Marvel Studios’un yetişkinlere yönelik ilk yapımı olan Echo dizisi, fragmanlardaki sahneleri ve Vincent D’Onofrio’nun Kingpin’i ile Marvel’ın Netflix dizilerine yakın bir atmosfer beklentisi yaratıyordu, peki bu beklentiyi karşılayabildi mi?
Hawkeye dizisini izleyenler bilecektir, Kingpin’in evlatlık kızı olan Maya Lopez yani Echo, öz babasının ölüm emrini Kingpin’in verdiğini öğrenmiş ve amcası saydığı bu adamdan intikam almaya gitmişti. Dizinin final sahnesinde tıpkı çizgi romanlarda olduğu gibi Kingpin’i gözünden vurmuştu. Echo dizisi karakterin hikâyesini tam olarak buradan devam ettiriyor. Hawkeye izlemeyenlere bir özet geçtikten sonra Maya’nın Wilson Fisk hanedanlığı ile kapatamadığı davasına geçiyor. Bu mücadelede bir hamle yapmak isteyen Maya, memleketi Tamaha – Oklahoma’ya dönüyor ve dolayısıyla yıllar sonra ailesi ve yerli kökleri ile tekrar yüzleşmesi gerekiyor.
Echo dizisi yeni yaratılan Marvel Spotlight markası altında yayınlanıyor. Marvel Cinematic Universe’in genel devamlılığına etkisi düşük olan, tekil karakter odaklı hikâyeler Marvel Spotlight başlığında toplanacak. Echo bu tanıma oldukça uygun olmuş. Maya’nın çocukluktan beri yaşadıklarını gösteren bir orijin hikâyesi olmanın ötesinde mensubu olduğu Oklahoma’daki Çoktav Kabilesi’ni tanıma fırsatımız oluyor, hatta biraz fazla mesai bile harcanıyor buna. Onun dışında MCU’nun kalanına büyük ihtimalle Daredevil: Born Again’de zaten izleyeceğimiz bir sahneyi after-credits’ine koyması dışında bağlanmıyor.
Echo, Marvel evreninde belirli temsiliyetler açısından önemli bir karakter. Karakterin kendisi de onu canlandıran Alaqua Cox da işitme engelli ve bir bacağında protez mevcut. İşitme engeli, Hawkeye’ın duyma güçlüğü yaşadığı kendi dizisinde olduğu gibi Echo’da da akıcılığı asla azaltmıyor. Oyuncular duygusal veya hararetli konuşmalar yaparken izleyici de duygularını hissediyor, Cox’un doğuştan işitme engeli olması bunda bir etkendir diye düşünüyorum. 97 doğumlu oyuncunun Hawkeye ve Echo dışında oyunculuk deneyimi olmadığını da ekleyeyim.
Gerekli yerlerde sesler kesiliyor, dünyayı Maya’nın gözünden görmemiz sağlanıyor. Bir ortamın gürültüsü düşmanlar için dezavantaj olurken Echo bunu avantaja çeviriyor. Fakat bu verdiğim örneği sadece bir kez gördük, açıkçası daha çok böyle sahne olması gerektiğini düşünüyorum. Aynı görüşe Netflix Daredevil dizisindeki dövüş koreografilerine yakın, mümkünse tek plan sahneler için de sahibim. Daredevil’deki koridor dövüşüne yakın tek bir sahne görmek bana yetecek demiştim ama 5 bölümün ardından maalesef yetmedi demek zorundayım sevgili geek’ler.
Evet vaat edildiği gibi kostümlü Daredevil’ı görüyoruz, evet aradığımız o dövüş sahnelerinden de var ama sadece bir iki tane. Hatta koridor dövüşü ile çekim tekniği açısından kıyaslanabilecek tek bir sahne var, o fırsat da oldukça erken harcanıyor. Dizi ağzımıza bir parmak bal çalarak başlıyor ama sonrasında bizde +18 yaş sınırına tekabül eden TV-MA reytingini pek de hissettirmeyecek bir işe dönüşüyor. Kemikler kırılıyor, kurşunlar daha tereddütsüz sıkılıyor Echo dizisinde ancak bahsettiğim tek planımsı sahne ve bir ölüm sahnesi dışında dizinin yetişkinlere yönelik oluşunu hissetmedim diyebilirim.
Bunda kaotik New York City’den uzak, iyi kalpli Kızılderililerin taşrasında olmamızın etkisi yadsınamaz. Maya’nın büyükbabası veya kuzeni Biscuits gibi karakterler oldukça sempatik yaratılmış. Hele Biscuits, sert mizaçlı ana karaktere yardım etmek zorunda kalan iyi kalpli saf rolüyle bir klişeyi yaşatmak için konulmuş diziye. Echo dizisi intro’suna hiç görmediğimiz siyah bir Marvel Studios logosu koysa da sonuçta bu bir Marvel dizisi, o logo varsa bazı klişeler yerini alıyor.
Eğer ki Kızılderili kültürüne ilginiz varsa diziden bana kıyasla daha fazla keyif almanız mümkün. Dizinin sonunda jenerik akmadan önce Çoktav kabilesine özel teşekkür ediliyor, öyle söyleyeyim. Kızılderili kültürüne bolca yer ayrılmış ancak bunların çoğu tahmin ettiğim gibi günümüzde değil, geçmişte geçiyor. Bölüm isimleri Maya’nın atalarına ait, neredeyse her bölüm Maya’nın soyundan geldiği kadınların flashback’leri ile açılıyor. Bu flashback’ler yaklaşık 5 dakika sürüyor ve bölüm ortalaması 40 dakika olan bir dizi için oldukça uzun bence. Çoktav kültürünün günümüzdeki yansımalarına ise son bölümdeki festival haricinde Çoktav dilindeki konuşmalar veya hediyelik eşya dükkanındaki birkaç sohbet dışında rastlamıyoruz.
Maya’nın ailesi ile çatışmaları bana pek geçmese de Kingpin ile ilişkileri iyi işlenmiş. Hawkeye ve Echo’ya birlikte baktığımda MCU’nun Kingpin’e sağlam bir orijin hikâyesi verdiğini söyleyebilirim. Vincent D’Onofrio’nun tüm ihtişamıyla can verdiği Wilson Fisk’i New York’ta daha çok görmek için sabırsızlanıyorum. Oklahoma’daki Çoktav mensupları için aynı şeyi söylemesem de Maya’nın amcası olan Henry Lopez karakterini sevdim. Diğerlerine nazaran daha gri bir karakter.
Echo iyi başlasa da bunu sezonun tamamına yayamayan, bazı klişelerden kendini kurtaramayan ve ardında birazdan spoiler’lı olarak konuşacağımız senaryo açıkları bırakan bir dizi olmuş. Aksiyon sahnelerinin hakkını yemeyeyim, dizinin vuruş hissi yüksek ama aynı vuruculuk senaryoda mevcut değil maalesef. Yine de toplamda 3 saat 40 dakika gibi oldukça kısa bir süresi olduğunu unutmayınız, pazar sabahı çerez niyetine tüketilebilecek bir içerik olarak görüp Marvel’ın sokak seviyesi kahramanlarının gelecek dizileri için heyecanlanabilirsiniz diyerek spoiler uyarısı yapıyorum, Echo dizisini izlemeyenlerle burada yollarımız ayrılıyor.
Senaryoda takıldığım noktalara gelmeden, dizisinin kurgusal olarak da aksadığını düşünüyorum. İlk bölüm mesela, Maya’nın çocukluğundan oldukça yavaş bir başlangıç yapıyor, araya Hawkeye’da görmüş olduğumuz sahneleri katarak ilerliyor. Bu normal bence, Hawkeye izlemeyenleri de dâhil ediyor olaya. Ancak karakterin yetişkinliğine çok hızlı bir geçiş yapıyor, Kingpin onu neden yanına aldı anlamadan ansızın bir göreve atanıyor. Ronin’le yüzleşmesi falan da bu başlangıcın içinde eğreti duruyor bence.
Yanılmıyorsam Tracksuit Mafia’ya hiç değinilmiyor, onlar Hawkeye evrenine ait olarak kalıyor. Kingpin’in Maya’ya “Artık teorikten pratiğe geçmeye hazırsın” demesini bile ancak 4. bölümde izliyoruz. Bu arada bana Netflix Marvel atmosferini en çok hissettiren sahne bu oldu. Kingpin’in çevirmen kadına gidebilirsin dedikten sonra odadan çıkar çıkmaz öldürülmesi, Maya’nın duyamadığı için bunu anlamaması ve Kingpin’in yüzünde bir gülümseme ile yemek yemeye devam etmesi… Netflix’te gördüğümüz karanlık atmosfer buydu, aradığımız suç baronu böyle bir adamdı işte.
Maya’nın şehre döndüğü haberinin kulaktan kulağa yayılması takıldığım plot hole’lardan biri oldu. Henry ile konuşmak için buz pateni salonuna gitti, halktan onu orada görenler olmuş. Biscuits’in durumu telsizde ağzından kaçırmasına girmiyorum bile, cidden karakteri böyle klişe hareketlerde bulunsun diye yaratmışlar gibi. Neyse, şehirde kasklı bir motorcu olarak gezinse de paten salonunda kaskını çıkarıp gizliliğini yitirdi Maya. İleriki bölümlerde Henry ile mesajlaştığını görmesek, onu görünce “Neden arayıp veya yazıp evine çağırmamış ki?” demesek senaryoda bir açık kalmayacak aslında.
Aksiyon sahneleri Echo dizisinin en iyi yanı olsa da bazı yerleri tökezliyordu. Mesela paten salonunda başta 5-6 tane kadar saydığımız adamların döv döv bitmeyecek kadar çoğaldığı dövüş sekansı, aslında Maya’nın tam tamir edilmemiş protez bacağıyla yer aldığı ama hiç tökezlemediği bir sahneydi. Maya ve Bonnie’yi esir tutan ekibin rahatlığı ve salaklıklarını da klişeler hanesine yazabiliriz rahatlıkla.
Finalde her seferinde tacize varan hareketlerde bulunmasına rağmen büyükanne Chula ile arasını düzeltebilen büyükbabaya mı şaşırayım yoksa Chula’nın mistik güçlerine anında adapte olmasına mı bilemiyorum. Güçler demişken, Hawkeye’da süper gücü olmayan Echo sonunda güçlerine kavuştu. Kendisi aslında çizgi romanlarda izlediği kişilerin hareketlerini ve yeteneklerini taklit edebilen bir güce sahip, yankı anlamındaki ismi de oradan geliyor. Sanırım bu gücü “oldukça iyi bir dövüş sanatı eğitimi” ile açıklanabileceği için dizide değiştirmek istemişler ve geçmiş nesilleriyle iletişim kurabildiği, yani atalarından yadigâr yetenekleri kullanabileceği bir süper güç vermişler Echo’ya.
Hangi gücü hangi büyük büyük büyükannesinden aldığını göstermek için flashback’lerle hikâyeyi sağlamlaştırmak istemişler. Bir keresinde Maya ateş ederken Tuklo’yu gördük mesela, western filmi tarzındaki flashback’teki hanımefendiyi. Echo ismini de “nesillerin yankılanması” metaforu ile bağlamışlar böylece. Gücünü aile bireylerine dağıtabilmesi pek hoşuma gitmese de onun dışında nötrüm bu güce. Sadece bu kadar flashback çekmeye değdi mi ona emin olamadım.
Sizler neler düşünüyorsunuz, Echo’nun güçleri saçma mı, dizi sizleri hayal kırıklığına uğrattı mı? Yorumlarda buluşalım.