Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz haftalarda NASA’nın muhteşem keyifli bir duyurusunu konuşmuştuk sizlerle. Biliminsanlarının felaket hayal gücünden yoksun bir şekilde TRAPPIST-1 olarak adlandırdığı ultracool bir cüce yıldız ve onun etrafında dönen yedi gezegeninin, değer olarak bizim dünyamıza epey yakın aralıklarda durduğunu duyurmalarıyla birlikte, bizim beynimiz alev almaya başladı elbette. Ne vardı orada? Nasıldı gezegen yüzeyi? Canlılar var mıydı?
Bu sorular sadece bizim beynimizi yakmıyor elbette. NASA doğal olarak tam da bu soruların cevaplarını almak üzere araştırmalarına başladığını açıkladı. Kepler görevinin uzantısı olarak tasarlanan K2 görevi, 15 Aralık 2016’dan 4 Mart 2017’ye kadar 74 gün boyunca ultracool yıldızımızın etrafında dönen gezegenler geçtikçe yaşanan parlaklık değişikliklerini kayıt altına almış. Bu bizim TRAPPIST-1 ve saz arkadaşlarını en uzun izlediğimiz periyot.
Henüz veri çok çiğ. Uzunca bir süre boyunca işlenecek, NASA ve diğer uzay ajansları gelen verileri tartmaya çalışılacak. Öğrenilmeye çalışılan bir takım spesifik şeyler var. TRAPPIST-1’in manyetik alanı ne kadar kuvvetli, mesela? Yedinci gezegenin hacmi ve kütlesi ne? Ve daha da önemlisi, TRAPPIST-1’e daha detaylı bakışlar atılması gerekiyor mu? Bu K2 görevinden gelen verilerin bir de öyle ulvi bir misyonu var. Eğer doyurucu bir şeyler çıkarsa, bu sefer Dünya-bazlı teleskoplarla inceleme başlatılacak.
K2’den gelen çiğ verilerin 2017 Mayıs’ı gibi işlenmiş olması bekleniyor. Ancak elbette, NASA’nın kafasında bazı şeyler zaman içerisinde oturacaktır. Muhtemelen Mayıs 2017, NASA’nın “biz buradan aldığımız veriyi halka açıklayacak kadar fazla sefer teyit ettik” tarihi. Bir de tabii, “biz daha henüz tam anlamıyoruz, siz nereden anlayacaksınız?” tarihi. An itibariyle şöyle gözüküyor K2 verileri zira:
Nasıl? Çözülecek gibi, değil mi?
