Bana birisi durduk yere kimin kafasının içine girmekten korkarsın dese, yanıtım ışık hızıyla Tim Burton olur. Hayır, sebebi ne yarattığı korkunç canavarlar ne de ölü bedenlerden komedi çıkartabilme yeteneği. Sebep tamamen öngörülemezlik. Tim Burton’ın zihni, sürekli gıcırdayan ve altlarından ne çıkacağı belirsiz tahtalarla kaplı. Şahsına münhasır deyimini üstüne tapulamış bir sinemacıdan bahsederken, yanlış bir adımın neler getireceğini kim bilebilir?
Mesela parmak ısırtan yaratıcılığının yansıdığı işlerden birkaçı; Ölü Gelin, Charlie’nin Çikolata Fabrikası, Büyük Balık ve tabii ki Beterböcek. Belki de sonuncusuna tek seferde üç kere, Bettlejuice olarak seslenmem daha doğru olur. Neticede kendisi Beetlejuice Beetlejuice filmiyle, 6 Eylül 2024 tarihinde karşımıza yeniden çıkmak için sabırsızlanıyor. Evet, 36 yıldan sonra, Beetlejuice için randevu sırasının sonu göründü. Warner Bros. Picture’ın sunumuyla fragmanımız da burada:
Fragman elini açık etmeden heyecanı arttırmasıyla başarılı. Sırf şarkıyı duymak ve kırsalın değişmeyen ahesteliğini görmek bile hayranları yerinde zıplatmaya yetmiştir eminim. Ama en sonda görünen Lydia ve Beetlejuice karşılaşması, anlatılmaz hislerle geliyor. Özellikle oyuncuların üzerinden geçen yılları gerçekten görüyorken…
1988 yılında çekilen Bettlejuice filminin konusu, evliliklerinin baharında ölen Adam ve Barbara Maitland çiftinin, evlerinin yeni sahipleri Deetz ailesiyle başa çıkma serüvenini anlatıyordu. Sevimli hayaletlerin kapitalist Deetz avcılarının elinde can çekişmesi, ölüler diyarı bürokrasinin karmaşası ve yeni ölülerin bir başına ortada bırakılması gibi sorumsuzluklar, bugün bile taze mizah çıkartabiliyor ortaya.
İlk film kadrosunda tatlı çift olarak Alec Baldwin ile Geena Davis’i, depresif Lydia rolünde Winona Ryder’ı, Beetlejuice olarak ise Michael Keaton’ı barındırıyordu. Yeni filmdeyse ana çiftimiz dışında orijinal kadro çoğunlukla aynı kalırken; aralarına Jenna Ortega, William Dafoe, Justin Theroux ve Monica Bellucci katılıyor. Özellikle Ortega’nın Wednesday performansından sonra Lydia’nın kızı Astrid rolünü canlandırması, tam on ikiden isabet olmuş. Monica Belluci’yi ise Bettlejuice’ın eşi olarak başını yakarken göreceğiz.
Aslında ilk filmin ortalarında ve sonunda çok az aksiyondaydı Beetlejuice. IT ve Joker’den sonra aramıza geri dönen üçüncü palyaço tipli düşmanımızın, ekran süresi doyurucu olur umarım. Görsel efektler konusunda ise belli ki umduğumuzdan fazlasını bulacağız. Ama zaten ben ilk filmdeki ufuk açıcı tasarımlar, el yapımı olmasıyla absürtlüğün içinde hala sırıtmıyor iddiasındayım. Acaba Tim Burton günümüz imkanlarıyla ölüler diyarını yansıtırken ne gibi oyunlar oynayacak?
Son filmleriyle eskiyi aratan yönetmen, nostaljinin payıyla idare eder bir iş mi çıkaracak yoksa hemen üçüncüsü gelsin mi dedirtecek, göreceğiz. Yenilenen serilerden çektiklerimizi düşününce, temkinli olmakta fayda var diyerek coşkumun altını kısıyorum ben. Farklı beyinlerin projelere yaklaşımı bir kenara, kendi yaratıcısının bile yıllar sonra geri dönmesi ayrı sıkıntılara sebep olabiliyor neticede. Ama başarılı olmasını da çok isterim. İlginç bir şeyler gösterirken kendi halimde eğlendireyim diyen, tek atımlık filmleri özledim. Bu uzun arada umarım içi geçmiş ölülere rağmen, Yakın Zamanda Ölenler İçin El Kitabı da yeniden basılmıştır. Çıtır merhumlara yazık. Sahi yazı boyunca kaç kez Bettlejuice dedim?