5. This War of Mine
Geçen sene hunharca övmüştük This War of Mine‘ı. 11 bit studios’un geliştirdiği oyun övülmeyecek gibi değildi. Hayatta kalma oyunlarının üzerine, çok tatlı bir 2D stealth mekaniği eklemiş; her şeyin üzerine cilayı da bitmek bilmeyen, üzerinize buzağı gibi çöken bir melankoli yerleştirmişti. Bir şeyi kabul edelim, oyuna beşinci sırayı muhteşem mekanikleri ya da harika oynanışı sebebiyle vermedik. Ona burayı ayırmamızın sebebi, bizce bir hayatta kalma oyununun en kilit noktasında, yani başarısız olduğunuz noktada üzerinize çok başarılı ve yerinde bir ümitsizlik fırlatabiliyor oluşu.
4. Don’t Starve
Belki ilk defa PC’lerimizi şenlendirdiği 2013 baharından beri dünya üzerinde insanlığın “konsol” dediği her cihaza çıkmış olmasındandır, belki de adının zaten türün temel ögelerinden birine tekabül etmesindendir; bilmiyoruz, ama Don’t Starve şu genç janrın adı zikredilince ilk akla gelen oyunlardan biri şu an. Haksız bir paye de değil bu. Don’t Starve ve onun hayatta ve akıl sağlığı yerinde tutmanız gereken ana karakteri Wilson, yaşattıklarıyla çok yer ediyor aklınızda. Oyunun özel estetiği, içerisinde yaşadığınız her şeyi biraz daha ilginç, biraz daha unutulmaz kılıyor. Sonra da -son iki yıldır herkesin yaptığı gibi- başınıza gelenleri hevesle eşe dosta anlatmaya başlıyorsunuz!
3. DayZ
Çok açık ve net konuşalım. İlk üç sırada -belki bir sürpriz vardır ama- kimin olacağı zaten belliydi bu janrda. Biz üç numaraya DayZ‘yi koyduk. Hayatına bir mod olarak başlayıp sonradan önü alınamayan bir fenomene dönüşen oyunlar listesi, “Counter-Strike, DOTA ve DayZ” diye gider bizim gözümüzde. Ve bu üç oyunun ortak özelliği de, sadece moddan oyuna harika geçmiş olmaları değil; peşlerinden kendilerine öykünen tonlarca oyun yaratmış olmalarıdır. Dean Hall’ın DayZ’si, en çok da bu yüzden üçüncü sırada. Bu türün bunca temel özelliğini, bu kadar iyi yaparsanız erkenden, tahtınız elbette yıllara karşı sağlam kalır!
2. The Oregon Trail
Bir sürpriz varsa bu listede, o da muhtemelen The Oregon Trail olacaktır gözünüzde. Durun, şaşırmayın, anlatayım. The Oregon Trail, 1971 tarihli bir oyun. Listemizi geçtim, video oyun dünyasının en eski oyunlarından bir tanesi. Bir tarih öğretmeni tarafından tasarlanıyor ilk başta. Amerika’da, 19. yüzyıl sonlarında Batı’ya seyahat eden bir karavanı konu alıyor. Amacı 19. yüzyıl Amerikan genişlemesinde yaşananları anlatmak. Dibine kadar sert, dibine kadar zor bir hayatta kalma oyunu. Ve önce bu tarih hocasının sınıfında, sonra da Amerika’nın tüm okullarında müfredata giriyor. Eğitiyor, eyvallah. Ama bizce her şeyden önemlisi, bir eğlendiriyor; iki ise ilham veriyor. Şu yukarıda gördüğünüz oyunlar var ya? Onların çoğunu yapanlar, The Oregon Trail oynadılar bir noktada. O yüzden, şunu söylemek mümkün. Belki birinci sıradaki oyun hariç, diğer hepsinin babası iki numarada…
1. Minecraft
Ama birinci sıramızdaki oyun bambaşka. Çok açık konuşalım, bugün Minecraft‘ın hayatta kalma ögelerini pek ön planda tutmuyor kimse. Minecraft, bugün ekseriyetle bir “inşa oyunu” olarak tanınıyor. Ama biz “inşa oyunu” olarak adlandırabileceğimiz şeylerden, içimize sinen bir 10’lu liste yapamadığımızdan, onu kontenjana diğer janrıyla, yani hayatta kalmayla koyduk. Ve koyduğumuz anda da zirveye gideceğini biliyorduk zaten. 21. yüzyılın en büyük fenomenlerinden biri, belki hayatta kalma mekanikleri üzerinde yükselmedi. Ama bünyesinde bu mekaniklere sahip olan en iyi oyun olduğu da su götürmez, değil mi?