Geekyapar’ın takipçileri anımsayacaktırlar, bir süre önce bizi epey mutlu eden bir haber paylaşmıştık sizlere. Lost ve Leftovers ile halihazırda çok etine dolgun bir TV özgeçmişi biriktirmiş olan Damon Lindelof, Netflix’in son zamanlardaki atağına rağmen hâlâ TV dizisi üretimi konusunda tahtı elden bırakmamış olan HBO ile birlikte dünya tarihinin en fazla takdir gören çizgi romanı Watchmen‘i uyarlamaya girişmişti. Bu kalın yazdığımız üç kelimenin bir araya gelişi bile bizim için yeterliydi.
Bu uyarlama resmi olarak an itibariyle ön-prodüksiyon aşamasında. Lindelof ilk olarak HBO için bir pilot bölüm çekecek, sonrasında da her şey yolunda giderse tam diziye girişecekler. Oyuncumuz, yönetmenimiz falan yok; her şey Lindelof’un kafasında şu an. O yüzden de onun kafasından geçenler bizim elimizdeki en kıymetli şeyler. Nedir peki onlar? Neler dönüyor Lindelof’un kafasında? Hoş şeyler mi bunlar?
Siz karar verin. Vulture Vest’te şöyle demiş Lindelof, IndieWire‘a göre:
“Watchmen’i uyarlıyorum, çünkü tehlikeli zamanlarda yaşıyoruz ve tehlikeli dizilere ihtiyacımız var. Süper kahramanlarla ilgili yanlış düşünüyoruz. Wonder Woman’a ve Batman’e çok varım. Bu karakterlerle büyüdüm. Bu karakterlere aşığım. Ama maskeler takıp bizi koruduğunu söyleyen insanlara güvenmemeliyiz. Eğer suratını gizliyorsan, iyi şeyler peşinde koşmuyorsundur.”
Nasıl?
Biraz açalım. Şimdi Lindelof’un verdiği örneklerden Wonder Woman‘ın maske takmıyor olduğu gerçeğini göz ardı edin öncelikle. Maske vurgusundan gidin. Niye maske takar bir kahraman? Genelde bunun cevabını “sevdiklerini korumak” olarak verilegelmiştir süper kahraman hikayelerinde. Kendileri hayatlarında belli bir oranda şiddeti kabul etmişlerdir. Herkes etmez. Etmeyenleri korumaktır dert. Ancak bu dışarıdan hoş gözüken denklemin, şöyle bir soruya dayanıksızlığı vardır: Durumu şiddet seviyesine taşıma kararını sen neden verdin?
Watchmen bu temel düşünce üzerinde ilerler, zaten en temel cümlesi ve şiarı da böyledir: Peki gözcüleri kim gözleyecek? Lindelof’un, aynı Moore gibi, bu soru üzerinden süper kahramanları konu mankeni olarak ele almak suretiyle politik otorite sorgulaması yapma niyeti olduğu “tehlikeli zamanlarda yaşıyoruz” demesinden belli. Ve bu beyanı, bu eğilimi, insanı gerçekten iyi bir uyarlama izleme ihtimaline dair çok coşturuyor ya. Hadi Lindelof! Hadi, üzme bizi, bekliyoruz, post-süper kahraman devrini sen kuracaksın!