Marvel Sinematik Evreni’nin dördüncü fazı; WandaVision, The Falcon and The Winter Soldier ve Loki dizileri ile gayri resmi de olsa başlamıştı. Fakat bu diziler her ne kadar birbirinden harika da olsalar tam olarak bir türlü bana dördüncü fazı başlatmışlar gibi hissettirmediler. Hem Loki hem de WandaVision, genel olarak evrende çok büyük değişikliklere yol açsalar da yeni bir şey izliyormuşum havasına giremedim. Bu yüzden dördüncü fazın ilk filmi olan Shang Chi ve On Halkanın Efsanesi filmini büyük bir heyecanla bekledim. Bu heyecanıma daha fazla ket vurmuyor ve Shang Chi ve On Halkanın Efsanesi filmini spoilersız olarak incelemeye başlıyorum.

Alışık Olmadığımız Bir Marvel Filmi

Shang Chi, birçok açıdan Marvel’ın en farklı filmlerinden bir tanesi. Ben, tıpkı Black Panther’de olduğu gibi meta bir yapım izleyeceğimizi düşünürken, daha ilk anlarından itibaren Marvel filmi olduğunu bile unuttum. Filmin ilk yarısından itibaren sizi kontrolü altına alan yakın dövüş aksiyon sahneleri, Shang Chi ve On Halkanın Efsanesi’nin şimdiye kadar izlediğim en farklı Marvel yapımlardan biri olduğuna beni ikna etti.

Birçok açıdan Shang Chi ve On Halkanın Efsanesi size, eski ve güzel Jackie Chan filmlerini hatırlatıyor. Yer yer bu filmlerin ötesine geçse de özellikle, aksiyon sahneleri sırasında çevre ile etkileşime geçilen dövüş koreografileri size sık sık, Jackie Chan’in hepimizin aklına kazınan o mükemmel sahnelerinden birini izliyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Dünya üzerinde bulunan hiç kimsenin Jackie Chan’e karşı bir nefret beslediğini düşünmediğim için filmin verdiği bu kararın, çok yerinde olduğunu söylemem gerekiyor.

Öte yandan filmimiz tam bir epik Çin mitolojisi filmi! Hem yarattığı atmosfer hem de dövüş sanatlarını kullanması açısından sizi alıp bambaşka diyarlara götürüyor. Black Panther, Afroamerikalılar’ın politik sorunlarına yaptığı eleştirilerle kalbimizde bir yer kazanırken öyle gözüküyor ki Shang Chi; son zamanlarda Çin’de popüler olan, fantastik mitoloji filmlerinin izinden gitmeyi istemiş ve bunu da oldukça güzel başarmış. Özellikle Maymun Kral gibi filmleri beğeniyorsanız Shang Chi’nin oldukça hoşunuza gidebileceğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Çeşitliliğin İlk Adımı

Marvel Sinematik Evreni’nin bu kadar dallanıp budaklanması, zaman zaman bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Evrende bu kadar fazla projenin yer alması, bir yandan da kendi içerisinde çeşitlilik sağlıyor. Biliyorum bu zamana kadar çok fazla çeşitlilik göremedik, az ya da çok birbirine benzeyen filmleri izledik. Fakat bu, her zaman böyle olacak değil. Eminim ki bir gün MCU içerisinde korku filmi de izleyeceğiz, dram filmi de izleyeceğiz hatta belki absürt olacak ama komedi filmi bile izleyeceğiz.

Bana göre bu çeşitliliğin ilk örneklerinden biri olan Shang Chi ve On Halkanın Efsanesi, harika bir dövüş sanatı filmi. Dedik ya, filmin başından itibaren öyle iki aksiyon sahnesi karşılıyor ki sizi bunun, içerisinde uçan robotlar ve yeşil devler olan bir evrene dahil olduğunu unutuyorsunuz. Diğer tüm Marvel filmlerinde de yakın dövüş vardı ve çok güzel sahneler izledik fakat Shang Chi, tamamen yakın dövüşe odaklanan bir film olduğu için artık dövüş sahnelerine çok daha dikkat ediyor, dolayısıyla daha çok ayrıntı yakalıyorsunuz. Bu ayrıntıların da sizi oldukça tatmin ediyor. Daha önce Marvel’da bunu deneyen ve adını anmaktan bile büyük bir üzüntü duyduğumu Iron Fist dizisinden kat be kat daha iyi dövüş koreografileri, bu filmde fazlasıyla mevcut.

Bu Shang Chi İçin Küçük Ama Marvel İçin Büyük Bir Adım!

Bu zamana kadar Marvel, süper kahramanlarını üç seviyede gösterdi bize. Daredevil ve Spider-Man gibi kahramanların yer aldığı sokak seviyesi, Captain America ve Black Widow’un at koşturduğu süper ajan seviyesi ve son olarak dünya dışı varlıkların temasıyla gerçekleşen kozmik seviye… Özellikle Thanos’un ölümünden sonra gelen bu yeni fazda, kozmik varlıkların çok daha fazla görüneceğini tahmin ediyorduk. Bütün bunların yanı sıra bir de Doctor Strange ve Wanda’nın bizi sürüklediği mistik diyarlar vardı ki sanırım onlara her şeyden çok daha fazla merak duyduk.

Shang Chi ve On Halkanın Efsanesi, bu mistik diyarlarda bir adım daha ileri atarak, Marvel’ın mistik hikâyelerini bambaşka bir seviyeye taşıyor. Bu mistik seviye hangi potansiyel maceralara yön verecek henüz bilmiyoruz. Fakat artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını ve Marvel evreninin bambaşka bir boyuta adım attığını kendi gözlerimizle görmüş olduk. Bundan sonrası, önümüzdeki Marvel filmlerinde şekillenmeye başlayacak.

Sevgili dostlarım benim Shang Chi ve On Halkanın Efsanesi filmi hakkındaki spoilersız görüşlerim bunlar. Bana kalırsa Shang Chi, hem kendi içinde hem de Marvel Cinematic Universe açısından izlenmeye değer bir film olmuş. Bir iki yerde itirazım olsa da filmin, ortalama bir Marvel filmi olduğunu söylesem, başım ağırmaz. Bununla birlikte aksiyon ve dövüş filmlerine tutkuyla yaklaşan biriyseniz sinemadan oldukça mutlu ayrılacağınızı garanti ederim. İzleyin, gelin bir de öyle konuşalım.

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

1 Comment

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.