Şimdi muhtemelen kitleler çoktan Interstellar‘ı seyretti ya da seyretmeyi planlıyor. Şahsi fikrim kesinlikle bu deneyimi kaçırmamanız yönünde, hatta sevdiğinizle gidin sonunda hüngür hüngür ağlayın. Interstellar hayatımıza girdiğinden beri ülkece astronomiye duyduğumuz ilgi adeta şahlandı, herkes kara deliklerin, yıldızların, gezegenler arası seyahatin uzmanı oldu. Kepler’in kurallarını lisede inatla öğrenmedik ama şimdi Wikipedia’yı resmen akademik bir zihniyetle kurcalar olduk.
Ben bu heyecanı açıkça Jurassic Park‘tan beri görmemiştim. O vakit de yükselen genetik bilimi filmin popülerliğiyle herkesin odağı olmuş, filmden etkilenen bakir zihinler “gelecekte genetikçi olacam ben dinozor yapacam ben” diye ortalıkta gezinmeye başlamışlardı. Tabii Interstellar iddiaları “yüksek bilimsellikten” yana geliştirince eldeki hataların altında ezilmesi de kaçınılmazdı. Hiçbir film bilimsel gerçekçiliği ekrana yansıtamaz (çünkü gerçekte bilim sıkıcıdır) ve hiçbir “geek” de kurguyu heyecanlı kılmak için riske girilerek yapılmış bilimsel hataları affetmez. Siz gene de seyredin filmi; ne çöpleri seyrediyoruz, Interstellar’a mı burun kıvıracağız?
Neyse, bildiğiniz (ya da şimdi öğreneceğiniz üzere) bir süredir Japon korku mangacılığın hınzır ismi Junji Ito okuyarak ruh sağlığımı bozuyorum. Ito’nun denk geldiğim uzunca bir hikayesini nicedir okumayı erteliyordum, sonunda okudum ve pek sevdim. Ito’nun yazdığı nadir uzay hikayelerinden biri olan bu eserin adı Hellstar Remina. Evet biliyorum, Japon dedim, korku dedim ve öncesinde de Interstellar diyordum. Nasıl bir bağlantı olabilir ki?
Şöyle…. Hellstar Remina uzak gelecekte Japonya’da geçiyor. Başarılı bir bilimadamı olan Oguro dünyadan 16 milyon ışık yılı uzaklıkta yeni bir yıldız keşfeder. Yıldız, gene Oguro’nun keşfi olan bir karadeliğin ve civarında oluşan “solucan deliğinin” varlığını ispatlamaktadır (Bir yerlerden tanıdık geldi mi?). Bilim dünyasını yerinden oynatan bu keşifler dizisi Oguro’ya Nobel ödülünü ve dünya çapında şöhreti getirir. Bunun üzerine her romantik kaşif gibi Oguro da başarısının kaynağı yıldıza hayatının en önemli kadınının (kızının) adını verir: Remina. Rasathanelerden toplanan veriler, Yıldız Remina’nın oluşma vaktinin Oguro’nun kızıyla aynı günlere denk geldiğini göstermektedir. Bu ilginç (ve garip) tesadüf halkın büyük ilgisini çeker ve genç Remina gök cisminin simgesi olarak görülür.
Ancak peri masalı bir yere kadardır. Yapılan araştırmalar çok garip bir bulguyu daha zamanla açığa çıkarır: Remina Yıldızı çok hızlı bir şekilde galaksimize yaklaşmaktadır ve geliş istikametindeki tüm gök cisimlerinden sinyal artık alınamamaktadır. Bir süre bu durum önemsenmez. Ancak Remina galaksimize girdiğinde iş dehşet verici bir noktaya varır: Remina dünyaya doğru emin bir şekilde yaklaşmakta, bu sırada yoluna çıkan tüm gezegenleri yutmaktadır!
Dünyanın sonu şaka maka gelmektedir ve ortada öyle kaçılıp sığınılacak yaşanabilir gezegenli galaksi falan da yoktur. Bu durumun idrakı Oguro’nun kızı Remina’ya duyulan hayranlığı nefrete dönüştürür. Ve insanlığın doğal gidişatı gereği korku ve panik, mutlak batılı da yanında getirir. Öne Tokyo ardından ise tüm dünya halkları, artık gezegenin kurtuluşu için tek çarenin Remina’nın kurban edilmesi olduğuna inanmaktadır.
Hellstar Remina, hem Ito külliyatında hem de bilimkurgu-korku alanında okuduğum en nitelikli işlerden biri olabilir. İnsanlığın kurtuluşu için feda edilen kadın fikri Ursula LeGuin‘in muhteşem kısa hikayesi The Ones Who Walk Away from Omelas‘ı hatırlatırken herkesin Remina’yı yoketmek için verdiği çaba Stephen King‘in The Mist‘ini hatırlatıyor. İşin içine bir de Interstellar kafaları karışınca elimizdeki çeşitliliğe diyecek yok. Hele hikayenin ikinci yarısında Remina Yıldızı’nın hemen gezegenimizin dibine kadar geldiği bir kısım var ki oradaki şenliği tasvir etmeye kelime yetmez. Tüm Ito hikayeleri gibi damakta acı bir tat bırakan, mutlu mu mutsuz mu asla tam olarak bilemeyeceğimiz bir sona da hazırlıklı olun.
Uzun lafın kısası, bu sıralar korku mangası istiyorsanız yolunuzun Remina ile kesişmesi gerek. Siz kaçsanız bile çabalar nafile, o sizi bulacaktır.
Hellstar Remina’yı okumak için buyrun linkimiz.
2 Comments
harikaydı dostum eyw. unutamayacağım bi deneyimdi. ufak bi korku hikayesi de benden: mangayı okurken random olarak çalan playlistimde 2 kere camel-ice çaldı. çok sevdiğim bi şarkı olduğu için final chapterda tekrar çalmak istedim. youtube a konser versiyonunu bulmak için girdiğimde beynimden vurulmuşa döndüm. albüm kapağı şöyleydi http://ecx.images-amazon.com/images/I/51AafG7mBnL._SL500_AA300_.jpg ateyizler bunu da açıklasın.
Türkçe çevirisi yok mu