Civil War’dan bu yana tekrar görmeyi uzun süredir arzuladığımız, mahallemizin canayakın dostu Örümcek Adam nihayet yeni filmiyle geldi karşımıza. Hem de ne geldi be! Şu dakikaya kadar iki farklı Peter Parker ve de beş adet film eskiten Ağ Kafa’nın yeni filmi Homecoming’in, sinemadaki etkisi şu an oldukça iyi. Rotten Tomatoes’dan dahi “taze” etiketini koparabilen filmimiz, şimdiden en güzel Spider-Man filmi olarak nitelendirilmeye başlandı bile. Evet, film güzel; MCU’ya dahil oluşuyla daha bir çiçek hatta. Ama hataları, eksiklikleri ve tuhaflıkları da yok değil bu sırada. Biz de bugün bunu konuşmak, tartışmak ve elbette çiçeği burnunda Spider-Man’imiz Tom Holland’a dair yorumlamalar yapmak için burada toplandık.
Çocukluk kahramanımız, büyük çoğunluğumuzun geek olma sebebi Spider Man için önce spoilersız, sonra da kürekle spoiler atarak devam edeceğimiz incelememize hepiniz hoş geldiniz. Maskeleri geçirin, kemerleri bağlayın ve en önemlisi de yüreğinizin en derin köşesindeki Spider Man sevgisini asla azaltmayın!
SPOILERSIZ – Her Şey Çiçek Gibi!
Size tek bir soru soracağım: Spider-Man’i seviyor musunuz? Bu kadar basit bir soruya cevabınız da en az o kadar basit bir “evet” ise iş tamamdır, Homecoming’i seveceksiniz! Yok, şaka değil; sahiden de bu kadar kolay ve basit. Örümcek Adam ile büyümüş, hakkında en azından birazcık fikir sahibi olan herhangi birinin bu filmi sevmemesi için hiçbir sebep yok.
Milenyum itibari ile eskittiğimiz iki Peter Parker ve beş filmi sonrasında Tom Holland’ın hayat verdiği Homecoming Spider-Man’i, gerçekten de şimdiye kadarki en iyisi. Önceki Örümcek Adam’ları bir kenara atıp hiç yokmuş gibi davranmak ya da onları tamamen başarısız görmek bana pek akıl karı gelmiyor şu noktada, ama yiğidi öldürün hakkını verin şimdi: Tom Holland bu işi şahane kotarmış. Bu rolü aldığındaki heyecanını, en az Peter Parker’ı canlandırırken de göstermesi, filmi sürükleyen etkenlerden biri olmuş.
Filmi sürükleyen demişken… Bir Spider-Man filminin en sürükleyici ögesi sanırım mahallemizin sevimli dostunun komik ve eğlenceli sahneleri olsa gerek. Yani Peter’ın kişisel hayatındaki sorunlar; o eğlenceli, komik ve hızla akıp giden Ağ Kafa sekansları kadar sürüklemiyor işin doğrusu. E hal böyle olunca ilk yarım saat, kırk dakikalık gibi bir sürede filmin hikayesine alışmanız ve giriş yapmanız için bütün imkanlar sağlanıyor aslında size. Oradan sonrası ise biraz daha yavaşlayıp olayların ciddiyetini kavramaya başladığınız sürece giriyorsunuz zaten. Yine de Tom Holland’ın çiçek gibi performansı sayesinde, bu esprili Spider-Man keyfinden pek mahrum kalmıyorsunuz, o konuda güveniniz tam olsun.
Karakterler konusuna gelirsek, kısa kısa şöyle bahsedebiliriz sanırım: Filmin size, motivasyonu ve gerekçeleri en yerinde olan villainını sunduğunu söylemek isterim. Vulture, Michael Keaton’ın performansıyla beraber izlendiğinde zevkten dört köşe ediyor insanı. Öte yandan Tony Stark‘ın tüm filmi domine ettiğine dair yorumlara aldanmayın; kendisi olayların gelişmesinde etkili ama şöhret ışığını çalmaktan uzak bir karakter olarak yer alıyor. Bazı yan karakterlerin “olmasa da olur” diyeceğiniz türden varlıkları bir yana, en çok rahatsız eden kişinin May Hala olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum. May Hala, May Hala olalı böyle eziyet görmemiştir bence. Çok net.
Film sonrası gelen yorumlardan çoğu da “Fragmanlarda bütün filmi göstermişler miydi?” gibisindendi. Şahsen ilk fragman sonrasında gelen şikayetleri görüp bir daha izlememe kararı aldığım ve filme de öyle gittiğim için çok ama çok mutluyum denebilir. Çünkü bu incelemeyi yazmadan önce yayınlanmış kliplere, fragmanlara ve bilimum görsel her şeye baktım ve dürüstçe söyleyebilirim ki; evet, filmi birazcık sızdırmış gibi olmuşlar sanki. Çoğu zaman “Bak burada bu espri geliyor.” ya da “Şurada şu olacaktı.” gibisinden izlemek muhtemelen can sıkacaktır, ne deseniz haklısınız bu konuda. Ama bütün fragmanları izlemiş olan ve filme beraber gittiğimiz Can Türkdoğan ve Ömercan Güldal’dan bu konuda kötü bir yorum almadım şahsen. Sürprizi öldürme konusunda hafif bir etkisi oluyor ama o kadar da can sıkmıyor demişlerdi, umarım bütün fragmanları izleyen hayranlar için aynı etkiyi yaratır film.
Özetle çiçek gibi, şimdiye kadarki en güzel Spider-Man filmi olarak nitelendirebileceğimiz bir film olmuş. Milyonuncu defa origin hikayesi anlatmadan keyifli ama kusurlarıyla da sevilebilecek bir yapım var karşımızda. Liseli ergen klişelerinden bıkmış insanların bile böylesine aşinalıkları itici bulmayacağı, temiz bir iki saate hazır olun. Ha bir de ekleyelim: FİLMDE İKİ ADET AFTER CREDITS SCENE VAR. Bunu unutmadan filme gidin, mutlaka ikisini de izleyin. Yazılar bittikten sonraki sahne, özellikle bu kadar uzun süre bekleyen biz izleyiciler için büyük önem arz ediyor. (Ciddi konuştuğuma bakmayın, sululuklar şakalar falan var işte) Eğer her şey tamamsa spoiler okumaya razı olanlar ya da filmden sonra incelemeyi okuyanlar olarak yavaştan bir sonraki sayfaya ilerleyelim. İncelemenin spoilerlı kısmında görüşürüz millet!