Malumunuz, El-Kaide terörist örgütünün elebaşı Usame Bin Ladin, 2011 yılında Amerikan devletinin düzenlediği bir operasyonda öldürülmüş; Abbotabad’taki üssündeki her şeye de ele konulmuştu. Doğal olarak Amerika’nın istiharat ajansı CIA içeriden çıkan her şeyi didik didik kontrol etti. Buna Bin Ladin’in bilgisayarı da dahildi. Amerikan yasaları dahilinde, CIA’in araştırmasını bitirmesinin –ve üzerinden belirli bir sürenin geçmesinin– ardından belgeleri kamuyla paylaşması gerekiyordu. Onlar da paylaştı.
Yalnız kamunun hiçbir kısmı böylesi bir çetele beklemiyordu.
Bakın, bunların hiçbiri şaka değil. CIA’in resmi sitesine link verdik yukarıda. Makara geçmiyoruz. Bin Ladin’in bilgisayarından çıkan şeyler bunlar. Bu ön uyarıyı geçmek istedik; çünkü şahsi günceleri dahil 18,000 döküman, konuşma provalarını da içeren 79,000 ses ve imaj dosyası, 10,000 video ve tonlarca başka materyalin ötesinde bir de yirmi geek’e yetecek şey bulundu CIA tarafından. Bunların arasında Bin Ladin üzerine çekilmiş programların korsan kopyaları var. National Geographic belgeselleri var. Ve daha da garipleşiyor.
Görünen o ki bilgisayara bir DS emülatörü kuruluymuş, çünkü bu tip emülatörlerle özdeşleşen .sav tipi dosyalar var. Bu emülatör vasıtasıyla Super Mario Bros, Animal Crossing, Naruto, Bleach ve Dragon Ball oyunları oynanmış. Bilgisayarda aynı zamanda Zuma oyununun bir kopyası ve RTS Army Men 2 oyununun torrent dosyası da var. Zaten torrent kullanımı epey yaygın anladığımız kadarıyla, çünkü dünyanın en büyük terörist saldırısını gerçekleştiren adamın bilgisayarında AntZ ve Resident Evil gibi filmlerin torrent’ten indirilmiş korsan kopyaları da var.
Bu gerçekten inanılmaz. Yani üzerine akıl yürütmeyi zorlaştıracak bir inanılmazlık var burada. Bu dosyaları bizzat Bin Ladin mi kullandı, yoksa çoluğu çocuğu, eşi eşrafı mı bakınıyordu bilmiyoruz elbette. Hatta belki de hiç bilemeyeceğiz. Ama bir yerlerde El-Kaide propaganda videoları, dünyanın en aranan teröristinin şahsi günlüğü ve New Super Mario Bros’un DS emülatörü dosyası aynı bilgisayarda duruyordu. Bunu bile düşünmek başlı başına çok garip.
