Geçtiğimiz on gün içinde acaba Dünya’da Cennet’i bulmamız mümkün mü bunun cevabını aradım Tokyo sokaklarında. Gezintim beni Tokyo’nun Asakusa, Shibuya, Ueno gibi güzide yerlerine götürdü, tabii ki esas bulunmam gereken yeri biliyordum ve  buraya ne kadar geç gidersem zaferimin o kadar tatlı olacağını da. Sonunda daha fazla oyalanmadan her Otaku’nun birgün yollarını arşınlamak istediği yere adımımı attım metrodan çıkıp sokak sokak gezmeye başladım insanlardan yol tarifi alarak keyfini çıkara çıkara ama heyecanlı bir şekilde hedefime yaklaştım birkaç sokak yürüdükten sonra karşımda bütün endamıyla beni selamlıyordu… Anime ve manganın kalbinin attığı yer AKİHABARA.

1

On günlük Tokyo seyahatim sırasında beş kere Akihabara’ya gidip hala bütün dükkanları inceleme fırsatını bulamamam ne kadar büyük ve detaylı olduğunun bir kanıtı ayrıca şunu da belirtmekte yarar var dükkan diye tabir ettiğim yapı genelde 9 katlı bir bina olarak karşıma çıkıyordu ve her katında ayrı bir konsepte ait anime figürleri ve eşyaları mevcuttu. Durum böyle olunca insanın gününü tek bir dükkanda geçirmesi kaçınılmaz oluyor haliyle.

En çok dikkatimi çeken şeylerden biri neredeyse her dükkanda satılan One Piece figürlerinin yoğunluğuydu. İrili ufaklı ve varyasyonun dibini tokatlayan Luffy, Zoro, Chopper gibi karakterlerin figürlerine dakikalarca bakakaldım. Bütün ana karakterlerin yanı sıra seride çok az da olsa gözüken yan karakterlerin bile figürlerinin üretilmiş olması da alkışa sebep oldu. Çoğu zaman figürlerin bulunduğu cam vitrinlere yapışır biçimde buldum kendimi, tamamen refleks. Çeşitlilik sadece figürlerle sınırlı değil, Evangelion chopstickleri ve gözlükleri, Kuroko No Basket formaları, fotoğraf albümleri, havluları, Studio Ghibli peluş oyuncakları, anahtarlıkları, iPhone kapakları, sayısız seriye ait tişörtler ve özel cosplay köstümleri gözüme takılan objelerden sadece birkaçıydı.

2
Ellerinde küçük afişlerle bekleyen Maid Cafe’ler için müşteri yakalamaya çalışan masum hizmetçi kızlar neredeyse her sokağın başında karşıma çıkıyordu. Biraz pahalı olduğu için sadece yanlarından geçerken onlara gülümseyerek yoluma devam etmekle yetindim. Elimdeki parayı Anime figürlerine harcamak her zaman daha cazip geldi. Birçok dükkan gezdim ancak hayal kırıklığına uğradığım bir nokta vardı. Her konuda  en son teknolojiyi ve modayı baz alan bir ülkeyle karşı karşıyaydım. Animede de durum farklı değildi, sadece birkaç tane klasik anime tişörtü ya da figürü aradım Akira ya da Ghost in the Shell gibi ancak bulamadım belki de yeteri kadar dükkan gezemedim ama her gittiğim dükkanda hep son sezon anime serilerinin figürleri, tişörtleri ve eşyaları mevcuttu. Genel olarak bakıldığında bir otakunun Akihabara içinde kendini kaybedip sevinç gözyaşlarına boğulmaması için hiçbir sebep yok.

3

Ayrıca Odaiba’daki dev Gundam heykeline de değinmeden geçemeyeceğim. Diver City alışveriş merkezinin önünde duran bütün detaylarıyla inşa edilmiş 18 metrelik bu heykel gündüz saatlerinde sessiz bir şekilde ziyaretçileri karşılıyor ancak gece olduğunda canlanıyor ve yaklaşık obeş dakikalık bir show sunuyor izleyenlere. Tabii canlanıyordan kastettiğim sadece kafasını oynatıp göğüs plakaları ve sırtındaki jetpacklerden duman çıkartması ve kokpitin açılıp pilotu göstermesinden ibaret. Aslında o kadar detaylı yapılmış bir heykelden daha fazla birşey beklemekte zalimlik olur biraz. Ayrıca bu ufak gösteri ışık oyunlarıyla ve alışveriş merkezinin duvarına yansıtılan animeyle destekleniyor.

5

Akihabara maceram ilk ve son değil tabii ki. Fırsatını bulur bulmaz soluğu tekrar orada alacağımı biliyorum. Her otakunun ve anime, manga meraklısının ölmeden önce görmesi gereken altın damarı Akihabara’dır derim ve zaferimi imzalayıp aldığım anime figürlerini odama yerleştirme işlemine girişirim.

 

Author

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.