Nemo (Finding Nemo)
Listemizin hayvanlar alemi kontenjanından faydalanmış üyesi Nemo, bir çocukken izlenen animasyonlar arasında belki de bu kadar güzel bir mesaj içerebilirdi: Eksikliklerin seni yıldırmasın. Yüzgeciniz küçükmüş, hızlı yüzemiyormuşsunuz, yaşıtlarınız size farklı bakıyormuş; KİMİN UMURUNDA YAHU? Siz, siz olduğunuz için değerlisiniz. Nemo da o küçük yüzgeciyle sevimli mesela. O tonton yanakları sıkmak bir yana, minik yüzgeciyle azmin ve yalnızca kim olduğunuzun önemli olduğunu vurgulayan düşüncenin sembolü oldu Nemo! Dik dur eğilme, bu deniz alemi seninle Nemo!
Toph (Avatar: The Last Airbender)
Toph denildiği zaman aklıma gelen ilk sahne ne yazık ki, sırf arkadaşlarını kurtarabilmek adına Appa’nın kaçırılmasına göz yummak zorunda kalsa da bütün gücüyle koca bir çölde çektiği çilelerin olduğu kısım. Appa’yı zalim soysuzlar kaçırdıkları sırada “Üzgünüm Appa.” diyerek gözünden süzülen yaşların kurbanı olayım Toph, yeter ki sen ağlama. Bize somut olarak görmesek de, dünyanın hissedilmeye ve sezilmeye değer olduğunu sen kanıtladın. Hiçbir kör esprisi senin cevaplarınla bu kadar güzel gömülmemişti. Eğer şu listede kendime cesareti, azmi, şevki, ruhu ve hayata karşı bakışıyla birini örnek almam gerekiyorsa; o kişi kesinlikle Toph’tur. Eğit beni Toph sensei!
Quasimodo (The Hunchback of Notre Dame)
İnsanları görünüşlerine göre yargılamayı çok seven bir dünyada yaşıyor oluşumuz sağ olsun, iç güzelliğin ve kişiliğin önemini hala kavrayamadık şu yüzyılda. Kimler tarafından konulduğundan zerre emin olmadığım (ve de anlam veremediğim) güzellik kalıplarının canı cehenneme arkadaşlar! Asillik, içtenlik, naiflik ve sevgi kurtaracak bu dünyayı; kahrolası basmakalıp düşünceler değil!