Sevgili bay, bayan ve kendisini bayla bayan tanımıyla kısıltamayanlar: Netflix için bir viraj vaktindeyiz. Bu virajda daha önce toplam geliri küçük ülkelerin milli hasılasını aşan tüm şirketler gelip durdular. Her biri bir kararla yüz yüze kaldılar. Burası perili bir şato değil, kapitalizmin doruklarıysa ya büyüme sağlanacaktı. Ya da sağlanacaktı. Bunun için de ne kadar tüketici-düşmanı olmaya karar vermeleri gerekti.
Netflix bu kararın ışığında duruyor. Uzun zamandır sevdiğimiz içerik dağıtım platformu fiyatlarını yükseltmenin bir yöntemini arıyor, fakat bunu tüketici tabanını ürkütmeden yapmanın bir yolunu bulamıyordu. Çözümü dördüncü bir hizmet seviyesi üreterek bulmuşlar. Bugüne kadar Basic, Standard ve Premium hizmet veriyorlardı. Şimdi bunların üstüne, Avrupa’da birkaç kullanıcının denk geldiği yeni bir seviye çıkacaklar. Ultra.
Ultra seviyesinin 16.99€ olması planlanıyor. Ne güzel, değil mi? Çiçek! Yeni bir hizmet seviyesi, yeni bir hizmet demektir. Acaba neler ekliyor Netflix damak zevkimize Ultra abonelik alınca? HDR seyirlik imkanı ve 4 ekranda izleme şansı. HDR ve dört ekr… Ee bunlar Premium’da vardı? Var mıydı? Evet vardı. Ultra opsiyonu beliren kullanıcılarda var mı? Artık yok. Ne oldu yani? Netflix ekstra bir hizmet kategorisi yaratıp, mevcut hizmetleri esneterek uzattı.
İşte virajlar böyle alınıyor. Bu saatten sonra olacaklar da Netflix ile bizim aramızda. Premium kullanıcısı olarak satın alımımın başında sahip olduğum hizmetler azalarak Ultra’ya kayar, bu hizmetleri devamlı kullanmak için yükseltmeye gitmem gerekirse; Netflix’le olan duygusal iletişim zarar görür. Pazarda daha iyi bir alternatif belirirse, misal; Disney’nin yıllardır üzerinde çalıştığı platformu gibi, oraya geçerim. Belirmezse de dişleri sıka sıka Netflix’e devam ederim. Benim durum böyle en azından. Siz ne hissediyorsunuz bu Ultra konusunda?