Son günlerde oyun camiasının, hatta ülkemizin gündeminde yer almış God Of War Ragnarök çıktı. Çıktığı günden oyun ödüllerinde boy gösteren, PlayStation’ın en büyük kalesi God of War oyunun mekanikleri de hikayesi de oldukça etkileyici. Oyun hakkında derin incelemeler için Serdar’ın yazdığı inceleme yazısını sizlere tavsiye ederim. Biz bu yazıda oyunumuzun ana karakteri olan Kratos’un hikayesini ve kim olduğunu ele alacağız.

Sony Interactive Entertainment’ın belki de içinde bulundurduğu en iyi oyun firması olan Santa Monica Studio’nun yarattığı kurgusal bir karakter olan Kratos’un hikayesi, öncelikle Yunan mitolojisini daha sonra ise İskandinav Mitolojisini temel alınarak yazılıyor. Aslında Yunan Mitolojisinde “Cratos” adında bir karakter olsa da oyunun yapımcıları bunun bir tesadüften ibaret olduğunu iddia ediyor. Bu tesadüf ne kadar inandırıcı orası size kalmış. Ben bu yazımda Yunan Mitolojisindeki Kratos’u yani eski oyunlardaki hikayeyi anlatacağım. Günümüz oyunlarına geçiş kısmı ve İskandinav Mitolojisindeki hikayesine günümüz oyunlarında anlatılıyor.

Kratos, Zeus’un gayrimeşru çocuklarından biridir. Hera bu gayrimeşru çocuğun doğumuyla birlikte idam fermanını yayınladı fakat King of the Gods(Tanrıların Kralı), Kratos’a acıyıp, annesi Callisto ile Sparta’da yaşamasına izin verdi. Gençlik yıllarında, kardeşi Deimos ile Sparta ordusuna katılan Kratos, Bir tanrı çocuğu olduğundan bir haber büyüdü.

İlerleyen zamanlarda Zeus’un kulağına bir takım kehanetler duymaya başladı. Kahanet işaretli bir savaşçı olan oğlu tarafından öldürüleceği yönündeydi. Zeus bu kehaneti bozmak amacıyla Ares ve Athena’yı görevlendirdi. Ares, Sparta’da Deimos’u görünce doğum izinden dolayı kehanetti çocuğun Deimos olduğuna kanaat getirdi ve Deimos’u öldürdü. Daha toy zamanlarında olan Kratos bu sırada kardeşini kurtarmaya çalışsa da başarılı olamadı ve bu uğraş sonucunda gözündeki yarayı edindi.

Toyluktan çıktıktan sonra Sparta ordusuna katılan Kratos, Lysandra adında bir kadınla evlendi ve bu evlilikten Calliope adında bir kızı oldu. Bir süre orduda takılıp sıradan bir hayat yaşayan Kratos’u büyük bir dönüm noktası bekliyordu. Kızının verem olması. Kratos, yasalar gereği kızını ölüme terk etmesi gerekiyordu fakat bunu yapamadı ve kızını iyileştirmek için Ambrosia’daki yaşlı bir şifacının yolunu tuttu.

Bu sırada Tanrılar katında ise bir yarışma dönüyordu. Ambrosia’yı fethetmek üzerine olan bu yarışmada Ares, kendi kahramanını Kratos olarak ilan etti. Bütün bunlardan bir haber, kızını iyileştirme çabasında olan Kratos ise bu yolculukta karşısında çıkan diğer tanrıların kahramanlarını tek tek öldürdü. Sonuçta kızını iyileştirme yolunda olan yarı tanrı bir babayı bırak tanrının kahramanı tanrı bile kolay kolay durduramazdı. Bu yolculuğun sonunda Kratos hem Ambrosia’yı fethetti hem de kızını iyileştirmeyi başardı. Kratos kızı Calliope’yı iyileştirdikten sonra memlekete dönüş yaptı ve aldığı zaferler sonuncunda yüzbaşı ünvanını kazandı. Ardından geçen sürede ise Generalliğe kadar yükseldi.

Kratos komutanlığı sırasında genç bir asker olan Atreus ile tanıştı ve ona komutanlık etti. İlerleyen zamanlarda Atreus, bir savaşta kahramanca canını feda ettiğinde bir çok kişinin hayatını kurtardı ve Kratos’un saygınlığını kazandı. Hatta ilerleyen zamanlarda oğluna ismini bile verdi. Gösterdiği saygıyı siz düşünün.

Kratos Generalliği boyunca acımasız ve güçlü taktiklerle düşman ordularını bir bir mağlup etmeyi başardı. Savaşa ve zafere açlığı ise her geçen gün artmaya devam etti. Günün birinde bir savaşta esir düştü yine de yenilgiyi kabul etmedi. God od War (Savaş Tanrısı) Ares’e zaferi karşılığında sadakat sözü verdi. Ares, Kratos’un bu sözü karşılığında sessiz kalmadı ve Kratos’a isteğini verdi.

Kratos, Ares’e hizmet etmek için köyleri yağmaladı, masumların kanını akıttı. God of War’ın etkisi altında tamamen kontrolden çıktı. Bir gün bir gizli tapınağa girdi ve karısı ve çocuğu da olmak üzere herkesi katletti. Bu katliam sayesinde ölümlüler dünyası ile bir bağı kalmayan Kratos, ailesinin cesetlerine tapınakta yakılmaya bıraktı. Ares ile olan bağlılığından ise vazgeçti. Fakat bu sürede tapınağa yakın köydeki bir kahin, Kratos’u ailesinin küllerini derisinde taşıması için lanetledi. Bu yüzden gördüğümüz Kratos’un cildi bu kadar solgun.

Yaptığı bu hatalardan kurtulmak için tanrılardan medet uman Kratos, istediğini bulamamış üstüne bu uğurda tanrılar tarafından kandırılmıştır. Kratos en sonunda bütün tanrılardan intikam almak için yemin etmiş ve babası Zeus dahil bütün Yunan Tanrılarını teker teker öldürmüş ve Olympos Dağının zirvesinde tanrı kanları ile dolu bir yerde intikam hikayesini tamamlamıştır.

İyi bir baba ve eş olma ve en büyük komutan olma arasındaki kaldığı ikilemde ailesinden olmuş Kratos, sizce bu davasında ne kadar haklı? Bütün tanrıları öldürmek yaptığı hatanın telafisi olmuş mudur? Siz olsaydınız nasıl kararlar alırdınız? Yorumlarda bekliyorum!

Author

Viking gibi göründüğüne bakmayın, içinde sarhoş bir İrlandalı yatıyor. 7 yaşından beri yarı zamanlı geeklik kariyerine sahip bir birey. @olhnms

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.