En son ne zaman kendinize sıcak bir kahve hazırlayıp gecenizi eski usul bir Point & Click macerasına adadınız? Çok vakit geçtiğine eminim, zira ben son on senedir bu işe girişmedim. Oynamaya sabrım asla yetmese de iyi bir macera oyununu seyretmek benim için sinematik bir değere sahip olmuştu her zaman. O kadar ki, son birkaç yılda Youtube başında King’s Quest’ler, Phantasmagoria’lar, Monkey Island gameplaylerine verdiğim vaktin altı yedi sezonluk birkaç dizinin toplamını geçmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Klasiklerle işim bittiğinde de yolum doğal olarak Türkiye’de çok bilinmeyen AGS (Adventure Game Studio) forumlarına düştü. Heveslisine çok iyi macera oyunları tasarlama şansı veren bu program zaman ve emek harcandığında çok profesyonel işlere kapı açabiliyor.
Hayatımdaki her kötü şey gibi bu da tanımadığım herifin birinin ölümüyle başladı..
21 Kasım itibariyle Steam’de satışa çıkan The Shivah bu profesyonel işlerden biri. Blackwell serisi ile tanınan indie oyun yapımcısı Dave Gilbert tarafından tasarlanan oyun, bize çok alışık olmadığımız bir rolü taşıma şansı veriyor. The Shivah’ta pek çok macera oyununun aksine bir dedektifi değil, inancı sarsılmış bir hahamı canlandırıyoruz. Haham Russell Stone, maddi sıkıntıların içinde kaybolup gitmiş sinagogunu ayakta tutmaya çalışan bir New York’lu. Soğukkanlılığını yitirdiği ve rutin vaazını yarıda bıraktığı bir akşam Russell’ın kapısı Dedektif Durkin tarafından çalınıyor. Dedektif sinagogun eski ziyaretçilerinden Jack Lauder’in bir cinayete kurban gittiğini söylüyor, bir de Lauder’in vasiyetinde hahama da yüklü miktarda para bıraktığını. İşin garibi Lauder dindarlığıyla meşhur bir adam değil ve Russell ile en az sekiz senedir görüşmemiş. Bu durum da haliyle polislerin şüphesini çekmekte. Bir anda hem büyük bir servetin varisi hem de gayri resmi bir şekilde de olsa cinayet şüphelisi durumuna düşen Russell, Lauder’in ölümünün arkasında ne olduğunu araştırmaya karar veriyor ve bu sebeple Lauder’in ailesine başsağlığı ziyareti (shivah) yapmak için yola çıkıyor.
The Shivah ilk olarak 2006 yılında Adventure Game Studio’nun kendi aylık yarışmalarından biri için tasarlanmış ve birinci olmuş bir oyun. Aradan geçen zamanda tasarımcı Dave Gilbert kendi oyun şirketini de kurmasıyla projeyi daha profesyonel bir zemine taşımaya karar vermiş ve gerek seslendirmede gerekse grafiklerde ciddi düzenlemeler yapmış. Steam’de satışa sunulan The Shivah’ın grafikleri AGS dokusunu hala korumasına rağmen çok daha canlı ve geniş bir renk paletine sahip.
Onu sen mi öldürdün derken ne kastediyorsun, evladım?
Oyundaki pek çok diyalog sırasında konuşma seçeneklerimiz cevap verme üslubunu seçmek üzerine kurulu. Mesela polis bize Lauder’i en son ne zaman gördüğümüzü sorduğunda cümlelerden ziyade “sakin üslubla cevap ver” ya da “agresif cevap ver” gibi başlıklar arasından seçim yapıyoruz. Bu cevaplar arasında en ilginci de Russell’ın mesleğinden gelen “haham üslubuyla cevap ver” seçeneği ki bu seçenek soruya soruyla cevap vermenin The Shivah’taki mizahi karşılığı. Bunun yanında oyunun ilerleyen kısımlarında eski Monkey Island’lardaki kılıç dövüşleri tadında haham atışmaları da bulunuyormuş ki nasıl olduğunu gerçekten pek merak ediyorum.
Genel olarak olumlu eleştiriler alan The Shivah çok iddialı bir oyun değil ama noir atmosferi ile macera oyuncularının hoşuna gidecek bir yapıma benziyor. Yahudi kültüründen beslenen ve kahramanı haham olan çok oyunla da karşılaşmadığımız düşünülürse merak kamçılıyor. Sakin ve eski usül macera oyunu kalıbına gayet güzel oturan, uzun zamandır görmediğimiz bu türü iyi temsil eden bir yapım..