Geekyapar, geride bıraktığımız yılın en iyi işlerini seçmeye başladı! Bugünle başlayarak, bundan sonra –yine geçen seneki gibi, hatta bu metni bile geçen seneden kopyaladık, çünkü mantık aynı, bir de yalan olmasın, üşendik– 2016’yı kıyıp doğrayacağız; altında neler var, geçerken bizlere neler bırakmış onları irdeleyeceğiz. Sürecimiz çok basit. Geekyapar’ın yazarlarına, dizi, film, çizgi roman, oyun ve müzik kategorilerinde o sene onlar için ekstra anlam ifade eden üçer işi yazmalarını istedik. Sonra da en fazla aday gösterilenleri sıraladık. Oyları eşitse, o zaman da biraz kanaat kullandık; biraz da yazan kişi kendi sırasında kaça koymuş; ne kadar tutkuyla anlatmış onlara baktık.
İlk iş olarak filmleri inceledik. Sonra sıra oyunlara geldi. Şarkıları da koyduk araya. Şimdi de dizilerdeyiz. Buyurun!
Luke Cage
Anlatan: Cevdet
Ben bu zenci mahallesinde salyangoz satan aganın karizmasıyla, dizinin atmosferini çok sevdim. O kadar gaza geldim ki bir hafta boyunca ceketimin kapişonunu takıp etrafa artiz artiz baktım. İyi dayak yemedik valla…
The OA
Anlatan: Türkdoğan
Çok güzel başlayan bu dizi kimine göre çok kötü bitti. Ben öyle düşünmüyorum. Sonu kalbime öyle bir dokundu, öyle bir dokundu ki göz yaşlarım sel oldu aktı. Herşeyden öte the OA hikaye anlatımını öyle güzel beceriyor ki, sırf onun için izlemeye değer. Kendini bir hikaye anlatımı yolculuğunda kaybetmek isteyenler derhal izlesin!
Better Call Saul
Anlatan: Cevdet
Benim şahsen zirvelerimdeydi Better Call Saul. Sinamatografisinin muhteşemliği mi yoksa Bob Odenkirk’in özel olarak dikilmiş bir takım gibi üzerine oturan komikli oyunculuğu mu daha övmeye değer bilemedim. Breaking Bad’den sonra alınan değerli bir risk olmuş.
The Night Manager
Anlatan: J.H.
The Night Manager’ın kadrosuna baktığı zaman insana bir ürperme geliyor ya zaten? İşte o ürperme dizi boyunca yakanızı bırakmıyor. Dizinin efsane oyuncularının bir tanesi bile azaltarak oynamıyor zira. Olivia Colman gebeliğinin arasından haykırarak vuruyor sizi. Tom Hiddleston karizmasıyla cam eritiyor. Ve Hugh Laurie, dünyanın en kötü adamı olarak, haşmetiyle duruyor her şeyin ortasında. Bir de metin Le Carré olunca…
River
Anlatan: Sungur
Uzun zamandır izlediğim tüm dizilerin arasında River’ın apayrı bir yeri var. İnsanın içine dokunan, yalnız ve mutsuz bir diziydi River. Bu listede gördüğünüz çoğu dizi, “kim olursan ol, seversin” diyebileceğimiz için buradalar. Ama River değil. Herkese tavsiye etmem.
Atlanta
Anlatan: Turgut
Çünkü Donald Glover… Community’de damakta buruk bir tat bırakıp giden Glover, hem yapımcılığını hem de başrolünü üstlendiği Atlanta’da adeta şaha kalkıyor. Louie gibi sokak seviyesi sert mizahı seviyorsanız, bu dizi fazlasıyla hoşuna gidecektir. Senenin en iyi işiydi bana göre…
Daredevil
Anlatan: Berna
Şu diziyi izleyip de kötü diyen bir insan evladı tanımadım daha. Bizim kör oğlan Charlie Cox da feci güzel götürüyor, maşallah maşallah. E bu sezon Frank Castle diye adeta nirvanaya ulaştık, daha ne?