Sizinle paylaştığımız her bir haberi, gelişmeyi, fikri belli bir şevkle paylaşıyor olsak da tahmin edersiniz ki bazılarına karşı daha büyük bir heves ve heyecanla yaklaşıyoruz. Bu, genellikle paylaşımın bizdeki yeriyle alakalı oluyor; mesela biliyorum ki Berna animasyon paylaşımı yaparken kıpır kıpır oluyor, ben Game of Thrones konuşurken her an belimden kılıç çekecekmişim gibi hissediyorum. Ama daha iyi bildiğim bir şey varsa, her birimiz –yermek durumunda kalmadığımız, aksine– övgülerle konu edineceğimiz yerli gelişmeleri sizlerle paylaşırken çocuklar gibi şen oluyoruz.
Şu an epey şenim mesela. Çünkü uzun süre sonra kendimi bir yerli diziye heyecanlanırken buldum. Mevzu bahis dizi bir galaksiyi aydınlatacak kadar yıldızı kadrosuna eklemiş, Türkiye’nin ilk yüksek prodüksiyonlu internet dizisi Masum. Dizinin başrollerinde Haluk Bilginer ve Ali Atay varken onlara Okan Yalabık, Tülin Özen, Serkan Keskin, Bartu Küçükçağlayan gibi televizyonların çok değerli isimleri eşlik ediyor. “İlk yüksek prodüksiyonlu internet dizisi” sıfatına açıklama getirmek gerekirse: Masum, yayın hayatına aynı Netflix gibi dizi izleme platformu olarak başlayıp şimdi orijinal yapımlara imza atmaya hazırlanan blutv‘de yayınlanacak. Bölümlerini sadece blutv üzerinden izleyebileceğiniz dizi bir sezon ve sekiz bölüm olarak planlanmış ve en önemlisi bölümler Türkiye TV standartlarının yani 90 dakikanın dışında 60 dakika uzunluğunda olacak. Dizi seyirci karşısına 27 Ocak’ta çıkacak.
Yapımcılığı D Production‘ın üstleneceği dizi, emekliliklerini huzurla geçirmek için bir çiftliğe yerleşen emekli komiser Cevdet (Haluk Bilginer) ve eşi Nermin’in (Nur Sürer) ve onların çevresindekilerin hayatlarının küçük oğulları Yusuf’un (Ali Atay) bir gece getirdiği haberle bir anda sarsılmasını konu alıyor. Dizinin senaryosu Berkun Oya’nın Bayrak adlı oyunundan uyarlanmış ve yönetmen koltuğuna Çoğunluk filmiyle harikalar yaratmış ödüllü yönetmen Seren Yüce oturmuş. Konu ilginizi uyandıracak kadar detay içermeyebilir ancak konuyu çok açık etmemek Berkun Oya’nın kendi tercihi. Bayrak oynanırken de tanıtımlara konu eklenmemiş ve oyun bitiminde seyirciler izlediklerini sır tutmaya devam edecek kadar oyunu benimsemişler. Gerek tanıtımlarda gerek izleyici tavsiyelerinde konudan bahsedilirken tek bir soru sorulmuş: Sevdiğinizin sevdiği kişiye zarar verir miydiniz? Sanıyorum dizi, bizi çok şaşırtacak çatışmalara gebe.
Aslında benim Masum’a yükselişimin en büyük sebebi ne kadro ne de konu. Tabii onlar olmasa bu kadar güvenerek konuşamazdım ama ben en çok Masum’un dikkate alınacak bir yol açma ihtimaline yükseliyorum. Çünkü dizi sektörü Türkiye’nin en büyük sektörlerinden olsa da dijital yayıncılık, işini hakkıyla yapmaya çalışan Youtuber’lar haricinde önemsenmiyor. Buna bahane olarak ise TV izleyici kitlesinin çoğunluğunu bilgisayar kullanmayan yaş grubunun oluşturması sunuluyor. Yapımcılar her nasılsa internet üzerinden canavar gibi dizi/film tüketen ve üretim bekleyen 13-35 yaş arası devasa kitleyi görmezden geliyor, üstelik bu geniş kitle gün geçtikçe daha küçük ve daha büyük yaşlara doğru genişliyor. İşte Masum, bu kitleye bir cevap, talebe arz.
Arz-talep dengesinin ve cevap almanın rahatlatıcılığının yanı sıra dijital yayıncılık Türkiye’de gerçekten de gelişmesi gereken bir sektör. Televizyonun denetimi artık bitaraf değil, bir taraf. Yani hükümetin düşüncesine ters hiçbir öge televizyonda kolay kolay bulunamıyor. Bakın hükümetin düşüncesine ters düşüncelerden bahsetmiyorum, televizyon ekranında gözüken her şeyden bahsediyorum: Giyim ve kuşam, selam ve kelam, üretim ve tüketim… Her şey! Bu yüzden denetimin minimuma ineceği bir yayın ortamı, ülkenin sosyal gelişimi ve akıl sağlığı için şart. Aslına bakarsanız yayın süresinin doksandan, altmışa inebiliyor olması bile dijital yayın sektörünün gelişmesine bir gerekçe. Ama gelin görün ki bundan 5 yıl önce uğruna yürüyüşler yapılan bu mesele, düşünce özgürlüğü meselelerinin yanında pek bahsetmeye değer kalamıyor.
Kısacası beğenimi defalarca kazanmış oyuncuların, fragmanda rüştünü tekrar ispatlayan Yüce’nin, gizemini koruyan senaryonun yanı sıra ben Masum’um potansiyeline çok yükseliyorum. Bu konuda yalnız mıyım yoksa gerçekten yükselinecek bir gelişme mi var ortada? Lütfen beni düşüncelerimde yalnız bırakmayın ve güzide Muhitimizde yorumlarda bulunun. Hatta bana hak veriyorsanız açın bir Masum başlığı. 27 Ocak akşamı hep beraber şenlendirelim!
