18 Ağustos:
Peki Defenders’ı unutmak mümkün mü? Aslında sanırız epey mümkün. Geekyapar YouTube tarafında CS ve Ömercan, şöyle ele aldı diziyi:
25 Ağustos:
Bu esnada eski bir dost tekrar çıktı karşımıza. The Tick. Amazon’un tekrar ekrana taşıdığı efsaneye, Berna şurada, bu kelimeleri kullandı:
“Bir oturuşta hüpletilecek, eğlenceli vakit geçirilecek bir dizi olmuş. İkinci sezonu gelse de güzel olur, yine oturur izlerim herhalde. Ne sizi “ay kesin izlemem lazım” diye zorunlu bir şekilde ekran başına oturtan türden, ne de izlediğinizde boşa vakit kaybıymışçasına üzen bir yapım olmuş; tadımlık ve derin mesajlı bir parodi dizisi olarak parlamış aksine. Bir süper kahraman parodisinden ve bittabi Kene’den beklenebilecek ne varsa her şeyiyle güzel, onun dışında farklı bir şey bekliyorsanız göz bile atmayın.”
10 Eylül:
Sonbahar elbette ki yeni dizileri beraberinde getiren bir mevsim olduğu için de sevilir. Bize getirdiği yeni diziler arasından bir tanesi de The Orville’di. CS diziyi çok sevdi. Discovery’den bahsederken, şöyle övgüler sıkıştırdı diziyle ilgili araya:
24 Eylül:
Ki demişken, elbette Star Trek: Discovery’yi de ele almamak mümkün değildi. Uzun süre sonra gelen ilk yeni Star Trek dizisi, Geekyapar YouTube kanadında bölüm bölüm ele alındı. Ömercan, CS ve Cevdet şunları dediler:
29 Eylül:
Senenin en garip olaylarından biri Inhumans dizisiydi. Diziyi o kadar sevmedik ki, formal bir inceleme yapmak yerine J.H. bir haberde ancak şunları söyleyebildi:
“Marvel etiketi artık bizde belirli beklentiler uyandırıyor. Saçıyla meşhur karakterlere şu çağda Trump’ınkinden kötü peruklar takmamak, kostümleri Arrow ve Flash kötülerinin kullanılmış kıyafetlerini sattığı dükkanlardan almamak, yutamayacağın efekt lokmasını ısırmamak gibi beklentilerimiz var Marvel markasından. O yüzden önce iyi iş yapılsa, daha iyi sanki.”
2 Ekim:
Legion’ın başarısıyla feyzlenen Fox, X-Men evreninden bir dizi daha çıkarttı 2017’de, The Gifted. Ozan İBC için, şurada, şunları dedi:
“Birkaç bölüm izlenir. Fakat oyunculuk başta olmak üzere birtakım yapısal sıkıntıların giderilmesi lazım. Yoksa heyecan verici arka plan hikayeleri ilgimi diri tutmaya yetmez. Eğer sıkıntılarına çare bulunursa The Gifted potansiyeli yüksek bir dizi.”
13 Ekim:
Netflix’in sonsuz sınırsız üretiminin bir diğer halkası da nevi şahsına münhasır Mindhunter’dı. Yiğitcan bir haberde, şunları dedi:
“Yapımcılığını Charlize Theron ve David Fincher‘ın başını çektiği bir ekibin üstlendiği dizi enteresan bir konu öbeği etrafında şekilleniyordu. Elbette seri katiller yeni bir keşif değildi Amerikan dizi külliyatında, ama Mindhunter’ın neredeyse işin akademisine daha çok coşan yaklaşımı muadilleri arasında çok taze ve özel kalıyordu. Bu tazelik ve özellik dizinin epey sevilmesine sebep oldu, eleştirmenlerde hayran tarafından gelen bu sevgiye eşlik ettiler…”
17 Kasım:
Yine Netflix. Yine Marvel. Ancak bu sefer bazı şeyler de farklıydı. The Punisher için yine kelimeleriyle altın döken Ömercan, şurada, bunları dedi:
“Etkileyici bir öykü ve etkileyici bir performans var içeride. Ama sanki biraz daha yoğun ve biraz daha hareketli olabilirmiş. Bir de kendinden önceki diğer Marvel / Netflix dizileri olmasa daha vurucu da olacakmış Punisher. Olmamış. Netflix’in formül dizi üretme yönteminin getirdikleri süper tahmin edilebilirlik diziyi sadece keyifli statüsüne kilitlemiş.”