Sadece futbolun değil, Liverpool kentinin sancak adamlarından biri olan Bill Shankly şöyle demiştir vakti zamanında: “İnsanlar futbolun bir hayat memat meselesi olduğunu düşünüyor. Sizi temin ederim ki mesele bundan çok daha büyük”. Bunun pek çok örneğini tarih sahnesinde bulabilirsiniz. Fildişi Milli Takımı’nın ülkedeki iç savaşın sonlanmasıyla ilgili oynadığı rol; ’98 Fransız Milli Takımı’nın ortak Fransız kimliği inşasına yaptığı katkı, Maradona’nın Güney İtalya ile kurduğu ilişkinin İtalya ’90’da ortaya çıkışı, FC Barcelona ile ilgili bugün konuşulan her şey…
Futbol hikayesi güzel bir oyun. Milli takım seviyesinde ise drama daha da serpiliyor. Dünya Kupası elemeleri de bu dramanın zirve yaptığı anlar. Ya dünya futbolunun en önemli turnuvasında olacaksınız, ya da televizyondan izleyeceksiniz. Büyük bir fark bu. İnsanların uğruna ciğer söktükleri bir fark. Ve muhteşem öyküler çıkıyor 2018 FIFA Dünya Kupası arifesinde. Biz 7 tanesini listeledik. Bugün-yarın bir göz atmanızı şiddetle öneriyoruz.
Mesela:
10 Ekim: Suriye’nin Umudu
Suriye’nin bir ülke olarak yaşadıklarını, başından gelenleri kimseye anlatmak gerekmiyor elbette; hele ki Türkiye’de ikamet eden insanlara. Ülke çok uzun süredir korkunç bir iç savaşın içinde. İnsanlar ölüyor, insanlar korkuyor, insanlar kaçıyor. Herkes dünyanın dört bir yanına yayılmış Suriye’lileri konuşuyor. Dünyanın dört bir yanındaki Suriye’liler ise Suriye’nin Dünya Kupası ümidini.
Daha önce Dünya Kupası’na hiç katılmamış olan Suriye Milli Takımı, Asya elemelerindeki grubunu 13 puanla üçüncü sırada bitirdi ve diğer grubun üçüncüsü Avustralya ile bir play-off oynamaya hak kazandı. İlk maç -malum sebeplerden- Malezya’da oynandı ve 1-1 sonuçlandı. İkinci maç ise 10 Ekim’de Sydney’de oynanacak. Suriye kazansa dahi önünde Kuzey Amerika play-off’larına kalan takımla iki maçı daha olacak. Ancak bu dönemde, evlerinde maç dahi oynayamazken, hatta Malezya “bizde oynayabilirler” demese elemelerden kovulacakken Suriye bütün engelleri aşar ve Dünya Kupası’na katılırsa, tarih yazılır.
Bir göz atmaya değer. Ki laf açılmışken, Avrupa kıtasına gidelim şimdi isterseniz ve Avrupa’nın son dakika muharebelerine bir bakalım. Altı takım. Üç maç. Hayat, memat, ve ondan daha ciddi şeyler.
9 Ekim: The Dragons vs. Na Buachaillí
Bu küçük alt listemizin ilk maddesinde bir Britanya muharebesi var. Galler’in ejderleri, Serbest İrlanda’nın evlatlarıyla 9 Ekim akşamı kapışacak. Galler grupta İrlanda’nın 1 puan önünde. Galler 1958‘den, İrlanda 2002‘den beri Dünya Kupası’na gidemiyor. Maç Cardiff’te. Kim alırsa grubun ikinciliğini o kapacak.
Benzer bir durum bize tanıdık takımlarda da var.
9 Ekim: Vatreni vs. Головна команда
Biz elendik, peki; ama bu grubumuzu takip etmemiz için engel değil. Bizde de çok dramatik bir final var zira. Ukrayna ve Hırvatistan, grubun son maçında karşı karşıyalar. İki takım da bu grup dahilinde beş galibiyet, iki mağlubiyet, iki beraberlik aldı ve on üçer gol attı. Aralarındaki tek fark, Hırvatistan’ın 4, Ukrayna’nın 7 gol yemiş olması. 9 Ekim akşamı Kiev’in yetmiş bin kişilik Olimpik stadyumunda sinirleri çelikten olan, ikincilik biletini alacak.
Fakat şöyle bir şey var; Galler, İrlanda, Ukrayna ve Hırvatistan ikincilik bileti için kapışıyorlar. Kazanan önce en iyi ikinciler arasına girecek, sonra play-off oynamaya hak kazanacak. Avrupa muharebelerimizin üçüncü perdesinde çok daha sert bir kavga var.
10 Ekim: La Nati vs. A Selecção
Portekiz ve İsviçre, B Grubu’nun son maçında Lisbon’da karşı karşıya gelecekler. Portekiz 24 puanla grupta ikinci sırada. İsviçre 27 puanla birinci sırada. İyi hoş, ancak Portekiz’in çılgıncasına bir averajı var. Toplam 30 gol atıp, sadece 4 gol yemişler. Averaj +26. İsviçre’ninki ise +18. Yani bu şu anlama geliyor: Maçı Portekiz kazanırsa Dünya Kupası’na Portekiz gidecek. İsviçre kazanır ya da berabere kalırsa Dünya Kupası’na İsviçre gidecek. Öbür takım? Play-off kovalayacak. Varoluş ya da yok oluş yani.
Neyse en azından, diğer maddemiz kadar dramatik değil.