Şimdiye kadar bu platformda House of the Dragon’u fazlasıyla övdüğüm hepinizin malumudur diye düşünüyorum. Özellikle cuma günleri yayınlanan Rings of Power felaketinden sonra pazartesi günlerinin gelmesini ve House of the Dragon bölümlerinin yayınlanmasını daha fazla bekler oldum. Fakat ne yazık ki dizimizin bu bölümü beni biraz üzdü ve eski kötü anıları hatırlattı. Ne demek istediğimi daha iyi anlamak istiyorsanız gelin, burada zaman kaybetmeyelim ve House of the Dragon’un, “The Green Council” isimli dokuzuncu bölümünü spoilerlı konuşalım.

Yeşiller Konseyi Toplandı!

Açıkçası bölümün genel atmosferini ve durgunluğunu beğendiğimi itiraf etmeliyim. Fakat bölüm içerisinde olayların kitaptan farklı olarak işlenmesi birazcık tadımı kaçırdı diyebilirim. Bu zamana kadar kaynak esere olabildiğince sadık kalmaya çalışan House of the Dragon dizisi, bu bölüm biraz daha farklı bir yol çizdi kendine. Bunun ilk örneklerini de Küçük Konsey’de gördük. Öncelikle Kral Viserys’in ölümünün, tüm diyarı karıştıracak çok büyük bir haber olduğunun bir kez daha altını çizmem gerekiyor. Öyle ki bu haber alındığında Yeşiller kendilerini bir odaya kapatıp, yeni bir kral belirlemeden önce bu odadan çıkmıyorlar. Hatta Rhaenyra’ya ettiği yemini bozmayacağını açıklayan ve odadan çıkmaya çalışan Lord Beesbury, Criston Cole’un ellerinde can veriyor. Zira bu odadan Viserys’in öldüğü haberiyle birinin çıkması demek, aynı zamanda İç Savaş’ın patlak vermesi demek oluyor.

Fakat bölümümüz Viserys’in ölümünü diyara duyurmamak konusunda ne yazık ki tam anlamıyla başarılı olamadı ve bu beni üzdü. Lord Beesbury’nin çıkamadığı odadan Beyaz Pelerinler’in kumandanı Harrold Westerling, elini kolunu sallaya sallaya çıktı. Öte yandan Beyaz Solucan Mysaria’nın casusları da bu bilgiyi çok çabuk bir şekilde efendilerine ulaştırmayı başardılar. Anlayacağınız Yeşiller, Viserys’in ölümünü bir sır olarak tutamadılar. Ve gelecek bölüm, Siyahlar’ın bu sırada ne yaptığını yeterince iyi açıklayamazlarsa ne yazık ki bu bölüm bir tık daha gözümden düşecek.

Dizimiz genel olarak hem Siyahlar’ın hem de Yeşiller’in motivasyonlarını daha insancıl bir noktaya çekerek, tüm karakterleri biraz daha empati kurulabilir insanlar hâline getiriyor. Dizinin uyarlandığı Fire and Blood kitabında Yeşil Konsey’in başında bulunan Alicent, üvey kızı hakkında ipe sapa gelmez iddialarda bulunuyor, Otto Hightower Rhaenyra’nın başa geçmesi durumunda diyarı asıl yönetecek kişinin Daemon olmasından korktuğunu söylüyor ve Criston Cole, tüm Criston Cole’luğuyla Rhaenyra ve Daemon’un yönettiği bir Kızıl Kale’nin, kerhaneye döneceğini iddia ediyor. Fakat dizimizde Alicent Hightower, geçtiğimiz bölüm Viserys’in kendisine açıkladığı kehaneti yanlış anladığı için Rhaenyra’nın taht hakkına göz dikiyor hatta bunu yaparken Rhaenyra’nın öldürülmesine kesinlikle karşı çıkıyor. Bu kadar barışçıl bir Alicent görmeyi beklemiyordum ama belki de asıl gaddar Alicent’ı ilerleyen sezonlarda göreceğiz.

Kral Öldü, Çok Yaşa Yeni Kral!

Viserys’in ölümünün ardından tahta çıkması gereken II. Aegon, Otto ve Alicent arasında bir kedi-fare oyunu oynanmasına sebep oldu. Her iki taraf da şampiyonlarını King’s Landing’e salarak, Aegon’u aradılar. Bu noktada Otto ve Alicent’ın arasındaki fikir ayrılığını da daha iyi gözlemlemiş olduk. Hem Alicent hem de Otto, Aegon’u diğerinden önce bulup kulağına doğru nasihatleri verme peşindeydi. Nihayetinde bu küçük mücadeleyi kazanan Alicent oldu fakat Aegon’un, annesinin nazik nasihatlerine ne kadar kulak vereceğini hep birlikte göreceğiz.

Benim için bölümü kötü yapan şeylerden bir tanesi ne yazık ki tam olarak bu kedi-fare oyununda gerçekleşti. Otto’nun, Aegon’u aramak için gönderdiği Sör Arryk ve Sör Erryk benim için çok önemli karakterler. Daha önce size bu karakterlerin bizi çok hüzünlendireceğini söylemiştim. Fakat bunun olması için, aralarındaki kardeşlik bağlarını çok iyi bir şekilde vermeleri gerekiyordu ve dizi ne yazık ki bunu başaramadı. Sör Erryk’in, Sör Arryk ile Criston Cole savaşırken kardeşini uzaktan izlemesi ve asla yardım etmemesi, daha sonra da hiçbir şey söylemeden çekip gitmesi ne yazık ki bende kardeşini önemsemediği izlenimini uyandırdı. Bu da benim canımı sıktı.

Öte yandan canımı sıkan bir diğer detaysa, II. Aegon’un tahta çıkış seremonisindeki çok önemli bir detayın bölüm içerisinde anlatılmaması oldu. Alicent tarafından Viserys’in ölü bedeni üzerine konulurken gördüğümüz kraliyet tacı bölümde bir anda ortadan kayboldu ve II. Aegon’un başına bambaşka bir taç yerleştirildi. Bunun sebebi kitapta; içerisinde Sör Erryk’in de yer aldığı bir grup Rhaenyra’ya sadık askerin, Uzlaştırıcı Jaherys ve Barışçıl Viserys’in tacını çalarak Rhaenyra’ya götürmesinden kaynaklanıyor. Yeni kralları Aegon’un kafasına bir taç koymaları gereken Yeşiller de Fatih Aegon ve Zalim Maegor’un taktığı tacı kullanıyorlar. Fakat dizimiz bunların hiçbirini söylemeden Aegon’un kafasına dizide hiç görmediğimiz bir taç takınca hepimiz otomatik olarak Viserys’in tacına ne olduğunu sorguladık. Dizi de sağ olsun bunu hiç açıklamadı. Sanıyorum ki Viserys’in tacına ne olduğu sorusu, sezon finaline kaldı.

Kötü Anılar Geri Geliyor!

House of the Dragon’un dokuzuncu bölümü yayınlanmadan çok önce internette herkes “Game of Thrones’un dokuzuncu bölümlerinde her zaman çarpıcı bir olay olur“, diyerek kendini şartlandırmaya başlamıştı. Bu şartlandırma senaristlere de tesir etmiş olacak ki dizinin dokuzuncu bölümüne, sırf epik olduğunu düşündükleri içi boş ve anlamsız bir sahne yerleştirdiler. Bahsettiğim bu sahne tabii ki Rhaenys’in ejderha sırtında, Dragonpit’te arz-ı endam etmesiydi.

Bu sahne her anlamda o kadar sakıncalı bir sahne ki duygularımı tarif edemiyorum. Kendilerini yedi diyara ve diyarda yaşayan herkese gerçek ve adil yöneticiler olarak göstermeye çalışan Yeşiller ve Siyahlar’ın hak iddialarını böylesine temelinden sarsan başka bir sahne olamazdı. Şimdi size soruyorum, Rhaenys ileride Siyahlar’ı desteklese Kral Şehri’nde yaşayanlar nasıl Rhaenyra’nın tarafını tutabilirler? Binlerce kişinin ölümüne sebep olan bir kadının karşısında duran Yeşiller’i kim desteklemez?

Ben “Neden böyle bir sahne yazdılar? Rhaenys’in çok daha ‘havalı’ olacağı sahneler gelecek sezonlarda yer alacak zaten“, diye düşünürken dizinin yapımcılarından bir video geldi ve Game of Thrones’un sekizinci sezonunu hatırlattı bana. Senaristlerden biri “Yazar odasında otururken birden ‘Rhaenys Dragonpit’ten ejderhasıyla çıksa çok havalı olmaz mı sizce de?‘ dedim ve bunu yapmaya karar verdik”, diye bir cümle kurunca David Benioff ve D. B. Weiss’in “Daenerys kind a forgot about the Iron Fleet” tarzındaki açıklamaları aklıma geldi ve korktum. Umarım bunu söyleyen yazar arkadaş dizinin yapım ekibinden ivedilikle uzaklaştırılır ve bir daha böyle şeyler izlemek zorunda kalmayız.

Artık son bölüm için geri sayıma başladık. Gelecek bölüm Yeşil Konsey’e karşı Siyah Konsey toplanacak ve hem Rhaenyra’nın hem de Daemon’ın bu bölüm yaşanan olaylara karşı verdikleri tepkileri izleyeceğiz. Öte yandan iç savaşın ilk ve en büyük olaylarından biri de yaşanacak gibi gözüküyor. Son olarak bir de “Tahtaların altındaki canavarlara dikkat edin” lafının hâlâ daha karşılığını bulmadığını düşünüyorum. Gelecek bölüm bunu çok daha iyi anlayacağız diye düşünüyorum. Sizin düşünceleriniz neler?

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.