Eğer başlıktaki iddianın kriterini gelmiş geçmiş bandına çekersek; evet, elbette Ezio Auditore’den daha iyileri var. Bir kere ortada bir Mario gerçeği var. Sonic var, Link var, Solid Snake var, Gordon Freeman, Nameless One, Cloud var. Ama geçen milenyumda doğanları liste dışı bırakırsanız, biraz değişiyor tablo. Netleşiyor. Çok muazzam başka karakterler de var hepinizin hayatında yer etmiş. Ama ben inanıyorum, nesnel olarak da ispat edilebilir sebeplerle Ezio bir baş önüne çıkıyor herkesin.
“Sebepler ne” diye soracak olursanız da, biz şöyle saydık:
1. Tema Müziği Muhteşem
Yukarıda saydığım efsane video oyunu karakterleri var ya? Onların yanına isterseniz bu binyıldan karakterler de ekleyin. Gözlerinizi kapatın. Hepsini düşünün. Arkada bir müzik çalmaya başlıyor mu? Ezio‘da başlıyor işte. Aklınıza Ezio Auditore gelince, otomatikman Jesper Kyd’in belli ki “Ben oyun moyun dinlemeden bütün meziyetimi şu kağıda dökeceğim” kararı alarak nakış gibi işlediği Ezio’s Family de geliyor. Ki yani söylemek gerek, Ezio’nun tema müziği o kadar iyi ki, dönüp bütün serinin tema müziği oldu. Oradan hesap edin!
2. Oyunları Muhteşem
Her genç oyun karakterinin başına gelir. Normaldir. Hayatınıza parlak, kaliteli bir oyunla başlarsınız. Çok tutulur. İkinci oyun gelir, o da iyidir. Ama sonra bir şeyler yanlış gitmeye başlar. Janrınızın zirvelerinden, elalemin gokart oyununda komik karakter olmaya düşersiniz. Normaldir. Her oyun iyi olacak diye bir kaide yoktur neticede, her oyun karakteri bazen kötü oyunlarda boy gösterir. Ezio hariç. Ezio Auditore da Firenze, üç oyunun başrolü olarak çıktı karşımıza. En kötüsü Revelations bile sadece önceki oyunlar aptalca iyi olduğu için vasat duruyordu. %100 başarı oranı, video oyun karakterleri için harika bir oran.