Benim şu hayatta naçizane bir şiarım var: “Sınanmadığın günahların yargısını yapma”. Çok uhrevi bir cümle gibi duruyor; ama aslında hiç değil. Sadece elime yüz bin dolar geçmediği müddetçe, yüz bin dolarıyla gidip kumar oynayan adamın suratına tükürmekten imtina ettiğim anlamına geliyor. Bu, aynı zamanda o günahlara karşı sınanıp, doğruyu yapan insanları da ekstra takdir etmemi sağlıyor. Belki de bu yüzdendir ki; yıllardır Bill ve Melinda Gates çiftine dev bir saygı duyuyorum.
Gerçekten. Ben dünyanın en zengin adamı olsam, servetimin bu kadar büyük bır ksımını böylesine bağışlayabileceğimin garantisini veremiyorum. Oturduğum yerden “bir milyar dolar yeter ya” diyemiyorum; bilmiyorum ki? Belki iki milyar dolarlık malikane görüp, nefsime hakim olamayacağım? Karakterim da o açıdan sınanmadan, sınanıp yenilen adama üstünlük taslayamam. Ama o sınavı yaşamış bir insanın, iyiyi seçmesinin önünde eğilebilirim. Mark Zuckerberg ve Priscilla Chan çiftinin önünde eğildiğim gibi.
Geçenlerde, Zuckerberg-Chan çifti, ilk kızları Maxima’ya merhaba dediler. Zuckerberg de Facebook’tan, Maxima için bir mektup yayınladı. Bu mektupta, kızına seslenen çift, “senin için daha iyi bir dünya yaratmak istiyoruz” dedi. Sorunları da tek tek sıraladılar. Hastalıklar, eğitim eksikliği, dışlayıcı toplum ögeleri… Bunların yok olduğu bir dünya istiyoruz dediler. Kızlarının bunların sorun olmadığı bir dünyada yaşıyor olmalarını istediler. Ve bunun için, Facebook hisselerinin %99’unu bağışlayacaklarını açıkladılar.
Yaklaşık olarak 45 milyar dolara tekabül eden bu hisseler, Zuckerberg-Chan çifti tarafından, hayatları boyunca kademeli olarak kendi Chan-Zuckerberg Initiative atılımları üzerinden farklı sivil toplum kuruluşları, araştırma merkezleri ve derneklere kontrollü olarak dağıtılacak. Bu “Zuckerberg Facebook’u bırakıyor” anlamına gelmiyor. Facebook’u yönetmeye devam edecek. Sadece, Chan-Zuckerberg çifti, önümüzdeki yıllarda yavaş yavaş çok para kazandıran ve kazandırmaya devam edecek olan hisseleri dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmeye çalışan kurum ve kuruluşlara devredecekler. “E onlara ne kalacak?” derseniz de, %99’u 45 milyar dolara tekabül eden şeyin, %1’inin 450 milyon dolara denk geldiğini unutmayalım. O da kendileri ve çocuklarının hayatları için zaten. Ki ayrıca, bağışlanan şey
Ben sona kısa bir yorum ekleyeyim. Hiçbir şekilde, hiçbir düzlemde ve gerçeklikte dünyanın en büyük şirketlerinden birindeki hisselerinin %99’unun bağışlanması kolay bir şey değil. Üstelik burada çok ince bir dokunuş var. Bu nakit para değil, hisse. Yani tek seferlik bir bağış değil aslında. O hisseleri alan STK’lar, dernekler ve kurumlar; Facebook kâr etmeye devam ettiği sürece, bütçe elde edebiliyor olacaklar. Chan-Zuckerberg Initiative’in her zaman farklı projeler, araştırmalar için kaynağı olacak. Ben bunu alkışlamaktan gayrı hiçbir şey yapamam. Helal olsun Mark Zuckerberg, helal olsun Priscilla Chan!