Hugh Jackman’ı son kez Wolverine olarak izleyeceğimiz Logan filmine şunun şurasında bir-bir buçuk ay kaldı. E zaman yaklaştıkça heyecan bir artıyor ki, sormayın gitsin. Son günler genelde daha acı dolu bir bekleyişle geçiyor ama bu acı nedense farklı bir zevk veriyor. Onca bekleyişin sonunda nihayet filme kavuşmanın vereceği o harika his, muhtemelen bu acıyı tatlı kılan bir şey. E peki biz bu Logan filmine bu kadar ihya olduk tamam da, nedeni neydi? Hugh Jackman’ı son kez görecek olmamız mı? Old Man Logan çizgisindeki hikayesi mi? Yoksa sadece yeni bir geek filmi daha geliyor oluşu mu? Bunların hepsi elbette çok güzel sebepler filme coşmak için, ama bizi bunlardan daha çok çeken başka bir şey var: Bütün o trailerlarda gördüğümüz küçük kız. Kimden bahsettiğimizi muhtemelen biliyorsunuzdur ama gelin bir kez de alenen zikredelim o kız kim diye: X-23! Laura Kinney ismiyle tanıdığımız X-23’ün, beyaz perdede ilk portrelenişini görmeden önce bilen bilmeyen herkes için minik bir ön bilgilendirme yapalım, ne dersiniz?
Orijin Hikayesi
Vahşi mutantımız Wolverine’in de içinde bulunduğu Weapon X deneyinin tekrardan uygulanmak istenmesi üzerine yapılan çalışmaların pek de beklendiği gibi gitmemesi, aslında X-23’ün fitilini ateşleyen sebepti. Neredeyse kırılması imkansız olan adamantium metalinin, iskeleti ile birleşme sürecinde kurtulabilen deneğin dahil olduğu test sonuçta başarısız oldu . Bu projede yeni bir çizgi izlemek adına Doktor Martin Sutter, ünlü mutant genetisyeni Doktor Sarah Kinney’i işe dahil etti ve kendisinin bir klonunu yaratması için ona önemli bir görev verdi.
Weapon X’ten geriye kalan tek kullanılabilir genetik örneğin de hasarlı olması sebebiyle, yirmi iki girişimden sonra bile Y kromozomunu kurtarmayı başaramadılar. Bundan sonra ise Doktor Kinney, varlığını sürdürebilecek bir kadın klon üzerine çalışmaya başladı. Babası, Wolverine tarafından vahşice öldürülen Doctor Zander Rice bu fikre karşı çıksa da, Doktor Sutter, Kinney’e işine devam etmesi için izin verdi. Kinney’nin bu kendi başına buyruk yaptığı işler sebebiyle Rice, Kinney’nin bu klon için vekilen annelik yapmaya zorladı. Wolverine’den alınan X geni, Kinney’nin rahmine yerleştirilmeden önce zigota dönüştürülmüş ve bu süreç sonunda da Sarah Kinney, X-23’ü dünyaya getirmiştir.
Güçleri
Nimrod ve O.N.E (Office of National Emergency – Ulusal Güvenlik Ofisi) tarafından çok ciddi bir tehdit olarak sınıflandırılan X-23, Wolverine’in sahip olduğu çoğu güce sahiptir. Son derecede keskin insanüstü duyular; her elinde iki ve her ayağında bir tane olmak üzere pençeler; kendini iyileştirebilme yetisi; süper-insan dayanıklılığı, çevikliği ve refleksleri; kimyasallara ve hastalıklara karşı bağışıklık ve de uzun süre yaşayabilme gibi birçok gücü var. Aynı zamanda birçok dile hakimiyet, iz sürme ve dövüş sanatları gibi alanlarda da oldukça hatırı sayılır bir ölçüde ustadır.
Yaratıcıları
Craig Kyle ve X-Men animasyon serilerinin bilindik ismi Chris Yost‘un ortak çalışmaları sonucu ortaya çıkmış X-23. Yost ve Kyle’ın beraber yarattıkları Laura Kinney’nin ilk görünüşü, Yost’un halihazırda devam ettiği animasyon serisinde olmuş. Marvel yapımcıları da bu yeni karakterden bir hayli hoşnut olunca, ikilinin X-23’ü çizgi romanlara uyarlamasını istemişler. İlk olarak altı sayılık bir mini seri hazırlayan Yost ve Kyle, sonrasında Laura Kinney’i X-Men evreninde daha devamlı bir karakter haline getirmişlerdir.
