Ne olacak bizim bu Doctor Who sevgimiz? Yazıyı böyle açmak istedim çünkü BBC’nin dedemden kalma bilim kurgu dizisi, kendisini bir şekilde kaptıran hepimiz için aynı hevesle, sapmadan yürümek adına zorlu bir yol sunuyor; pek çoğumuz da bu yola farklı patikalardan bazen durup bazen devam ederek dâhil olduk. Doctor Who oradaydı, ne zaman bizi devam edemeyecek bir hâle getirse ve “Bittik!” desek, bir şekilde yeniden yola sokmayı da başardı.

Modern serinin genele göre son sezonlarında Doktor’un hikâyesinin altına döşenen bir dizi mayın sebebiyleBittik!” demeye gerçekten çok yaklaşmıştık; sonra “Russel T. Davies geri dönüyor!” dediler, “60. Yıl sebebiyle müthiş şeyler olacak!” dediler ve son bombayı kucağımıza “David Tennant dönüyor!” şeklinde bıraktılar. Burada kalmayacaklarını ve yola, nizamı bozmadan geri döndüğümüz için çoğunlukla memnun olacağımızı da aşağıya bıraktığım, henüz taze yayınlanan fragmanla gösterdiler:

Jodie Wittaker’ın kötü senaryolarla harcandığını düşündüğüm macerasından sonra yeni Doktor’un Ncuti Gatwa olacağını öğrenmiş, yakın zamanda da kendisini kostümüyle şöyle iyice bir görmüştük. Fakat bu da Doctor Who işte, 50. Yıl özel bölümlerinde olduğu gibi bir dizi özel bölüm duyurdular ve o arada biz de Ncuti Gatwa’nın kendi sırasıyla on dördüncü değil, on beşinci doktor olacağını öğrendik. Bu durumun iki kelimelik açıklaması David Tennant. Biraz daha detay verirsek kendisi, ilk başta düşündüğümüz gibi yanlış giden olaylar neticesinde doğrudan eski bir suretine bürünmüş gibi karşımıza çıkmayacak, üç bölümcük için olsa dahi on dördüncü doktorumuz olacak. Daha uzun detaylar vermek için belki başka bir yazı yazmak gerekir, beklemede kalıyoruz.

Setten sızan resimler ve Doctor Who ibareli sosyal medya hesaplarının paylaştıkları ipuçları sebebiyle Tennant’ın tek başına dönmediğini, Donna’yı da beraberinde getireceğini biliyorduk. Fragmanda kendisini Doctor Who içerisinde yeniden kanlı-canlı görmüş olduk ve sanırım onu görmek, “Allons-y!” nidasını işitmemden bile daha etkili oldu üzerimde. Çünkü Donna’yı en son gördüğümüzde Doktor Donna vakası ve Rose’u son görüşümüz gibi bir sürü, bir sürü kalp kırıcı şey yaşanmıştı. Eh, hikâyeyi de oradan devralıyorlar; Donna’nın Doktor’u hatırlamaması gerekiyor. Bu da bize ilk olarak Donna’ya, belki bu sefer hak ettiği her şeyle veda edebilme ümidini veriyor. Catherine Tate ve David Tennant partnerliği beni her seferinde mutlu eder, fragmanda da bir kısmına yer verilen küçük beden komedisi bana bu gerçeği hatırlattı. İkinci olarak ise ufukta maalesef ki Donna’nın kızının isminin Rose olmasından kaynaklanan teorilerimiz gibi yine bir sürü üzücü şey var; bunların da en başında, Bernard Cribbins‘e bir kere de dizide edeceğimiz veda geliyor.

Bahsetmezsek olmaz; özel bölümler için bir kadro eklentisi de Neil Patrick Harris olmuş, kendisini bu sefer bir Doctor Who kötüsü olarak izleyeceğiz. Yine abartı tavırlarıyla dikkat çekiyor ama belki Doctor Who içerisinde yakışığını tam bulmuş olur? Ne dersiniz, sizi de aldı mı bir nostalji? Tatlı uzaylılar ve dandik uzaylılar yine bir arada? Dönüyorsunuz değil mi siz de Doctor Who’ya adanmışlar yoluna? Hem Chibnall’lı sezonların hepsini izlemenize gerek yok, bir iki re-cap yazısı okusanız yeter; bir de Tennant’a merhaba demek için The Power of the Doctor’a bir bakarsınız. Önümüzde bolca vakit var. Eksik gediğiniz varsa tamamlayın, daha buralarda bol bol Doctor Who konuşacağız!

Author

Editör-in-çiif. Hayvan dostu, çokça yalnız; ismiyle müsemma ama çoğunlukla zararsız. İyi tavsiye verir, geç olana dek ciddiye alınmaz. Her geçen gün bitkinliğine şaşırarak ‘takı taluy takı müren‘ arıyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.