Hollywood’un orijinal fikirlerden kaçınıp bütün klasikleri ısıtıp ısıtıp önümüze sunma furyası tam gaz devam ediyor. Ancak bu sefer hiçbir itirazım yok, çünkü bu filme objektif yaklaşmam pek mümkün değil. Gençliğimin ilk klasiği, Louise May Alcott’un ünlü romanı Little Women, bir kez daha beyaz perdeyle buluşuyor.

Hatırlamayanlar için hatırlatalım: Little Women, Türkçe adıyla Küçük Kadınlar, March Kardeşler’in genç kızlıktan yetişkinliğe geçişlerinin hikayesini anlatır. Meg, Jo, Beth ve Amy, her biri şahsına münhasır dört kız kardeştir. Büyüme serüvenleri boyunca her biri aile, aşk ve kadının toplumdaki rolü üzerine hikayeye farklı bir bakış açısı getirir. En büyükleri Meg toplum kurallarına tamı tamına uyan güzeller güzeli evin büyük ablasıdır, Jo da ablasına tezat olarak yazar olmak isteyen toplumun kadınlara bakış açısını sorgulayan ortanca kardeştir. Beth ailesine sımsıkı bağlı evin narin ve barışçıl kardeşidir, son olarak Amy de sanata ve sosyetenin cilvesine düşkün en küçük kardeştir. March Kardeşler başta olmak üzere romandaki tüm karakterler, bugün de toplumda karşılığı bulunan kişilerdir. Herkesin bir Aunt March’ı, bir Laurie’si vardır. Her kız bir dönem kendini Jo gibi hissederken yıllar geçtikçe Meg’e dönebilir. Bu sebeple de Küçük Kadınlar, her neslin okuması gereken zamansız bir roman, özellikle gençlik çağındaki kızlar için.

Kitabın zamansızlığından ötürü bu filmin yeniden çekilmesine kızamıyorum. Son Küçük Kadınlar filminin 1994’te çıktığını düşünürsek, 25 yıl hikayeye yeni bir soluk getirmek için yeterli bir süre, arada çıkan kısa soluklu dizileri saymıyorum bile. Sadece fragmana baktığımda kadınların toplumdaki rolü ve karakterlerin duruşu bir önceki filme göre daha ön planda. Var olan hikayenin farklı unsurlarının öne çıkarılması bile bu çok yönlü hikayeye yeni bir soluk getirecektir.

little-women-photos-ss01

Gelelim kadroya. Greta Gerwig, kadınların iç dünyasını ve birbirleriyle olan ilişkisini ekrana çok güzel bir şekilde yansıtan bir yazar ve yönetmen, bu hikayeyi yeni nesile taşımak için günümüzdeki en doğru kişi. Lady Bird ile yakaladığı başarıyı bu filmle devam ettireceğinden hiç şüphem yok. Jo için Saoirse Ronan ve Meg için Emma Watson tam kararında tercihler olmuş. Saoirse, asi ruhlu karakterleri çok güzel canlandırıyor; oyunculuk anlamında rüştünü kanıtlamış genç bir aktris. Winona Ryder’ın ardından Jo’yu güzel taşıyacağına inancım tam. Timothée Chalamet için çok emin olmamakla birlikte fena bir iş çıkarmayacaktır diye umut ediyorum. Gözlerim genç bir Christian Bale arıyorsa, eh bunu da genç kızlık hayallerime verin. Genç kadro için tek endişem aksanlar, onun dışında Meryl Streep de Aunt March için tabii ki de mükemmel tercih, ki zaten Meryl Streep’in mükemmel olmadığı bir rol zor bulunur. Sırf bu kadronun çıkaracağı işi görmek için bile filme bir şans verilir.

Küçük Kadınlar, her nesile hitap eden, sanıyorum bu sebepten de her yeni nesil için tekrardan uyarlanan bir hikaye. Film 25 Aralık’ta Amerika’da, ne hikmetse 14 Şubat 2020’de Türkiye’de vizyona girecek. İster kadrosu için ister Greta Gerwig’in yorumu, isterseniz de sırf nostaljisi için bu filme gidin derim.

Author

Dizi bağımlısı bir beyaz yakalı. Kedisine çekmiş, en büyük zevki miskin miskin yatmak. Kendisi ve kedisini sosyal medyada bulabilirsiniz. @asliozkeles

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.