FauxPlay Pazar En 6‘larında çıtayı yükseltiyoruz. Şarkılarla olay olmak bizi kesmedi, şimdi daha da kutsal bir şeye el atıyoruz. Oyun kapakları. Onlar bizim odamıza astığımız posterler, onlar bazen oyunla ilgilenme sebeplerimiz. Ama bizce, her şeyden evvel, onlar oyunun tek çizimlik bir temsili. Bize göre iyi bir oyun kapağı, üstüne konduğu diskin içindeki dünyaları temsil eder. O dünyanın tonu, çizgisi, atmosferi; her şeyi o resmin içerisindedir.
Tek kriterimiz bu. Bu yüzden de çok geriye gidemedik, zira geçtiğimiz yüzyılın oyun kapakları, çoklukla olmayan oyun basınının işlevini görmek üzere tasarlanmış yaratılardı. Onların görevi oyunu anlatmak, sembolize etmek değil; alenen “pazarlamaktı”. Dolayısıyla yuvarlak hesap olsun, son 15 seneyi alalım dedik. Karşımıza da şöyle bir tablo çıktı:
6. Dead Space
Dead Space‘in kapağında bir çaresizlik var. Biz onu bu yüzden seviyoruz. Ağırlıkla kullanılan o kahverengi ton, uzayın merak duygusu uyandıran tüm yönlerini silip atmış. Bir yanda savruk tasarlanan logo, bir yanda uzayda sürüklenen, kopmuş bir el. Visceral Games’in kült olmuş korku oyunu daha kapaktan sizi uyarıyor: Uzayda çığlığınızı kimse duyamaz…
5. Star Wars: Knights of the Old Republic
Knights of the Old Republic‘in kapağıyla, serideki ikinci oyunun kapağı arasında çok gittim geldim. Ama en nihayetinde KotOR I’in kapağında beni çeken bambaşka bir şey daha vardı. O muhteşem ışıklandırma, Malak’ın harika pozu, belirli belirsiz silüetiyle Star Forge ve tabii ki Star Wars diye bağıran harika kompozisyon. Bu oyunda yaşayacağınız maceranın, A New Hope’ta izlediğiniz kadar heyecanlı olacağının deliliydi bu kapak.
4. World of Warcraft
WoW‘un kapağındaki o yuvarlak, bana hep bir evrenin kapısıymış gibi gelirdi. Milyarlarca hikâye, gömülen yıllar ve yaşanmamış anılarla dolu bir evren. Bu Alliance kapağı. Bunun bir de Horde versiyonu var, ama biz WoW’a o yuvarlak kapıdan girdik yıllar önce. Arkadaki Azeroth haritası, öndeki Dwarf, genel renk seçimleri… Bu kapaktaki her şey, o kapının içinden girmemiz için bir davetti. Başarılı da oldu!
3. The Saboteur
Pandemic’in veda busesi sırtını estetik olarak belli ki 1930’lar ve 40’ların propaganda posterlerine dayıyordu. Siyah ve kırmızının ağır kontrastı, arkada bej rengi bir boşluk, altta belli belirsiz gözüken zeplinler ve Eyfel Kulesi. Tabii ki bütün kapağa sıçramış o kan… The Saboteur belki bu neslin en sevilen oyunları arasında hatırlanmayacak. Ama en etkili kapaklarından birine sahip olduğu kesin.
2. Resistance: Fall of Man
Bu kapağın sade bir vuruculuğu var. Kullanılan o ağır “toz” efektinden midir, logoya gösterilen özenden midir bilmiyoruz, ama meselenin o kuru kafa olduğuna dair şüphelerimiz var. Dikenli tellerin ortasında, gözümüze standart bir askeri kask gibi gelen bir şeyin altında, dört gözlü, iğrenç dişli bir kafa tası. İşte o kafa tasında bir şeyler var. Ne bilmiyoruz, ama oyuna bizi çok çekiyor.
1. Shadow of the Colossus
Bu. Budur. Oyununu temsil eden kapak budur. O dev Colossus, bacaklarının arasından sızan güneş; harika renk kullanımı ve önünde atıyla duran bir deli. İçinde kaybolur insan bu kapağın. Saatlerini verir gider yani. Oyunu oynamasa bile olur, öyle gözlerini kapatır, o Colossus’un sırtına binersin zaten. PlayStation 2’nin en duygusal oyunu attığını vurmaya kapaktan başlamış. Son 15 sene demeseydik de bir numaraya bunu koyardım. Shadow of the Colossus, o kadar efsane bir kapak çünkü. Bunu görmek için iki dakikadan fazla bakmaya hiç gerek yok.