Gizli ajanlar, kurgusal dünyanın en çok kullandığı konseptlerden biridir. Bundan on yıllar önce romanlarla popüler kültüre kazandırılan tür kullanılan havalı cihazlar, inanılmaz aksiyonlar ve karizmatik karakterler ile dikkat çeker. Gerçekte var olan devlet ajanlarının aksine kurgusal dünyadaki karakterlerimiz bürokrasi tanımaz, belge işleriyle uğraşmaz ve doğru olan ne ise onu yapmak için çabalar. Splinter Cell’in Sam Fisher’ından, Ian Fleming’in ölümsüz eseri James Bond’a kadar birçok ikonikleşmiş ajanımız var. Mission Impossible film serisiyle hayatımıza girmiş olan Ethan Hunt da bunlardan biri. Hollywood denince akla gelecek ilk dört beş isimden biri olan Tom Cruise tarafından canlandırılan ajanımızın maceralarını tam on beş senedir takip ediyoruz ve serinin sondan bir önceki filmi olma özelliğini taşıyacak olan yedinci filmden de ilk fragman sonunda bizimle buluştu.

Hemen hemen her Mission Impossible fragmanında olduğu gibi burada da ana karakterimiz Ethan Hunt’a çeşitli ültimatomlar veriliyor ve bir seçim yapması gerektiği söyleniyor. Sahnede dikkatinizi çekmek istediğim şey ise karşısındaki kişinin 1996’daki ilk MI filminde gördüğümüz Eugune Kittridge olması. Cidden seriyi toparlıyorlar anlayacağınız. Bu kısa diyalog sahnesini geçtiğimizde ise birçok farklı mekândan, karakterden ve aksiyondan kesitler görüyoruz. Hiçbiri uzun uzadıya gösterilmemiş ama bizleri yine dolu dolu bir filmin beklediğini söylemek abartı olmaz. MCU’dan Peggy Carter olarak tanıdığımız Hayley Atwell’i ve GotG ekibinin Mantis’i Pom Klementieff’ı da kadrosuna eklemiş filmde, uzun süredir kemik kadroda bulunan Simon Pegg ve Vig Rhames gibi isimler de dönüyor. Ayrıca seriye son filmlerde katılmış Vannessa Kirby ve Rebecca Ferguson da yine burada.

Ben hazır fırsatını bulmuşken şunu söyleme gereği duyuyorum: Bu seri yeteri kadar övülmüyor internette. Arada yeni gelecek filminin fragmanı çıktığında yine bir konuşuluyor ama cidden hak ettiğini vermiyoruz gibi hissediyorum. Bana bu film serisi dışında öyle bir örnek verin ki son dört filmdir hep üstüne katarak, her seferinde “Daha da iyisi olmaz herhalde” lafını diyen herkese yedirerek buralara kadar gelmiş olsun. Konusu, oyunculukları, aksiyonu her seferinde memnun etsin. Sanmıyorum, tek tük örnek vardır diyeceğim ama o bile aklıma gelmiyor. İnanılmaz cidden bu durum. Herifler her filmde çıtayı daha da yukarı çıkarıyor. Aksiyon filmi dendiğinde parmakla gösterilecek örneklerden şu serinin neredeyse bütün filmleri. Bitmesine bir yandan da üzülüyorum açıkçası. Ha ama şu ‘’Part 1’’ olayı yerine sadece ismi olsaydı da son filme de başka isim verselerdi. Kısımlara ayırma olayı 2010’lu yılların ortalarında bitti çünkü.

Siz de benim kadar seviyor musunuz bu seriyi? Hayley Atwell’in nasıl bir rolde karşımıza çıkacağını merak ediyor musunuz? Pom Klementieff’a kötü karakter rolü yakışmış mı? Rebecca Ferguson’ın karakteri filmin başlarında ölecek mi? Fragmandan öyle bir hava aldım sanki. Serinin ikonikleşmiş müziği muhteşem değil mi cidden? Fikirlerinizi bizimle dublör kullanmadan yapacağınız bir kaya tırmanışı sonunda paylaşın.

Author

Hikâye odaklı oyunlar oynarım, film/dizi izlerim, arada sırada da çizgi roman okurum. Bunlarla meşgul değilsem de muhtemelen uyuyor olurum. "Benim düşünceme göre endişelenenler iki kez acı çeker."

2 Comments

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.