Çocukluğumuzda oyuncaklarla oynarken, onların gerçekten de yaşıyor oldukları düşüncesine çoğu zaman kapılırdık. Hatta Toy Story filmlerini ilk izlediğim zaman, bu düşünceye sahip tek kişi olmadığımı fark ettiğim için de bayağı mutlu olmuştum. Dün, akşam saatlerinde benim için yine bir oyuncağın daha hayat bulmasını anlatan Barbie filminden ilk fragman yayınlandı.
Başrollerini Margot Robbie ve Ryan Gosling’in paylaşacağı filmin senaryosu, çoğumuzun Marriage Story‘den hatırlayacağı Noah Baumbach tarafından yazılmış. Margot Robbie’yi, Harley Quinn’den sonra Barbie rolünde izleyeceğimizi öğrendiğimde biraz gözümün alışması lazım diye düşünüyordum ama fragmandan sonra herhangi bir şüphem kalmadı. Yönetmen koltuğunda ise Greta Gerwing var, onu da en son 2019 yapımı Little Woman filminden biliyor olabilirsiniz. Şahsen ben, Greta Gerwig’in bu filmdeki bakış açısını merak ediyorum ve filmden nispeten umutluyum. En kötü ihtimalle büyük bir ekranda, elimde patlamış mısırımla keyifli bir-iki saat geçireceğimi düşünüyorum.
Fragmandan anladığımız kadarıyla Barbie filmi bize sıradan bir “oyuncak canlandı” hikayesinden daha fazla şey anlatma derdinde. Bir oyuncak canlandıktan sonra, “Neden benim de oyuncağım canlanmıyor” isyanıyla depresif bir şekilde oyuncaklarının kafasını parçalayan bir çocuk görmek açıkçası dikkat çekiciydi. Ayrıca o sahnedeki 2001: A Space Odyssey göndermesi de fragmanı izlerken bir tık mutlu etti. Filmin tam konusunu henüz bilmiyoruz ama ümit ediyorum ki Noah Baumbach ve Gtera Gerwing bize tahmin ettiğim gibi bir oyuncak canlandı hikâyesinden fazlasını anlatacaklardır.
Barbie’nin kadrosunda ayrıca Kate McKinnon, Will Ferrell ve Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings filminden de hatırlayacağımız Simu Liu da yer alıyor. 21 Temmuz 2023‘de vizyona girecek olan filmin kadrosunun oldukça güçlü olması ve fragmanın bende bıraktığı etki, aslında hiç radarımda bile olmayan bu filmi gündemimde bir yere sokmayı başardı.
Barbie sizin de radarınıza girdi mi? Oyuncakların canlanması fikrine hâlâ açık mısınız yoksa bu kadar yeter, benden geçti mi diyorsunuz? Neler düşündüğünüzü yorumlarda bizlerle paylaşırsanız çok seviniriz!