoğu fazlaca bilindik. Sanıyorum ki Doctor Who, baş rol seçerken bu hususta çok da göz önünde olmayanları toplamaya çalışıyordu bu zamana kadar, yanlış mıyım? Yine de bir göz atmaya, ağzımızın suyunu akıtmaya yetecek “Yeni Doktor Kim Olmalı?” listesinin bu sefer de beyler tarafına bir göz atalım hadi!
Şimdi de Baylar!
Kadın Doktor düşüncesi hoş ve güzel, kabul ediyorum. Ama Doctor Who’nun nesillerdir yapmadığı bu kırılma noktasının 13. Doktor’da yaşanması için de çok bir neden yok sanırım. Tamam, artık insanların düşünce yapıları çok farklı hallerde, herkesin fikirleri son derece uç noktalarda. Hayranlar da her ne kadar böyle radikal değişikliklerin olmasını hevesle beklese de, muhtemelen Doctor Who’nun bu topa girmesi için bayağı bir cesaret toplaması gerekiyor. Neden mi? Bir kere hayran kitlesinde önemli değişimler yaşanır: Kadın olursa erkek hayranlarda, siyahi olursa ırkçı kesimde… Belli bir seviyede zaman zaman sabit, çoğu zaman da yükselişte olan bir dizinin grafiğini aşağıya çekme ihtimali olan herhangi bir durum, yapımcıları tereddüte düşürecektir diye düşünüyorum. Bilmiyorum, belki boş yere evham yapıyorum, belki de tamamen kuruntu. Ama yine de hiçbir yapımcının böylesine desteklenmesine rağmen küçük de olsa düşürücü etkileri olan bir yola sapmaları çok tercih edeceğini sanmıyorum. E hal böyle olunca, internet aleminin de klasik Doktor çizgisinden çok fazla sapmadan yaptığı bazı tercihler olmuş ki, sormayın gitsin. (Çok fazla sapmadan diyorum, minik sürprizler olabilir.)
1) İdeal Hawking, Şahane Scamander, Ama Ya Doktor?: Eddie Redmayne
Listemizin belki de Doktor olma konusunda son zamanlarda en çok parlamış ismi Redmayne. Fantastic Beasts’teki Newt Scamander rolünden sonra herkes fütursuzca onu öne sürmeye başladı. Neden mi? Çünkü Scamander’ın dış görünüşü tıpkı Matt Smith’in Doktor’una benziyordu. Bu konuda çok şey yazılıp çizildi biliyorum ama kısa bir özet geçelim istiyorum.
Bir kere kostümlerin benzerliği bir kenara, iki karakterin de biraz içine kapanık ve biraz da çocuksu olmaları birbirlerine çok benzediklerinin kanıtı aslında. Peki bu tipte olan başka karakterler yok mu? Elbette var! Ama Newt Scamander ile 11. Doktor’un tıpatıp benzetilmesi, her açıdan birbirlerine olan yakın benzerlikleriyle ortaya çıkıyor. Tek başına kostümü benzese ya da sadece kişiliksel olarak örtüşseler bu kadar çok yaygara kopmayabilirdi bu konuda. Ha bir de hem Redmayne hem de Smith İngiliz olunca, istemsiz bir İngiliz portresi de etkin oluyor. Oyuncuları güzelliklerine ya da yakışıklılıklarına göre değerlendirmekten gerçekten hoşlanmam ama kabul etmemiz gereken bir gerçek var ki, her ikisinin de çok Hollywood-vari bir çekicilikleri yok. Kendilerine has -ve sanırım bizleri, özellikle de beni, onlara çeken en önemli madde bu- sempatiklikleri dolayısıyla, normal şartlarda fiziksel hatları nedeniyle kusur bulacağımız insanlar birden beynimizde bize ilah gibi gözükmeye başlıyorlar, değil mi? Hiç inkar etmeyin, etimize dolgun bir kadro olarak biz de sizden bu konuda az çekmiyoruz. :))))
Fiziksel ‘kusurlar’ bir kenara (ooooh ironiler, şakalar, sululuklar) Redmayne’nin kendisine özel sempatisi ve karizmasıyla bu açıdan Doktor rolüne de uyabileceğini düşünüyoruz. İnternet alemi yanılmıyor, evet, ama uygun aday mı diye oturup da düşünmek lazım. Belki birçoğunuz sırf Potter evrenine olan bağlılığım yüzünden Redmayne’e balıklama atlayıp başkalarını istemeyeceğimi düşünüyordunuz şu ana kadar, ama hayır. Doctor Who evreninde halihazırda gördüğümüz Matt Smith’in Doktor’una bu kadar benzetilirken Redmayne’in Scamander karakterinden yola çıkılarak bir bağ kurulması son derece yanlış ve uygunsuz. Hiçbir yapım kendini tekrara düşmemeli böyle konularda, özellikle de Doctor Who gibi sürekli değişimin farz olduğu yapımlarda. O nedenle listenin yetenek fışkıran bunca adayı arasında en güçsüz adayı Redmayne bana kalırsa. Gerçi yapımcılar kendisini seçecek olsa bile 11. Doktor tekrarına düşmeden bir tipleme yaratacaklardır muhtemelen ama hayranların görmek istediği ya da hayalindeki portre öyle olmayacağından hayal kırıklıkları yaşanacaktır diye düşünüyorum.
Ve sanırım bir de, Matt Smith ile birlikte gelen sadece sempati hayranı insanların, tekrardan bu kadar genç bir Doktor ile dizinin reytinglerini sadece boşluğa çekeceğini düşünüyorum. Boşluk derken, gerçek anlamda değil, hayran kitlesindeki doluluk oranından bahsediyorum. Capaldi geldi diye ağır boş yapan birtakım insanlar görünce, iyi ki gelmiş be demiştim. “Sırf sempatik ve genç diye bir karakter sevecekseniz sevmeyin” kafasındayım, kusura bakılmasın. Bu dediğim olay sırf güzel ya da yakışıklı diye oyunculuklarını önemseden birilerinin hayranı olmaya benziyor ya, orası da ayrı bir tartışma konusu…
2) Bay Zeki, Potansiyel Dorian Gray, Kokuların Adamı: Ben Whishaw
Genç Doktor gelirse öyle olur böyle olur diyoruz tamam ama sanırım bundan sonra da bir daha genç Doktor gelmesin diye net bir sınır çizmemek lazım, e yani. Ben Whishaw, yer aldığı yapımlar bakımından aslında listedeki adayların arasında bir tık daha az tanındık bir yüz bana kalırsa. Diğer her bir adayın patlama yaşadığı baş rolleri çok konuşuldu, çok yazıldı, çizildi. Ama “Whishaw’un en tanındık karakteri ne sizce?” diye sorduğumuzda büyük bir çoğunluğun Skyfall’daki Q rolüyle cevap vereceğinden neredeyse eminim. E hal böyle olunca da, aslında çok da göz önünde değil diyebilir miyiz, ne dersiniz?
Şahsen ben kendisini Koku filmiyle tanıdım, ne kadar çok hoş bir karşılaşma olmasa da o zamandan bu yana radarımda. Başarılı aktörlüğü olsun, her türlü role uyabilen suratı olsun oldukça uygun biri gibi aslında. İnternetteki hayranların Whishaw’u öne sürerken muhtemelen Q karakterindeki o çokbilmişlik havasıyla yola çıkarak bir Doktor portresi çizmeye çalıştığını düşünüyorum. Eh, yani pek haksız da değiller bir bakıma, adam başarılıydı ama diğer yapımlardaki oyunculukları da göz ardı edilemez elbette. Hatta kimi zaman Ben Barnes’ın Dorian Gray karakterine uygun bir ikinci isim olacağını bile düşündüğüm anlar olmuştur… Kendisini bu tür rollere de fazlasıyla yakıştırıyorum yani.
Not: Capaldi’nin seçildiği dönemde ortaya atılan “World War Z” filmindeki World Health Organization (WHO) doktoru -e yani Doctor of WHO gibi bir şey var; ehe şakalar, şakalar…- rolünün, aslında bir sonraki Doktor’u oynayacağına işaret olduğunu öne süren hayranlar için benim de şimdiden Ben Whishaw’a yönelik teorim var. Hazırsanız aynı klişelikte bir rolü öne sürüyorum: The Zero Theorem’de “Doctor” karakterini canlandıran Whishaw -olmaz ama ortaya teori atmak parayla değil, konuşun babacım- belki de yine bu mantıkla sıradaki Doktor adayı olmaya uygundur, ha?
3) Sempatik Nostaljilerin Zeka Küpü Doktor’u: Hugh Laurie
Stuart Little filmlerini bileniniz var mı emin değilim ama Laurie’yi tanıdığım ilk rolün oradaki baba karakteri olması benim için yeri ayrı bir husus. O yıllardan sonra canlandırdığı her karakterinde bir ironi, bir bilmişlik, bir dahilik havası daha çok ön planda olsa da, Stuart Little’daki sevimli bir baba rolü bende yer etmişti. Şimdilerde yeni Doktor olarak öne sürülmesindeki sebebi genel olarak Capaldi tarzında biri olmasına bağlıyorum. E öte yandan da filmografisine baktığınızda orada duvar gibi DR. GREGORY HOUSE rolünü göreceksinizdir. Üstüne bir de Monsters vs. Aliens animasyonlarında da bir ‘doktor’ karaktere ses vermiş. Bu klişe ‘doktor’ rolleri cebimizde kalsın, hayat verdiği diğer karakterlerin de bu kalıpta ilerliyor oluşu dikkat çekici. Zaten bu yüzden hayranlar tarafından aday gösterilen aktörlerin bu tiplemelere en yakın rollerde yer almış olmaları doğal bir gerçeklik haline geldi. Hayalimizi çok zorlamadan var olan karakterlerle teorilerde bulunmak elbette kolay, ama önemli olan zoru başarmak değil mi?
Bilmiyorum, Laurie aslında çok güzel bir seçenek, olsa hayır da demeyiz bence. Gerçi böyle bir adayın “Redmayne-Smith” olayındaki gibi tekrara düşercesine bir yönelim olacağından “Capaldi-Laurie” dalı gibi türemesinden korkuyorum. Ama dediğim gibi, hayranların yönelimi, var olanlardan yola çıkarak oluşuyor. Üstelik her iki yazıda da vurguluyor olacağım fakat “çok tanınmışlık” dezavantajı var bir de burada. O yüzden hayırlısı diyelim hayırlısı olsun…