Oyun dünyasındaki devlerden konuşmaya başladığımız zaman konunun illa ki bir yerde Bethesda oyunları ile bağdaşması kaçınılmaz bir durum. İyisiyle kötüsüyle uzun zamandır insanların gözü önünde yer alıyorlar ve çıkarttıkları her oyun bir şekilde unutulmaz bir deneyimle birlikte geliyor. Burada iki basamaklı ünlü facianın aklımdan çıkmadığını belirteyim, o da bu deneyimler arasında. Ekibin takip ettiği belirli bir yol yöntem var ve doğal olarak bu da sıkı, özel bir kitleye hitap ediyor. İyisiyle peşine taktıkları bu topluluk her nasılsa kötüsüyle de onlarla kaldı ve bir şans daha vermek istedi. İşte benim de parçası olduğum bu insan kümesinin tam da o son şansı verdiği noktada Starfield piyasaya sürülürken, göklere çıkan bu oyundan önce nelerin geldiğine bir bakmak istedim.

Fallout Oyunları

Tabii ki Bethesda deyince akla gelen iki şeyden birisi Fallout serisidir. İlk iki klasik ve onların üzerine gelen ve genelde hakkında çok konuşmak istemediğimiz yan ürünlerden sonra şapkayı Bethesda devralıp işleri kendi yaklaşımıyla sürdürdü, seriye kendi renklerini kattı. Bu durum bir kısım insan tarafından sert tepki gördü, bir kısım insan tarafından da daha hoş bir şekilde karşılandı. Buna rağmen şirketin devraldığı noktadan itibaren Fallout dünyasının kapıları çok fazla kişiye açılmış oldu, iyi ki öyle oldu.

Fallout 3

Ah Fallout 3, ilk göz ağrım. Bugün rol yapma oyunlarına ruhumun köklerine kadar batmışsam bunun sebebi de suçlusu da Fallout 3. Yıllar yıllar önce San Andreas ve Spider-Man dışında başka bir oyun oynamazken “Bu da neymiş?” deyip aldığım ve bu sırada daha bu güzelliğin hayatımın bu kadar büyük bir parçası hâline geleceğini bilmediğim o harika Fallout 3… Vault 101’den ilk çıktığım zaman yüzüme vuran kör edici parlak ışık, ışık söndükten sonra karşımda kalan çorak topraklar ve onun üstüne serpilen harabeler, hayalet kasabaların içinde dolaşan deli yağmacılar, onların ettikleri vahşetler, benim o cahil ve çocuk hâlimle tir tir titremem… Sonra da bir daha elimden düşmemek üzere kendimi oyuna gömmem.

Bethesda Game Studios yapımı Fallout 3 oyunundan bir görsel
Mahşer gibi mahşer…

Post-apokalips diye bir şey varsa bunu en iyi yansıtan eserlerden birisi, bakın sadece oyun demiyorum; bütün o kitaplar, filmler, hikâyeler, oyunlar arasında bu kavramı en iyi yansıtan eserlerden birisi kesinlikle Fallout 3’tür. Ayrıca oyunun o kadar dolu ve detaylı olmasına rağmen kendisine cahilce ve özensizce yapılan haksızlıkları en samimi duygularımla kınıyorum. Eleştirinizi lütfen boş sıka sıka yapmayınız, altı biraz dolu olsun.

Fallout 4

Fallout 4’ü ilk oynadığımda ondan nefret etmiştim ve bu durum yıllarca böyle sürdü. Far Harbor içeriği çok güzeldi, bakın onu sevmiştim. Üç koca yıl sonra oyundan son derece keyif alan başka insanları görünce “Ben de mi sevmeye çalışsam?” diye bir soru sordum kendime. Ah ne güzel soruydu o! O güne kadar taş çatlasa yüz saat oynadığım oyun, şu an yedi yüz saate doğru ilerliyor. Bu aynı zamanda kendimde de fark ettiğim bir soruna ışık tuttu. Bir şeylerden keyif almayı öylece beklemek ile bir şeylerden keyif almaya çalışmak arasında iki kova su ile Voldemort Efendi’nin burnu kadar fark varmış. Teşekkürler Fallout!

Bethesda Game Studios yapımı Fallout 4 oyununun trailerından bir görsel
O garajlarda az zaman geçirmedim!

Fallout 76

Her ünlü insanın ve büyük şirketin kendi görkeminin içinde boğulup delirdiği zamanlar vardır. Bethesda için bu zamanlar 2018 yılına denk geliyor çünkü Fallout 76 isimli bir şey çıkarmaya karar vermişler. Oyun desen oyun değildi, deneyim desen deneyim değildi. Var mıydı diye kendime soruyorum ama var olmakla ilgili de sorunları vardı, var olmayı pek sürdüremiyor gibiydi. Trailerda çalan Country Roads kafamda nasıl güzel bir etki bıraktıysa Fallout 76 da o kadar ters bir duruma soktu beni. Her nasılsa sonradan toparlayabildikleri kadar toparlardılar, şu an çok sakin ve takılmalık bir oyun hâline geldi. Yine de affedilmez Bethesda, affedilemez ama biz yine de son bir şans verdik.

Bethesda Game Studios yapımı Fallout 76 oyunundan bir Power Armor görseli
O zırhın altında kimin yüzü var bilmiyorum ama oyun çıktığında aynı yüz ifadesine sahip olduğumuza eminim.

Burada Bethesda oyunlarından ve onların yapılarından bahsetmek istediğim için Fallout 1, 2 ve New Vegas’a çok değinmedim ama beni biraz olsun biliyorsanız onların da kendi zamanları gelecektir.

The Elder Scrolls

Fantastik dünyaları ve hikâyeleri severim ama o kadar sıkı bir takipçi değilim. Yine de Elder Scrolls serisi beni aldı eline, bir hamura çevirdi, oynadı oynadı oynadı ve kendi içine gömdü. Ben de bunu kabul ettim. Çünkü niye etmeyeyim? Çünkü kim etmedi ki? Görevlerin içinde kaybolun; taşta, ovada, tarlada, ormanda yürüyüşler yapın, insanları ve hayvanları dağların tepelerin üstünden aşağıya itin; yemek, iksir, demircilik yapın… Liste uzayıp gidiyor. Tamriel’de istediğiniz kişi olabilirsiniz derken bunu öylece söylemiyorlar, gerçekten, isterseniz esnaf olun. Her güzel rol yapma oyununun önemli bir sınavıdır esnaflık.

The Elder Scrolls V: Skyrim

Bütün cahilliğimle hem Fallout 3 hem Skyrim oynarken bir gün aklıma takıldı, ya bu iki oyun arasında çeşitli benzerlikler yok muydu? Bu pusula sanki ikisinde de aynı şekilde işliyordu? Görevlerin dizilişi, yapısı de benzer bir his veriyor gibiydi. Fallout 3 veya Skyrim’i kendi başlarına oynarken hiç bu oyunu kimin yaptığını sormamıştım ama iki güzelliğin de aynı ellerden çıktığını anlayınca başladı Bethesda büyüsü benim üzerimde. Buna vesile olan oyun da muhtemelen tanıştığım ikinci rol yapma oyunu olan Skyrim’di.

Bethesda oyunları için verilebilecek belki de en mükemmel örnek, Elder Scrolls V Skyrim
Siz maceracılıktan nasıl emekli oldunuz?

Whiterun’ın çevresinde ava çıkmak, Riften veya Windhelm’e doğru yürüyüşler yapmak gerçekten çok keyifliydi ama asıl eğlenceyi daha sonra buldum. Oyunu saf büyücü olarak oynamak o kadar iyi oluyormuş ki! Kemiklerim camdandı, bir üfürükte karanlık büyücüm uçuyordu ama olsun, elimden yıldırımlar fırlatıp delice kahkahalar atmak kadar güzel pek az anım vardır. Aynı zamanda taptığım tanrıyı kazıklamak, gidip bir başka tanrıya yalan söylemek, korka korka yanlarından kaçtığım ejderhalara iki gün sonra alev kasırgaları yollamak insanı kendinden geçiren bir süreç ve evet, tabii ki bu bir süreç.

The Elder Scrolls IV: Oblivion

İyi ki Skyrim varmış ve iyi ki beni kendi öncülü olan Oblivion ile tanıştırmış. Herhalde bu oyunun yanına koyabileceğim bir tek New Vegas vardır çünkü ancak o, detay ve kalite olarak Oblivion’a denk kalıyor. Size görev dizilerindeki detayları, dünyada yaşanan olayları, kapsamlı rol yapma sistemini, takip edebileceğiniz esnaflık yollarını ve başka bir sürü şeyi anlatabilirim ama bu oyun hakkında tek bir şey söyleyeceğim: Oyunu zıplama ve koşma konusunda uzmanlaşarak bitirebiliyorsunuz. Teşekkür ederim.

Bethesda Game Studios yapımı Elder Scrolls IV Oblivion oyunundan bir tanıtım görseli
Gerçek hayatınızdaki sorunlardan kaçmak mı istiyorsunuz? Gelin ve bizim oyunumuzdaki sorunlardan kaçmaya çalışın! Tüm mağazalarda.

Morrowind hakkında da çok konuşmak istesem de maalesef bu oyunun zamanını kıl payıyla kaçırdım ama kendisi çok merak edip oynamak istediğin oyunlar arasındadır, bu durumu en kısa sürede telafi edeceğim. Yine de Morrowind kadar devrimsel ve kalıcı bir ismi burada bahsetmeden de geçmek istemedim, dilerseniz siz de bakabilirsiniz.

Yıldızlara…

Bethesda oyunları genelde sizi ana hikâyesiyle vurmaktan çok, dünyasının içine çektikçe çekerek başarısını ortaya koyuyor. Haritaların, haritalardan kastım sadece bir kağıt parçası veya arayüz renkleri değil de o haritanın üstüne konulan dağlar, binalar, kuleler, çukurlar ve onlar gibi pek çok şey, haritaların kusursuzca tasarlanması, iç mekânların ve bölümlerin her biri ayrı bir macera filmiymiş gibi inşa edilmesi, ortada çok ciddi ve acil konular dururken oyuncunun tarla ekerek veya çiçek böcek kovalayarak vakit geçirmeyi tercih etmesi Bethesda’nın asla berbat etmeyi beceremeyeceği şeyler arasında ve bu durumdan çok memnunum. Hep unutmaya çalıştığımız Fallout 76 bile bir yere kadar bunları başarabiliyor.

Şimdi bizleri göklere çıkaracak Starfield’dan ise bundan çok daha fazlasını bekliyoruz. Oyunun kendisini de ayrıntılı bir şekilde konuşana kadar efendim, kendinize iyi bakın.

Author

Size bir hikaye anlatayım.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.