5. Episodik Oyunlar

5 Sam & Max

Eğer o zamanlarda aktif bir şekilde oyun dünyasını takip etmiyorsanız bu trendi anlamanız mümkün değil. Size şöyle bir resim çizeyim. Sene 2004. Yeni nesil konsollar henüz piyasaya sürülmemişler. Hâlâ en teknolojik oyun aletimiz bir PlayStation 2, bilgisayarlarımızdaki RAM miktarı da takriben 512. Megabayt olan yani. O sıralarda herkes oyun yapma ve oyuncularla buluşturmanın yeni bir yönteminden söz ediyor: Episodik dağıtım.

Bir anda episodik oyunlar peş peşe gelmeye başlıyorlar, Telltale’in Sam & Max serisi, SiN Episodes ve tabii ki Half-Life 2: Episode One ile Half-Life 2: Episode Two. Herkes geleceğin bu şekilde olacağında hemfikir o zamanlar. Ben naçizane “ne alaka lan?” derken buluyorum kendimi. Yani niye ki? Komple piyasaya sürün işte, nedir bölmenin anlamı? Birileri de benimle aynı şeyi düşünüyor olacak ki birden musluk kesiliyor. Episodik oyunlar son buluyorlar. Tabii Telltale’e kimse söylemiyor, onlar da mücadeleyi onurlu bir şekilde devam ettiriyorlar. Sonrası malum…

 

6. Aparatlı Müzik Oyunları

6 Guitar Hero

Yukarıdaki tüm trendler, aşağıdakiler gibi, azalarak bittiler. Tüm o eğilimler birilerinin “Beyler bu işte para var!” diye düşünmesiyle başladılar, birileri üzerine para yığdı, birileri kazandı; başka birileri de hevesle trenin son vagonuna yetişmeye çalıştı ve trenin çoktan istasyonu terk ettiğini fark etmeden balyayla kapital yığdı fikrin üzerine. O trendler yavaş yavaş durdular. Birilerinin sonlara doğru hâlâ umudu vardı. Ha tutmadı, orası ayrı.

Ama aparatlı müzik oyunlarında durum öyle değil. Japonya’da zaten inceden rüzgarı hissedilen bu trend, Guitar Hero ile birlikte bir anda “lan noliy” diyemeden çevirdi etrafımızı. Ondan sonra oyununun isim haklarını Activision’da bırakan Harmonix, Rock Band ile işin içine davul ve mikrofonu kattı, her şey iyiden iyiye sarpa sardı. Her sene çıkan oyunlar, her gruba ayrı edisyonlar derken birden hem Activision hem de MTV kârın biteceğini çok önceden görüp, fişi bir anda, aniden, acımadan çektiler. Resmen bir sabah uyandık ve aparatlı müzik oyunları yoklardı artık…

 

7. Hareket Kontrolü

7 Wii Sports

Bu işi başımıza Nintendo sardı. Gerçekten. Çok yakın tarihe gelmiş olduğumuzdan verecek bir dersim, anlatacak detayım falan yok. Hepiniz biliyorsunuz. Nintendo, 2006’da Wii’yi piyasaya sürdü ve Wii Sports o kadar isabetliydi, konsept o kadar umut vaat ediyordu, oyuncu olmayan kitlenin ilgisi o kadar yüksek gözüküyordu ki bir anda herkes kulak kabarttı. Oyun dünyasının geleceği gerçekten de bu olacak gibi gözüküyordu.

Hem Microsoft hem de Sony üç sene sonraki E3’te kendi hareket kontrolü cihazlarını tanıttılar. Kinect ve Move. PC için de benzer aparatların geleceği söyleniyordu, fakat 2010 gelip çattığında ortaya şöyle bir problem çıktı: Oyun yapımcıları bununla ne yapacaklarını çözememişlerdi. Birkaç sağlam örnek tabii ki vardı, ama genel itibariyle yapımcılar oyun geliştirme tekniklerini değiştirmeden sadece tuşa atadıkları şeyi saçma sapan hareketlere atama kararı aldıklarından, pek çok oyuncu televizyonda elini kolunu boşa sallamaktan yoruldu ve net bir şekilde bitti gitti bu trend de.

 

8. Facebook Oyunları

8 Farmville

Listemizin son gazisiyle karşı karşıyayız. Yukarıdaki yedi trend gibi, bunun da oyun dünyasına damga vuracağı sanıldı. Koca koca adamlar konuyla ilgili konuşup, “Artık gelecek burada” dediler. Hatta daha da kötüsü, koca koca adamlar kendi koca koca oyunlarını yaptıkları koca koca stüdyoları terk edip Facebook oyunu yapan yerlere göçtüler. Zynga‘nın hisseleri parladı, etraf alev aldı, herkes şapkasını önüne koyup bir düşünmek zorundaymış gibi gözüküyordu.

En nihayetinde Facebook oyunları, arta kalan birkaç küçük direnç noktası haricinde komple yerle yeksan oldular. İşin dev oyuncuları giderek ufalmaya başladılar, büyük isimler bu alana yatırımı kesti. Bunun en büyük sebebi mobil oyunculuğun o sırada roket gibi yükselişe geçmiş olmasıydı. Facebook’ta oyun oynamanın keyfi her neyse mobil de onu veriyordu, üstelik daha çok olanak vardı ve daha rahat kullanılıyordu. E durum böyle olunca, kalmadı Facebook oyunu falan da tabii. Hâlâ birileri pazardan pay kapmaya çalışıyor, ama inanın, onlar da kazmayı vurmaktan vazgeçecekler yakında…

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

10 Comments

  1. Atakan Uçar Reply

    hiçbirini alamadan modaları geçti gitti ya la.
    ben ps2’den ve 512 mb ram’den sonra tıkandım, sadece seyrettim.
    hala kinect filan çok gelişecek sanıyorum. 🙁

    • Tutku Tuzlu Reply

      Kinect’in falan yerini Sanal Gerçeklik aldı. Ekrana bakacağımıza kafama kaskı geçirir direk ortama girerim trendi var artık.

  2. siz eğer fmv, commandos ve benzeri gibi oyunları bir anda parlayıp sonra sönen saman alevleri olarak yorumlayabiliyorsanız şu an günümüzde oyun sektörünün geldiği noktaya bu adımlar sayesinde ulaşabildiğini göremeyecek kadar körsünüz. Ben 95 yılından beri bilgisayar oyunlarıyla gayet iç içeyim ve yukarda yazanların eski oyunlar hakkında tecrübesi olmayan oyunculara negatif fikirler vereceği kanısındayım. Bol farsça arapça kelimelerle insanlara edebiyat yapma çabanızı ve sadece kendi sevdiğiniz bakış açısından yorumlamanızı profesyonel bulmuyorum. Her alanda olduğu gibi dönemine iz bırakmış ve sektörün gelişmesine, insanları oyun oynamaya, hatta bu yolla sayısız kültürel paylaşımlar yapıp farklı uyruklardan bireyleri birbirlerine dahada yaklaştıran örneklediğiniz çoğu oyunun hitap teriminin saman alevi yerine *klasik* olarak adlandırılması tercihindeyim.

    • Yiğitcan Erdoğan Reply

      alp bence sen yazıyı çok yanlış anlamışsın dostum. yazı oyunlarla ilgili kalite, tarihi önem, etki ve statü bakımından tek bir laf etmiyor. yazı bireysel oyunlarla ilgili değil zaten.

      tüm yazı “bir ara X tipi oyunlar çok vardı, artık yoklar” cümlesindeki X’leri bulmaya çalışıyor. bu kadar. objektif bir gerçekten söz ediyoruz burada. artık 2. dünya savaşı oyunları eski sıklığında yapılıyor mu? hayır. artık oyun şirketleri hareket kontrolüne kafa yoruyor mu? hayır. bu kadar basit…

    • yaşar_usta Reply

      siz eğer “fmv, commandos ve benzeri gibi oyunları bir anda parlayıp sonra
      sönen saman alevleri olarak yorumlayabiliyorsanız şu an günümüzde oyun
      sektörünün geldiği noktaya bu adımlar sayesinde ulaşabildiğini
      göremeyecek kadar körsünüz.” tipi cümleler kuracak şekilde bu yazıyı anladıysanız, bi tuhaflık var demektir. :/

  3. Episodik oyun trendi hala güçlü bir şekile devam ediyor. Son dönem adventure oyunları arasında bu trend hala yaygın, adamlar son Resident Evil oyununu bile parça parça satıyorlar. Eğer Geekyapar tahmin makinesi kimliğinizle yazdıysanız inanabilirim fakat episodik oyunlar listedeki diğer trendlerin aksine hala güçlü.

  4. Raşit Kaya Reply

    Güzel bir liste olmuş, bir arada bir dönem trend olan oyunlar üzerine daha spesifik bir listeyle gelin isterim. Hani örnek olması açısından, Mario ile başlayan, Street Fighter ile devam eden, Counter ile masaüstüne taşınan, Gta Vİce City manyaklığı derken, WoW’lara oradan da LOL’e kadar ulaşan şu oyunun evrimi üzerine de güzel bir yazı olur.

  5. Nostaljik oldu yine… “Oha, hakikaten, ne oldu lan o oyunlara?” dedirttin.
    Bugün piyasada ne kadar tek atımlık, free-to-play veya online oyun varsa tabanını oluşturup fiiyy diye aramızdan gidivermişler. Yalnız ben ilk maddeyi baya bilmiyorum, ya denk gelmemişim ya aklımdan çıkmış. Kesin bakmam lazım çok geyik çıkar oradan 😀
    Eline sağlık.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.