2017’nin naçizane filmlerinin değerlendirmesi için Akademi’nin geleneksel olarak ödül dağıttığı Oscar Törenleri’ne gerçekten de çok az bir vakit kaldı sevgili geekler. 4 Mart Pazar günü Hollywood’un göbeğinde gerçekleşecek ve bizler için sabah saatlerinde izlemesi mümkün olacak olan tören için kendimce ufak bir yorumlama yapmak ve en azından animasyon dalında adaylık alan filmlere sizlerle şöyle bir göz atmak istedim.
Halihazırda izleyenler için ufak bir hatırlatma, izlemeyenler için ise öneri amacı taşıyan, fragmanlarının da dahil olacağı “2017 Animasyonları Değerlendirmesi” yazımıza hepiniz hoş geldiniz o halde.
Ferdinand
Ice Age’in yapımcılarından gelmesine rağmen pek de herkesin gazlanabileceği animasyonlar dahilinde değil. Küçük yaştaki izleyicilerce daha çok sevilecek, yetişkinler için ise çok da bir önem teşkil etmeyen türdeki animasyonlardan biri Ferdinand. Ülkemizde orijinal diliyle izlemenin de pek mümkün olmadığını düşünürsek, izlemek için tek motivasyonumuzun belki seslendirme kadrosu olabileceği gerçeği de ne yazık ki bizi pek heyecanlandırmıyor.
Karar: Başka film kalmadı diye adaylık verilmişçesine zaman öldürme animasyonu.
The Breadwinner
Taliban’ın kontrolü altındaki Afganistan’da yaşayan 11 yaşındaki minik Parvana’nın zorlukla geçen mücadelesini anlatıyor film. Anlamlandırma ve verilen mesajı doğru kapabilme bakımından kesinlikle küçüklere hitap etmeyen bir öykü. Genel çizim tarzıyla çok radikal bir içeriği olmasa da fragmanda da görüldüğü üzere bazı sahnelerdeki farklı animasyon biçemleri ile ilgi çekebilir.
Karar: Oscar kazanması pek mümkün değil maalesef. İzlemeye değer olabilir, ama Akademi’nin özellikle Orta Doğu temalı bir animasyona heykelcik vereceğini sanırsak sadece rüyamızda görürüz.
The Boss Baby
Türkçe’de bir söz vardır hani: Büyümüş de küçülmüş. The Boss Baby tam anlamıyla öyle bir animasyon. Dreamworks’ün kendi bünyesinde yukarı sıralara oynayabilecek türden. Çizimler ve özellikle de bebeği seslendiren Alec Baldwin sayesinde izleme keyfiniz yükseliyor. Türkçe dublajının da kaymak gibi olduğunu söyleyebiliriz. Eğer uslu bir geekseniz, bizim alemimize yapılan birçok göndermeyi film içerisinde yakalayabilirsiniz üstelik. E o zaman: ÇİŞ, KAKA, PIRT!
Karar: Sevimli şeyleri, komediyi ve animasyonları seviyorsanız zaman kaybetmeden izleyin. Çok aman aman bir öykü olmasa da canınızı sıkmadan akıp gidiyor. Ha ama gel gelelim Oscar kazanması için daha beş fırın ekmek yemesi lazım.