Büyük şirketlerin dünya siyaseti üzerinde etkin bir karar merci olarak faaliyet göstermeleri yeni bir şey değil. Ancak, bu resmin rengi değişiyor biraz son yıllarda. Eskiden yukarıda kurduğum cümlenin ardından, okuyanın gözünde mega finans şirketleri, parayla para kazanan kurumlar gelirdi muhtemelen. Şimdi ise başka bir profil var. Dünyayı paralayarak değil, yaparak değiştiren ve bu değişim esnasında organik bir biçimde ipleri eline alan, inovasyon bazlı teknoloji şirketleri.
Google, Facebook, Microsoft gibi şirketler; selefleri mega etkili yapıların aksine tüm dünya onlardan el beklediği için etkin ve söz sahibi hâline geldiler. Ve bu noktada da, genelde taraf belirtmekten pek imtina etmiyorlar. Çünkü spekülasyonla yıkılabilecek bir kart desteleri yok. Yarın Amerika’da Trump da seçilse dara düştü mü Google’ın kapısında kullanıcı verisi bekleyecek, Clinton da seçilse. Bu da şirketlere biraz özgürlük tanıyor, en azından kamuoyu nezdinde daha net duruş sergileyebiliyorlar.
Apple da öyle yaptı. Politico’nun haberine göre, Amerikalı şirket Cumhuriyetçi Parti’nin Temmuz ayında gerçekleştireceği ve başkan adayını resmen seçeceği kongreye hiçbir şekilde destek vermeyeceğini açıkladı. Facebook, Google ve Microsoft RNC’ye destek vereceklerini açıklamışlardı. Apple ise açıktan bir şekilde reddediyor. Peki neden? Çünkü Donald Trump’ın göçmenler, azınlıklar, kadınlar ve LGBTİ mensuplarına olan tavrından rahatsızlar.
Bu sonuncusu resmi açıklanan bir detay değil, Politico’nun duyumu. Ancak bunun böyle olabileceğini tahmin etmek de güç değil. Her şeyden önce, Apple kendisi zilyar tane göçmen çalıştıran bir kurum; Trump’ın kapanmacı politikası onlar için ideal değil. Ama onu da geçtik, kurumun CEO’su eşcinsel zaten. Steve Jobs’dan sonra pozisyonu devralan Tim Cook, yöneticisi olduğu şirketini, bir sürpriz olmazsa gay evliliğine karşı bir adamı seçecek kongreden uzak tutma hakkına yerden göğe sahip bizce. Siz ne diyorsunuz?
