Çok… çok ihtiyacımız vardı be Warcraft’ın iyi olmasına. Seksen farklı yerden ihtiyacımız vardı yani. Bir oyun filmi olarak o makus talihi yenmesi gerekiyordu öncelikle. Uwe Boll’ların, Tomb Raider’ların kara tadını silmesi gerekiyordu. Ve bir fantastik film olarak, olayı Peter Jackson’ın tekelinden çıkartarak; yüksek fantastik filmleri süper kahraman işleri gibi popüler bir hâle getirmesi gerekiyordu. Belli ki, bu ikisini de yapacak nefesi olmayacak.
Film ilk ön gösterimlerine gitti. Eleştirmenler ilk puanlarını verdiler. An itibariyle, Metacritic üzerinde Duncan Jones’un üçüncü filminin notu 37. Gerçekten. Burada acıklı olan şey, Metacritic Rotten Tomatoes gibi “gidin / gitmeyin” ikileminin ortalamasını almıyor. Yani “100 eleştirmenin 37’si gidin demiş” gibi bir istatistik değil bu. Filme verilen puanların, net ortalaması 37. 11 eleştirmen puanlamış, ve hepsinin ortalaması bu. 37. Durum çok vahim.
Filme en yüksek puan veren, şimdilik, 60 puanla Total Film. Orası için yazan Kevin Harley, “dünyayı alkışlanası bir ciddiyetle sahipleniyor, ama iş ona hayat vermeye gelince, yük altında kalıyor” demiş. Hitfix’ten Drew McWeeny, “Warcraft seyirciden takip etmesi gereken şeyler konusunda çok fazla şey bekliyor, böylece filmin iyi yaptığı şeyler gürültüde kayboluyor” diye yazmış. En sert giren ise TheWrap’ten Alonso Duralde, kendisi “Eğlenceden yoksun bu can sıkıntısı, kazara bile komik olamıyor” diye özetleşmiş hislerini.
Duralde’nin garip… ve ilginçtir, Godfather için de söylenebilecek olan eleştirisini bir kenara koyarsak, genel görüşlerin ortalaması, filmin çok sıkışık ve kalabalık olduğu yönünde. Jones’un dünyaya olan sevgisi genel olarak işe işlemiş, ama çok fazla şey anlatmayı deneyip arada kaybolmuş gibi gözüküyor. Bu da çok can sıkıcı bir eleştiri elbette. Şimdilik görene kadar yaşanmamış, dile getirilmemiş gibi davranmaya çalışalım, ama önümüzdeki Cuma biraz moralimiz bozulacak gibi de gözüküyor, onu da söyleyelim…
