Çocukken hiç sahte oyuncağınız oldu mu bilemiyorum, benim vardı ve sahte olduklarının bilincinde olduğum için onlarla gayet eğleniyordum. Kendi kurduğum oyun senaryoları içinde gerçekten eşsiz yerler verdiğim bu sahte karakterler, çocukluğumun en tatlı zamanlarını oluşturdukları için aslında kendilerine büyük bir teşekkür borçluyum. Çünkü literatürde “Bootleg” olarak geçen bu ürünlerin, kendilerine has ve bütün çakmalıklarını geride bırakan bir orjinal yanları var.
Sahte oyuncaklar ilginç gerçekten, bunları kim yapıyor, neden yapıyor, nasıl yapıyor diye hep düşünür dururdum. Yani kim orijinal bir oyuncağın kalıbını alıp, rengini ya da başka bir kritik özelliğini değiştirip bunu bambaşka bir şey olarak piyasaya sürer? Tabii ki genel olarak cevabı dünyanın Asya köşelerinde bulmak mümkün. Zaten yüz yıllardır bir şeyin orijinali varsa bunun sahtesini bulmak gayet kolay.
İşte THE SUCKLORD bununla alakalı müthiş bir kısa belgesel. Joey Garfield tarafından çekilen film, Sucklord isimli gizemli bir adamın çakma oyuncaklar dünyasını gözler önüne seriyor. Sucklord, uzun bir süredir kendine has çakma oyuncaklar yapıyor ve bunları satıyor. Kim alıyor bu çöpleri diye soracak olursanız alanı bol. Sucklord’un dediğine göre bu özel yapım çakmaların pazarı bol ve yüzlerce insan bu parçaların koleksiyonunu yapıyor.
Ve neler neler var, gay Stormtrooper’lar, uzaylı iş adamları, pembe AT AT’ler ve pek çok birbirinden eşsiz parça, Sucklord’un elinde can bulmuş. Açıkçası Sucklord bu işi bir sanat eseri gibi icra ediyor ve ben bu sebeple kendisine inanılmaz saygı duydum. Toplumun normlarına çomak sokmayı kendine görev edinen Sucklord, oyuncak dünyasının marjinal ismi olarak adını tarihin karanlık sayfalarına yazdırmasa bari diyorum ve sizi bu muhteşem kısa belgeselle başbaşa bırakıyorum.
