- Isolt’un tekrardan insanlarla karşılaşması ise oldukça acıklı. Günlerden bir gün William ile ormanda dolaşırken duydukları bir çığlık üzerine oldukça korkarlar. Pukwudgie olan William, Isolt’a yerinde kalmasını söyler fakat Isolt onu pek de dinlemez.
- Çığlıkları duydukları yere vardıklarında ise korkunç manzarayla karşılaşırlar: Daha önceden William’ı elinden kurtardığı bir hidebehind cinsi yaratık, o an bir aileye saldırıyordur. Anne ve babası fena halde ölü bir şekilde yerde yatan iki oğlan çocuğunun çok ağır yaralandığını görürler.
- Isolt ve William bu sefer hidebehind türündeki canavarı alt etmeyi başarırlar ve Isolt çocukları konakladıkları yere götürmeyi önerir. Fakat William bunu kabul etmez, bir de üzerine çıldırır. İnsanlığa yardım etmek, inançlarına aykırıdır William için, elbette Isolt bir istinadır bu durumda.
- Isolt, William’ın hayat borcunu, bu çocuklara yardım ederek ödeyebileceğini söyler. William ise isteksizce Chadwick isimli çocuğu taşımaya girişir, bu sırada Isolt da Webster isimli oğlanı sırtlanır.
- Sığınağa geldiklerinde ise Isolt, pukwudgie olan William’a artık ona ihtiyacı olmadığını söyler ve bunun üzerine William parlayarak ortadan kaybolur.
- Sahip olduğu tek arkadaşı da, kurtulması çok muhtemel olmayan iki oğlan için kaybeden Isolt, aslında bu iki çocuğun da büyücü olduğunu anlar.
- Chadwick Boot ve Webster Boot, Amerika’ya aileleri tarafından etkileyici bir macera yaşamak üzere getirilirler. Fakat bu maceraları, ormanda gezinirken karşılaştıkları hidebehind ile tatsızlaşır. Babaları Bay Boot ise hidebehind yaratığını genel bilindik ya da bahçe böcürtü zannetip ona Riddiculus büyüsü uygular fakat işe yaramadığı görülünce zaten halleri az önce anlattığımız hikayedeki gibi gelişir: Anne ve baba ölür, çocuklar bir şekilde kurtulur.
- Çocuklar ise bir iki hafta boyunca çok kötü hasta oldukları için Isolt yanlarından ayrılmayı göze alamaz. Fakat ebeveynleri için üzülen kız, oğlanlar biraz iyileşir gibi olunca ormana gider ve ailelerini belki bir gün ziyaret ederler diye bir mezar yaratmaya çalışır.
- Mezar için ormana gittiği sırada James Steward isimli bir Plymouth kasabasından olan bir gençle karşılaşır. Isolt bir süre çocuğu izler ve Boot ebeveynlerinin asalarını toprağı kazarak aldığını görür. Her No-Maj’a olduğu gibi, çocuk da asayı sallayınca, asa tepki verir ve çocuğu metrelerce öteye fırlatıp bir ağaca toslamasına neden olur.
- Isolt ise baygın düşen genci alır ve sığınağına götürüp ona da bakıcılık yapmaya başlar. Büyü yapabildiğini saklayamayan Isolt, bir ara James’e Obliviate büyüsü yapıp (unutturma sihri) onu Plymouth’a geri yollamayı bile düşünür.
- James gibi birinin yanlarında olması aslında Isolt için güzel bir şeydir, konuşacak ve oğlanlarla ilgilenecek biri olması hoşuna gider.
- Daha önceden taş işçisi de olan James, konakladıkları Greylock Dağı’nın tepesine taştan bir ev yapması için Isolt’a yardım eder ve bu yarattıkları yapıya Ilvermorny ismini verirler.
- Isolt ise her gün James’e unutturma büyüsü uygular ve her geçen gün ise James’in büyüye olan korkusu azalır. Birbirlerine aşık olduklarını itiraf edip evlenene kadar da bu böyle devam eder fakat evlendikten sonra artık böyle şeylerle işleri kalmaz Isolt’un.
- Isolt ve James, Boot oğlanlarını oğulları gibi sahiplenirler ve Isolt onlara ikinci elden bildiği Hogwarts hikayeleri anlatmaya başlar. Oğlanlar tabii meraklanır, “Bizim mektubumuz nerede?” diye soru sormaya başlarlar.
- Isolt oğlanlar on bir yaşına gelince onlara birer asa bulma sözüyle de, orada, tam da Ilvermorny’de büyü okulunda okuyacaklarını söyler.
- Bu fikirle yatıp kalkan Chadwick ve Webster ise hayaller kurmaya başlarlar ve Hogwarts’taki gibi dört bina düşünürler. Önce, binalara kendi isimlerini vermek isterler fakat daha sonra bu fikirden vazgeçerler. Bunun yerine binalara, sevdikleri sihirli yaratıkların isimlerini vermeye başlarlar.
- Sağı solu pek belli olmayan ama oldukça zeki Chadwick, Thunderbird isimli bir kuşun isminden yola çıkar ilk bina için. Bu kuş, uçtukça fırtınalar yaratabilme yeteneğine sahiptir.
- Tartışmacı ama oldukça sadık olan Webster ise öldürmesi neredeyse imkansız, hızlı ve güçlü panterimsi bir yaratık olan Wampus‘ı benimser.
- Bina yaratmada Isolt da rol oynar ve hala tuhaf bir yakınlık hissettiği Horned Serpent yaratığını ileri sürer.
- Fakat bina konusunda fikri sorulduğunda James tam bir boşluğa düşer. Zira kendisi bir No-Maj, yani sihirli güçleri yok ve sihirli yaratıkları bilmiyor. Fakat illa da bir şey söylemesi gerekir diye, Isolt’un onlara anlattığı Pukwudgie hikayelerinin onu güldürmesinden yola çıkarak dördüncü binayı da Pukwudgie olarak ilan eder.
- Chadwick’in 11. yaş günü yaklaştıkça, Isolt verdiği asa sözünü nasıl tutacağı konusunda sıkıntılar yaşamaya başlar. Zira Amerika’da olduğunu bildiği tek asa, Gormlaith’ten çaldığı asadır.
- Bir gün rüyasında, dereye indiğini, Horned Serpent’in (Boynuzlu Yılan) sudan çıkıp ona başını uzattığını ve yılanın boynuzundan bir parça aldığını görür. Gecenin köründe bu rüyadan uyanıp alelacele dereye doğru yol alır.
- Dereye gittiğinde de, rüyada gördüğünün tamamen aynısı olur. Boynuzdan bir parça almayı başarır ve eve geri döner.
- James’i uyandırıp taş ve tahta işlerinde iyi olduğundan, asa oyma işini ona verir.
- Ertesi sabah ise Chadwick uyandığında, Isolt ve James tarafından üretilmiş harika bir asaya kavuşmuş olur.
- Webster da 11 yaşına girdiğinde, bu minik ailenin “ev büyücülük okulu” fikri gittikçe yayılmaya başladı.
- Wanpanoag kabilesinden iki büyücü oğlan, Narraganset kabilesinden ise iki cadı kız bu Ilvermorny okuluna katılıp asa yapımı öğrenmeye heveslenirler.
- Isolt ve James, hepsine de birer asa vermeyi ihmal etmezler elbette.
- Ancak bir içgüdüsü, Isolt’a, Horned Serpent’in boynuzlarından aldıkları ana maddeyi kendi oğullarına saklaması gerektiğini söylüyordu. Bu sayede James ve kendisi başka hayvanlardan ana madde almayı öğrendiler; Wampus kılı, Snallygaster kalp tendonu ve Jackalope boynuzu gibi.
- 1634 yılında okul, ailenin tahmin ettiğinden daha da ilerledi ve her geçen yıl daha fazla öğrenci gelmeye başladı.
- Fakat yine de, Ilvermorny’de konaklayanlar yalnızca Chadwick, Webster, Isolt, James ve ailenin yeni üyeleri Martha ile Rionach idi.
- Tabii Isolt ve ailesi mutlu mutlu geçinir giderken, bu kurulan okul hikayeleri de hızlıca yayılır. Gormlaith bu haberi bir şekilde duyar ve Isolt’un “Muggle doğumlu bir büyücü” ile bile değil, daha da kötüsü “düz bir Muggle” ile evlendiğini duyunca, duyduğu haberlerin de doğruluğuna inanır. Zira böyle bir şeyi ancak Isolt’un yapacağından emindir.
- Gormlaith bunun üzerine kendi asası çalındığı için Ollivander’s isimli asa dükkanından yeni bir tane alır ve Amerika’ya doğru yola çıkar.
- Bu yolculuğu sırasında Isolt’un katledilmiş babası William Sayre olarak kimlik değiştirir. (Akıllıca ama yeğenin senden önce düşünmüştü be Gormlaith.)
- Gormlaith Amerika’ya varır ve Greylock Dağı’na gider. Ilvermorny’ye gecenin köründe varır ve amacı da çok nettir: Ebeveynleri öldürüp, kutsal safkan kanını bedenlerinde taşıyan kız çocuklarını kaçıracaktır ve Cadılar Vadisi’ne (Hag’s Glen) geri götürecektir.
- Ilvermorny’ye geldiğinde Gormlaith bir büyü yapar ve tüm aile derin bir uykuya dalar.
- Bu sırada Çataldili’nde bir şeyler söyler ve aslında Salazar Slytherin’den kalma bir asa olan Isolt’un kullandığı asa etkinliğini kaybeder. Bunun nedeni, sahibinin ona böyle yapmasını öğretmesidir: Çataldili’nde böyle bir komut verildiğinde gücünü bir süreliğine kaybetmesi gayet normaldir aslında.
- Ancak Gormlaith’in atladığı bir nokta vardır ki, o da ailede uyku büyüsünü yapmayı unuttuğu Chadwick ve Webster da oradadır. Hatta ve hatta, Çataldili’nde, asayı inaktif hale getiren sözleri söylemesi, oğlanların asalarını hiç de etkilemez. Öyle ki, asalar, tıpkı Boynuzlu Yılan’ın yaptığı gibi tehlikeyi sezip, sahiplerine alçak seste bir müzikal nota çalmaya başlar.
- Oğlanlar uyanır ve Chadwick ile Webster bir plan yaparlar. Webster, ailesini uyarmaya giderken Chadwick ise asasını kaptığı gibi Gormlaith’in karşısına dikilir, tabii Gormlaith karşısında ergen bir büyücü görünce bir şaşırır, onu küçümser.
- İkisi kıyasıya bir düello yaparlar. Chadwick’ten güçlü olmasına rağmen Gormlaith bu düelloda biraz çuvallar. Chadwick’e karşı yaptığı tüm lanetlerden oğlan bir şekilde kurtulunca, Gormlaith böylesine bir safkanı öldürmenin tiksinç olacağını söyler.
- Webster da bu sırada Isolt ve James’i uyandırmaya uğraşsa da başaramaz ve Chadwick’e yardıma gider. İki oğlanın da asasının özü aynı olduğu için, Gormlaith’e karşı savaş verirken asalarının gücü daha da artar.
- Gormlaith elbette oğlanlardan daha güçlüdür ve Boot çocukları Ilvermorny’ye geri dönmeye çalışırlarken yapılan büyüler nedeniyle duvarlar çatlar ve camlar kırılır.
- Tabii bu sırada korku içinde haykıran bebeklerin sesi de Isolt ve James’i uyandırmayı başarır. Gormlaith’in hesaba katmadığı sevginin gücü sayesinde üzerlerindeki büyüyü kaldırmayı başaran Isolt, James’e kızları bakmasını söyler ve Slytherin’den miras kalan çalıntı asasını kaptığı gibi oğlanların yardımına koşar.
- Gormlaith hem Isolt’u hem de oğlanları atlatmayı başarır ve yatak odasının kapısını da patlatarak içeri dalar.
- Isolt’un o sırada ölü babasına ithafen “William!” diye çığlık atar ve bu çığlık öylesine yüksektir ki pencere pervazında aniden Pukwudgie William belirir.
- Gormlaith daha ne olduğunu anlamadan William zehirli bir oku kadının kalbine doğru yollar. Bununla beraber küle dönüşen Gormlaith Gaunt’tan geriye sadece toz ve kırık bir asa kalır.
- Isolt, William’a aslında onu çağırmadığını, William’ın aynı zamanda babasının da ismi olduğunu anlatır. James ise hep hikayelerini dinlediği Pukwudgie William ile tanışmaktan mutludur. William’a, bir binaya onun ismini verdiklerini söylediğinde ise Pukwudgie buna oldukça sevinir ve gurur duyduğunu belirtir.
- Bu olaydan sonra da Pukwudgie William, büyücülerin kendilerini korumada yetersiz olduğunu ileri sürer ve Ilvermorny’de güvenlik olarak görev almak için aileyle anlaşma yapar.
- Tüm bunlara ek olarak, Isolt inaktif haldeki asasını bir daha aktif hale getiremez, zira Çataldili bilmiyordur. Bu nedenle James ile beraber asayı ormanın bir yerine gömmeye karar verirler. İlginçtir ki, bu asanın gömüldüğü yerde yaklaşık bir yıl sonra bir tahta yılanı cinsinde bir ağaç türer ve budamaya karşı her türlü girişime dayanır; ayrıca birkaç yıl sonra açan yapraklarının da tıbbi açıdan faydalı olduğu ortaya çıkar.
- Uzun yıllar boyunca James ve Isolt, Ilvermorny’nin müdürü ve müdiresi olarak kaldılar.
- Chadwick oldukça iyi bir gezgin oldu ve Ilvermorny’de ders kitabı olarak işlenen Chadwick’in Büyüleri 1-7 kitaplarını yazdı.
- Amerika Birleşik Devletleri Sihir Meclisi (MACUSA – Magical Congress of the United States of America) kurulmasından önce, Amerika için herhangi bir sihirsel yaptırım ya da kanun yoktu. Bu sayede bir düzen geleceğine inanıldı.
- Webster bir seherbaz oldu.
- Martha (iki kız çocuğunun büyük olanı) bir kofti idi. (Kofti: Büyü güçleri olan bir aileden gelmesine rağmen büyü yapma yeteneğine sahip olmayan kişi.) Martha, bir kofti olarak hayatına devam etmenin, özellikle de Ilvermorny’de, çok zor olduğuna karar verip No-Maj biriyle tam bir büyüsüz hayat yaşayabilmek için evlendi.
- Rionach (kızların küçük olanı) ise Ilvermorny’de Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersini uzun yıllar boyunca yeni nesillere öğretti. Aynı zamanda hiçbir zaman evlenmeyen Rionach’ın kafasındaki fikrin bir dedikodu üzerine şekillendiği biliniyordu: Çataldili konuşma yeteneğinin kendisinde olduğunu bilen Rionach, Salazar Slytherin’in soyu devam etmesin diye hiçbir zaman evlenmedi.
- James ve Isolt ise 100 yıldan fazla yaşadılar. Ilvermorny’ye çalışan da dahil olmak üzere birçok insanı alan ikili, okulu No-Maj’lar bulamasın diye büyülerle koruma altına aldılar.
- Ilvermorny binalarının hayvanları, sırayla vücuttaki bir bölüme ithaf edilmiştir: Horned Serpent aklı, Wampus bedeni, Pukwudgie kalbi ve Thunderbird de ruhu temsil etmektedir.
- Bazılarına göre de Horned Serpent bilginleri, Wampus savaşçıları, Pukwudgie şifacıları ve Thunderbird de maceracıları destekler.
- Bina seçme töreni, Ilvermorny ile Hogwarts arasında oldukça büyük bir farkı teşkil etmekte. Okulda bulunan Gordian Düğümü’nün önünde dizilen öğrenciler sırayla hangi binaya seçileceklerini beklemeye başlarlar. Seçmen Şapka gibi bir seremoni ile ayrılmıyorlar binalarına. Gordion Düğümü şeklinde bir taşın önünde duran öğrencilerin seçilmesi, o taşın vereceği tepkiye bağlıdır. Eğer Horned Serpent binasına seçildiyse taşın ortasında bir ışık parıldar, Wampus ise taş kükrer. Thunderbird için seçilme belirtisi hızlı bir kanat çırpışıdır ve Pukwudgie’ye geldiğimizde ise onun belirtisi de okunu havaya fırlatmaktır.
- Ilvermorny ile Hogwarts’ın farkı seçim seremonisi ile bitmiyor elbette. Misal, Hogwarts’a gitmeden asalarını almak zorunda olan öğrencilerin aksine Ilvermorny’de öğrenciler binalarına seçilmeden asalarına sahip olamıyorlar. Hatta öyle ki, tatillerde bile asalarını okulda bırakmak zorundalar. 17 yaşına gelene kadar (büyücü dünyasındaki reşitlik yaşıdır bu) okul dışında büyü yapmaları bu şekilde engelleniyor bir bakıma.
İşte, Rowling’in Pottermore’da yayınladığı uzun Ilvermorny tarihçesinden bilmeniz gerekenler bunlar sevgili geekler. Gerekli tüm detayları sizlere sunduğumuzu düşünüyoruz. Her şeyi en ince ayrıntısı ve çevrilmemiş haliyle okumak isteyenler için de şuraya küçük bir Pottermore linki bırakalım, dileyen bir de kendisi okusun hikayeyi istediği gibi. (Şuraya bir tık lütfen) Gerçi yazımız da aynı ölçüde uzun oldu aslıyla, pek farkları yok bile denebilir neredeyse. Yine de kaynağımız Pottermore, rahatlıkla ikisini de okuyabilirsiniz.
Yazıyı noktalamadan önce bir soralım: Sizin Ilvermorny hakkında düşünceleriniz neler? Tarihçesi sizi tatmin etti mi? Hangi binalar dikkatinizi çekti? Hikayenin hangi noktası sizi daha çok etkiledi? Ilvermorny’de okumak ister miydiniz? Hogwarts ve Ilvermorny arasında tercih yapsanız hangisini seçerdiniz? Soru bol, cevapları da sizde. Siz anlatın, biz dinliyoruz dostlar!
Küçük bir not: Rowling’in Twitter’dan söylediğine göre, kendisi bir Thunderbird imiş. Tabii fikrinizi etkilemek gibi olmasın ama…