Senenin başında beni yakalayıp, ölümüne sarsmak suretiyle 2014 içerisinde en merakla beklediğim oyunları sorsaydınız ve beş oyun saymam için müddet tanısaydınız, muhtemelen söylediğim şeyler arasında The Sims 4 cevabını da alırdınız. Elimde değil, yıllardan beri hayatımın en fazla saatlerini gömdüğüm oyunların arasında her daim en az bir The Sims oyunu oluyor. Üstüne üstlük, ek paketlerini de alıyorum ben bu meretlerin. Gerçekten. Origin listemde an itibariyle The Sims 3’ün dört ek paketi var, rafımda da The Sims 1 ve 2’yi takiben çıkmış paketler var. The Sims Life Stories, MySims ve The Sims Medieval gibi ara oyunları ise saymıyorum bile.

O yüzden The Sims 4 için çok heyecanlıydım. Yine karakterimi yaratıp, hikayesini oynayacağım; bir ömrü baştan sonra anılarıyla yaratacağım anı bekliyordum merakla. Şimdi oyun çıktı, edindim, takriben bir 10-12 saatimi de gömmüş vaziyetteyim. Beni kendine daha da çok bağlayacağı da belli, fakat şu görüşten de kaçınabilmiş değilim: The Sims serisinin en iyi oyunu bu değil. Bana kalırsa, The Sims 3 hâlâ serinin gördüğü en iyi oyun titrine açık ara sahip. Peki bu kanıya nasıl vardım? Şu beş kutsal sevap ve beş ölümcü günah üzerinden. Dilerseniz önce hayırlara vesile yenilikleri sayalım, sonra günahlara geçeriz.

Buyurun.

 

Sevapları

1. Simlerin Kendi Başına Daha Akil Hareket Ediyor Oluşu

Akil Hareket

Simlerin kendi başına hareket edebiliyor olması yeni bir şey değil. Neticede bu dakikaya kadar kontrol etmediğimiz simler bir şekilde hayatta kalmak adına hareket edebiliyorlardı. Fakat Sims Studio ne yapıp ettiyse, bu oyunda bunu daha stabil bir hâle getirmiş. Önceki Sims oyunlarında ne olursa olsun 3’ten fazla üyeye sahip bir hane kurmak işkenceydi. Artık diğer karakterler kendi başlarına hareket ederken daha akil davrandıklarından, iç rahatlığıyla futbol takımı gibi aile dizebiliyorsunuz. Saçmalayıp altlarına işedikleri günler geride kaldı anlayacağınız.

 

2. Multitasking’in Dayanılmaz Hafifliği

Multitasking

Yeni model simlerimizin açık ara en kullanışlı özelliği artık multitasking yapabiliyor olmaları. Yani bu o kadar nokta atışı bir değişiklik ki, gerçekten daha önce nasıl eklenmediğine hayret ediyorsunuz. Yani o kadar milyar ek paketin arasında multitasking nasıl gelmez? Sadece kullanışı kolaylaştıran bir şey değil; TV izlerken muhabbet edebiliyor olmak, müzik dinlerken bir yandan kitap okuyabiliyor olmak, telefonla konuşurken bir şeylerle uğraşmak ve bunun paralelinde gelen toplu muhabbetler gerçekten oyunu daha da inandırıcı, gerçekçi kılıyor.

 

3. Date Sistemi

Date

The Sims 2 ve The Sims 3’ün Late Night minvali ek paketlerini oynadığımı hatırlıyorum. Oralarda da date’lere, yan randevulara binaen özel sistemler vardı. Fakat böyle bir şey gördüğümü hiç anımsamıyorum. İnanın bana kısa süre içerisinde insanlarla randevuya çıkmak, bir yerlere gitmek oyun içi yapmayı en sevdiğim aktiviteler arasına girdi. Oyun size bu event’ler sırasında yapılacak challenge’lar veriyor. Bunlar da gerçekten iyi bir randevu geçirmek için gerçek hayatta da yapmanız gereken şeyler. Ve bunlarla uğraşırken, o date’ler mecburiyet olmaktan çıkıyorlar. Bu oyunun olayı anı yaratmaksa, onu da çok iyi becertiyor hergeleler.

 

4. Muazzam Karakter Yaratma Ekranı

Karakter Yaratma

Sanıyorum bu konuda en güdük olan şey The Sims 1’di, o dakikadan beri her Sims oyununda tatmin edici bir karakter yaratma ekranı mevcuttu. Özellikle The Sims 3’ü Create-A-Style moduyla beraber pek bir sevmiştik gerçekten. Fakat Sims 4, CAST olmamasına rağmen almış başını yürümüş gitmiş. Böyle bir karakter yaratma ekranı bu seriye daha önce uğramadı. Önce bir şeyde anlaşalım, bu oyunun en büyük keyiflerinden biri kendiniz de dahil olmak üzere gerçek hayattaki insanları yaratıp, fantastik senaryolar yaşatmak: “Astronot olsam nasıl olurdum?” gibi. Karakter yaratma ekranının kolaylığı sağ olsun, kendinizi oyunda hissetmek çok kolay artık. Baya baya çekip, büküp, kendinize benzeyen bir şey yaratıyorsunuz. Tertemiz.

 

5. Serinin En İyi İnşa Modu

İnşa

Bu konuda Sims 4 kendini çiğneyerek aşmış. Samimi söylüyorum, inşa modunun böylesine rahat, kullanışlı ve eğlenceli olmasını beklemiyordum. Odaları direkt olarak dikebiliyor olmak, sonra onları da çekip uzatma suretiyle şekillendirebiliyor olmak zaten apayrı bir şey; bir de bunun üstüne inşa moduyla satın alma modunun birleşmiş olması gibi bir kolaylık eklemişler. Her şey yetmezmiş gibi bir de hazır oda alabiliyorsunuz artık. Mobilyasıyla, dekorasyonuyla hazır gelen bu odaları uç uca eklemek, tarz yapmak, fantastik tasarımlara uçmak o kadar kolay ki; Sims’in zaten en çekici yanlarından biri, daha da çekici hâle gelmiş otomatikman.

Ama tabii her şey güllük gülistanlık değil. Bir de buyurun, günahlarına bakalım!

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.