Amerikan yayın organı The Atlantic, geçtiğimiz vakit çok enteresan bir makale yayınladı. Adrienne LaFrance imzalı, bizim de Engadget’ın geri paylaşmasıyla gördüğümüz bu kısa makale; temelinde ilginç bir çıkarımı konu alıyor: Mark Zuckerberg’in ileride Amerikan Başkanlığına adaylık düşündüğü çıkarımı. Üstelik LaFrance’ın bu çıkarımını dayandırdığı birkaç çok enteresan ve ikna edici veri de var.
Öncelikle her şey, Zuckerberg’in kendisine koyduğu 2017 hedefinden çıkıyor. Facebook’un 32 yaşındaki kurucusu, bu yıl Amerika’nın 50 eyaletine birden gidip oradaki insanlarla tanışmayı ve onları dinlemeyi kafaya koyduğunu açıklamıştı yıl başında. Bunun için ayrı bir Facebook sayfası oluşturdu, oradan hikayeler paylaşmaya başladı, ve hikayeler de “Gittik, yerel topluluk liderleriyle görüştük, hallarını dinledik” tarzı, inanılmaz seçim kampanyası kokan türde.
Üstelik LaFrance, Facebook’un iç tüzüğündeki bir değişikliği de fark edip ortaya çıkarmış. Geçtiğimiz Nisan ayında, Zuckerberg’in eğer bir devlet mevkisi kabul etmesi durumunda ayrılığının gönüllü istifa kabul edilemeyeceğini belirten bir madde var. Bütün bunlar bir de elbette, kulislerde buna dair dönen dedikodular ve Zuckerberg’in giderek hırslılaşan politik beyanlarının üzerine eklenince, gerçekten ortaya ikna edici bir argüman çıkartıyorlar.
Peki olur mu? Elbette. Amerika’nın başarılı iş adamlarını veya onların ailelerinden fertleri başkan seçmesi anormal değil, her ne kadar Trump bunun abes bir örneği olsa da. Zuckerberg de, şu an pek çok metriğe göre, Amerika’nın en başarılı genç iş adamlarından biri. Üstelik her sene profilini The Social Network yıllarından çok daha farklı bir yere çekiyor. Üstelik adam açık ara dünyanın en büyük medya sitesinin sahibi. Bilgiyi damarından kontrol ediyor yani. Belki 2020’de değil, belki 2024’te de değil; ama bir noktada Zuckerberg’in Oval Ofis’te oturuyor olması hiç ama hiç şaşırtıcı olmayacak yani.