Siz bu satırları okuduğunuzda, uzay seyahati ile ilgili çok büyük bir eşik atlanmasına vesile olacak bir adam, her şey yolunda giderse inşallah Dünya’ya inmiş olacak. Biz bunları 1 Mart gecesi yazıyoruz. Bizde 2 Mart sabahına yaklaşan saatlerde, Amerikan astronot Scott Kelly, yanında Rus kozmonot Mikhail Kornienko ile birlikte Soyuz’una binip, Kazakistan’a iniş yapacak ve Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki görevini sonlandıracak. Tamı tamına 340 gün sürmüş olan görevini.
Kelly, yaklaşık bir yıldır yukarıda, uzayda. Daha önce iki uzay mekiği uçuşu yapmış biri. Deneyimli, veteran. Ama uzay seyahatiyle ilgili değiştirdiği şey, sadece yeteneğine bağlı olmayacak. Kelly’nin en büyük katkısı, bir sonraki büyük seyahatimiz için en önemli deney tahtamız olmayı kabul etmiş olması. 340 gün kaldığını söylemiştik ya uzayda? O rakam rastgele değil. 340, Mars’a yönelik bir uzay görevinin sürmesi beklenen vakit. Kelly de, bu seyahatin etkilerini ölçebileceğimiz en mükemmel denek.
Zira Kelly’nin, kendisi gibi astronot bir ikizi var. Universe Today’in haberine göre, Scott’ın ikizi Mark, 340 gündür kardeşiyle aynı testlere tabi tutuluyor. Tek bir farkla. Scott uzayda, Mark ise dünyada. Böylelikle Scott döndükten sonra, ikisinin de test rakamları yan yana konulduğunda, ortaya gerçekten de 340 günlük bir uzay görevinin vücuda neler yapabileceğiyle ilgili inanılmaz anlamlı bir tablo çıkmış olacak. Bu tablodan da, Mars’a göndereceğimiz astronotların nelerle karşılaşabileceklerini öğrenmiş olacağız.
İşte bu bana gerçekten çok acayip geliyor. Kelly’nin bir yılını uzayda geçirmiş olması bile başlı başına bir acayiplik zaten. Bir de bunun üzerine adamın burada bir ikizinin olması, o ikizinin de astronot olması (ne bileyim, adam barista da olabilirdi yani) ve bu inanılmaz güzel tesadüfler zincirinin, belki de hayat kurtaracak, ufuk açacak, iş kolaylaştıracak olması… Ne diyeyim, gerçekten de uzay değil bazen sadece büyüleyici olan. Oraya gitmeye çalışırken yaptıklarımız da eşit derecede nefes kesici…