NBA’in çok ilginç çalışan bir bölge sistemi var. Takımlar sene içerisinde zırt pırt 4-5 saatlik uçak yolculukları yapmasınlar diye, önce Konferans’lara, sonra da Division’lara bölünüyorlar. Biraz yerel rekabeti kızıştırmak adına da, sene içerisinde en çok maçlarını Division rakipleriyle, sonra Konferansdaşlarıyla yapıyorlar. Rakip konferans takımları ile ise, sadece senede iki kez oynuyorlar. O yüzden, Division’lardan genelde müthiş rekabetler çıkıyor. Ve bizce, bütün Division’lar arasından, Central Division’ın özel bir tarafı var.
Müsaadeniz varsa, şöyle anlatmak isteriz.
Bulls – Pistons (’87 – ’91)
Listemize en baba rekabetlerden biriyle başlıyoruz. 80’ler sonu, 90’lar başı NBA basketbolu; Doğu Konferansı’nın uzun süredir olduğu gibi facia olmadığı yıllardı. Celtics’in efsaneleri Bird, McHale ve Parish yaşlandıkları için, taht inceden boşalmış, ortaya da pek çok aday çıkmıştı. Spud Webb’li, Doc Rivers’lı, Dominique’li Atlanta; Pierce’lı, Moncrief’li Bucks, genç Cavaliers adaydılar, ancak nefesleri yetmedi. Doğu’nun tahtının iki kulbuna, iki takım yapıştı. Dumars, Thomas, Laimbeer’lı Bad Boys kadrosuyla Detroit, ve genç Jordan’ın başını çektiği Chicago. İlk kapışmalarında, Chicago gençti. Tecrübesizdi. Jordan’ın nefesi tek başına yetmiyordu takıma. Thomas ve ekibi ise komando gibiydi.
1988’de Konferans yarı finalinde, 89 ve 90’da da iki kez üst üste ise Konferans finallerinde elediler Bulls’u. Üstelik öyle şen şakrak değil, baya dirsekle, tırnakla, küfürle elediler. Jordan kızdı. Jordan bilendi. Jordan’ın yanına bir de Pippen eklenince, Majesteleri atağa geçti. 1991’de bir daha karşılaştılar Pistons ile. Ancak Jordan artık üst vitesteydi. Hanedan başlamıştı. Jordan’ın maç başına 29.8 sayı, 7 asist, 5.3 ribaund, 2.3 top çalma ve 1.8 blok ile domine ettiği seride Bulls içeride dışarıda maç kaybetmeden, finallere çıktı. Bu maçı unutulmaz yapan şey ise, Thomas ve ekibinin, son maçın son düdüğünü beklemeden sahayı terk ettikleri o unutulmaz andı…
Bulls – Pacers (’98)
Bu rekabet biraz daha şahsi bir seviyede esasında. Temeline indiğimiz zaman, Bulls – Pacers’ın 88’deki müthiş Doğu Konferansı Finali ile taçlanan rekabeti, esasında iki çok farklı karakterde 2-guard’ın mücadelesi: Reggie Miller ve Michael Jordan. Miller; aynı Ewing, Barkley ve sayısız büyük isim gibi, Jordan yüzünden bir şampiyonluk kazanamamış oyunculardan biriydi. Elbette Indiana’da kalma inadının da bununla ilgisi vardı, ama pek çok kez de yaklaştı. Shaq’a yenildiği NBA finalleri bir yana, kokusunu en çok aldığı yıl, herhalde 1998’di. Yedinci maça taşınan seriyi, Bulls kazandı; ama iki takım taraftarları o seriyi unutmadı ve sezon boyu süregelen maçlar, bu yüzden hep bir kısım gergin yaşandı…