Pek değerli Hell’s Kitchen sakinleri ve Kör Oğlan geekleri; hepiniz hoş geldiniz! Söz verdiğimiz üzere Daredevil üçüncü sezon değerlendirmesi için buradayız! Bu yazının tamamı spoiler içereceği için, eğer hala izlememiş olanlar varsa genel ve spoilersız bir değerlendirme için şu yazıya kaçabilir korkusuzca.

Eğer spoiler yemeye razı gelenler ya da direkt olarak diziyi bitirip de buraya teşrif edenler kaldıysa aramızda, yorumlamaya geçiyoruz. Sıkı tutunun!

 

Genel Olarak Sezon

004_RINGSIDE_302_Unit_02034R.0

Üçüncü sezon, ilk iki sezona çok net taş çıkartacak bir sezon olmuş. İlk sezondaki sağlam oturtulan karakterizasyonlar ve ikinci sezondaki kendi solo dizisinden bile daha çok dikkat çeken Punisher detayına oranla üçüncü sezon ciddi anlamda sizi izlemeye devam etmeniz için sürekli uyanık tutuyor.

Şimdiye kadarki bütün Netflix-Marvel dizileri arasında zerre sıkılmadan izlediğim tek diziydi Daredevil; yine aynı pozisyonunu korudu. Üstelik Wilson Fisk’in artık tam anlamıyla “Kingpin” oluşunu ve inanılmaz arka plan hikayesiyle Matt’i tokat manyağına çeviren Bullseye’ın varlığı da bu sezonun ne kadar konuşulsa dahi yeterli gelmeyeceği kadar çok övgü hak eden detaylarıydı.

Spoilersız yazıda 10/10 veririm, ama illa bir-iki hatayı zorlayarak çıkardığım için kimse itiraz etmesin diye 9/10’a düşürürüm demiştim aslında; ama gün geçtikçe on üzerinden yüz vermemek için kendimi zor tutuyorum. Çünkü sezon gerçekten kusursuz gibi.

 

Sezon Başlangıcı

defenders-daredevil-born-again-pic

The Defenders’ta tepelerine bina çöken Matt ve Elektra’nın hazin sonunu hatırlıyorsunuzdur herhalde, değil mi? Hatırlamıyorsanız da sıkıntı yok, zaten koca dizide bilmeniz gereken en büyük detay oydu aslında. Devamlılık açısından çok büyük bir önem teşkil etmediği için de Netflix, izleyicilerine özet geçercesine minik sekanslar koymuş birinci bölümün başına; olur da unutanınız çıkar ya da Defenders’ı izlememiş olanlar vardır diye.

Öncelikle Matt’in kurtulduğunu ve üçüncü sezonda Born Again çizgi roman hikayesinin işleneceğini, Defenders’ın son credits sahnesinden biliyorduk. Ancak Elektra’ya dair hiçbir bilgimiz yoktu, şimdi de olmamaya devam ediyor. Bunu, muhtemelen ilerleyen dönemlerde Elektra Natchios’u geri getirmek için attıkları güvenli bir adım olarak düşünüp bir rafa kaldırmayı tercih ediyoruz. Ama bir kez bile mühim şekilde Elektra’nın yokluğunun sorgulanmaması, bu sezonun akıcılığı konusunda en önemli etken.

 

Gerçekçilik ve Süper Olmayan Kahramanlık

daredevil-season-3-charlie-cox-netflix

Daredevil’i izlerken bizi bu kadar bağımlı yapan ve Netflix-Marvel işleri arasında en tepe noktaya koyan özellik sanırım ki Matt Murdock’ın herhangi bir “süper” anlamdaki güce sahip olmaması. Tam anlamıyla insan, ne yaptıysa kendi çabasıyla başarmış; buraya kadar tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş. İster Jessica Jones olsun, ister Luke Cage; neredeyse hepsi “süper” denilebilecek güçlerini elde etmek için bir çeşit müdahaleye maruz kaldılar. Iron Fist bu konuda biraz daha mistik sanatlarda ustalaşan kahraman kategorisine girse de, ona neden sevgi kusmadığımızı defalarca konuştuk zaten; fazla söz sarf etmeye gerek yok artık.

Üç sezondur bizi Matt Murdock’a deliler gibi bağlayan en büyük sebepti temelinde insan oluşu. Çok parası olmadığı için kendine inşa edecek zırhları olmayan veya ezik görülse de bir anda tıbbi müdahale ile süper insan olmamış bir kişi kendisi. Yüzde yüz emek, yüzde yüz inanç sonucu ortaya çıkmış bir figür. Dayak yeyip milyon kere orasını burasını kırdı, kafasına darbeler alıp da duyuları hasar görmesine rağmen hiçbir zaman yılmadı; bu yüzden hep ayakta kalmaya çabaladı.

Bütün hikaye boyunca zaten dikkatinizi en çok çeken de bu nokta oluyor zannımca. Wilson Fisk gibi inanılmaz ekonomik ve politik gücü olan, e üstüne bir de cüssesiyle tüyleri diken diken eden bir adamın yanı sıra attığı her şeyi tam on ikiden vuran Ajan Poindexter’ın Bullseye’ının yanı sıra Matt, dövüş sanatlarında usta olmuş sıradan bir insan olarak kalıyor. Bize onca zamandır ölümsüz ve yenilmez gibi empoze edilen tüm kahramanların aksine, insanlığın bam teline dokunan bir detay bu: Matt Murdock da bir ölümlü ve yaptığı her şeyi hakkıyla yapıyor.

 

İnce İnce İşlenmiş Bir Mücadele

ebfc8b06-a175-4987-a3fd-470263caa5fa-130b_ringside_unit_306_01626r

Bütün adımlarını anlamlı şekilde ve mantık çerçevesinde atan Matt, birçok sefer Bullseye’ın kendisi için açmış olduğu yoldan ilerleyerek amacına ulaşmaya çalışıyor. Evet; Fisk, Daredevil kimliğini kirletmek için Ajan Poindexter’ı safına çekip ona kırmızı kostümü giydiriyor. Ve evet, Bullseye da ortalığın anasını ağlatarak bu şan şöhret kirletme işini hakkıyla yapıyor. Haliyle de kırmızı kostümle görülmesi konusunda sıkıntılar yaşayan Matt tekrardan eski siyah kostümüne geri dönüyor ve bu sırada lekenen Daredevil kimliğine bürünen Bullseye’ın ilerlediği yolda onu takip ederek mücadelesini veriyor.

Ajan Poindexter neredeyse yenilmez, kollarını kıramadığınız sürece sizi her şekilde öldürebilir. Fisk de aynı şekilde elini her yere atabilen inanılmaz korkutucu ve güçlü biri. Haliyle siz de kör ama dövüş yeteneklerinde usta biri olarak savaşırken ikisini birbirine düşürüp o yolda kendinize yeni bir patika açmanız çok daha mantıklı bir durum haline geliyor.

Matt’in ne yaparsa yapsın Fisk’in her şeyi önceden düşünmüş ve önlemini almış olduğundan ötürü eli boş çıksa da, güzel bir strateji ile Bullseye’ın da bam teline dokunacak en önemli etken olan Julie’yi kullanması, inanılmaz zekice ve takdire şayandı çünkü.

1 2
Author

Geveze, aşırı heyecanlı, domates surat. Ailenizin mülayim, cep tipi ponçiği. Profesyonel inek. Özel gücü ise role play yazmak. @poncikbruiser

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.